- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 July 2018, Tuesday 20:20
- 3280 kez okundu
A.Coşkun EFENDİOĞLU –
Seçimler sonrasında CHP’nin aldığı oy oranı, Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP adayı Muharrem İnce’nin çok altında kalınca, geçmişteki tartışmalar, bu kez daha üst perdeden yaşanmaya başladı. Çünkü Muharrem İnce, çok uzun yıllar sonrasında % 30 barajının üstünde oy alırken, CHP’nin bir önceki seçimden 3 puan daha düşük oy alması, Kılıçdaroğlu yönetiminin artık sona ermesi gerektiği konusundaki tartışmaları körükledi. Öyle ya, kaçıncı seçimdir % 25’in üstünde varlık gösteremeyen CHP, üstelik, Muharrem İnce’nin yarattığı hareketliliğe karşın, bırakın oylarını birkaç puan artırmayı, daha da düşürmüş durumda.
CHP içinde ya da dışarıdan pek çok kişi, bu durumda Kılıçdaroğlu’nun artık parti yönetiminden ayrılması gerektiğini düşünüyor ve söylüyor.
Öte yandan, Muharrem İnce’nin, daha önce söylediği ‘Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkmam’ sözlerine karşın, kurultayı kendi istemese de, istetme çalışmaları, kimilerince etik bulunmazken, sadece isimlerin değişmesinin ne derece çözüm olacağı konusunda da akıllarda pek çok soru işaretlerine neden oluyor.
Bu tartışmaların yakın zamanda dinmeyeceği de anlaşılıyor.
Ancak benim bu yazıda belirtmek istediğim, daha önceki iki yazımda da işaret etmeye çalıştığım, başka bir konudur. CHP’nin neden % 25 bandına çakılı kaldığını anlamaya çalışırken, konu, partinin liderinin kim olacağına ya da adayların merkezden mi yoksa ön seçimle delegeler ya da üyelerle mi belirlenmesi gerektiğine takılıp kalıyor.
Oysa CHP’nin sorunu çok daha derindedir, ideolojiktir.
Partiler, siyasi hayatta, toplumlara gidilmesi gereken yönü gösterirler.Kendilerince olması gerekenleri programlarında belirtirler.Partilerin programları ise 19.ve 20. Yüzyıllarda, sonuçta, belli bir ideolojinin yansımalarıdır.
Topluma ne vaadettikleri, benimsemiş oldukları ideolojinin yolgöstericiliğinde hazırlanan programlarında somutlanır.
Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetimizin kurucu partisidir ve Mustafa Kemal Atatürk’ün 1931’de belirlediği 6 temel ilke üzerine kurulmuştur. Cumuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve İnkılapçılık..
Çok partili rejime geçilmesi sonrası ise, Demokrat Parti liberal ekonomi politikalarını savunurken, CHP, devletçiliği kapsayan biçimde, karma ekonomi sistemini savunmuştur.
Bu ideolojik farklılık, DP sonrasında, O’nun ardılı olan Adalet Partisi ile de devam etmiş, en uç noktalarını ise 12 Eylül sonrasındaki ANAP’ta bulmuştur. CHP de, karma ekonomi anlayışını devam ettiregelmiştir.Ancak, özellikle 12 Eylül sonrası liberalizmin zorla topluma enjekte edildiği koşullarda ve ANAP sonrasında CHP’nin programatik tutumunda sıkıntılar başgösterdi.Sovyetler Birliği’nin de çöküşü sonrası, tek kutuplu dünyanın azgın ideolojik bombardımanı altında, ‘ortanın solu’, ‘sosyal demokrat’ CHP’de de, ‘çözülme’ diyebileceğimiz bir süreç yaşandı. O kadar ki, özelleştirmelerin sınırsız bir şekilde sürdürüldüğü ANAP ve AKP dönemlerinde, CHP’nin Cumhuriyetçilik, halkçılık ve Lâiklik okları tırpanlanırken, ‘Devletçilik’ oku da neredeyse hiç hatırlanmaz oldu.
Hatta, CHP yöneticilerinin, sağ liberal partilerin yaklaşımlarından bazılarıyla hareket etme çabası, Kemal Derviş dönemi sonrasında, akademik çevrelerden haklı eleştirilerle karşılaştı ama, süren ağır liberal ideolojik bombardıman altında, devletçilik oku anılmaz oldu..
Bu söylediklerimiz, 24 Haziran seçimleri sonrasında, seçimin hemen öncesinde yabancı şeker (glikoz) şurubu üreticilerinin lehine satılan şeker fabrikalarının olduğu kentlerde alınan oylarla yapılan karşılaştırmalarda bariz bir şekilde öne çıktı. Pek çok kişi, satılan fabrikaların olduğu kentlerde Erdoğan’ın % 60’lar, 70’ler seviyesinde aldığı oylara işaret ederek, bu özelleştirmelerden en fazla şikayetçi olması gereken o yöreler halkının ve şeker pancarı üreticilerinin bile halâ AKP’ye ve Erdoğan’a oy vermelerinin şaşkınlığını yaşadılar.
Ama hiç kimse de açıktan çıkıp şunu sormadı. CHP’nin bu konudaki politikası ne?.. Siz ne vaad ettiniz de halk halâ AKP’ye ve Erdoğan’a oy verdi?..
Cumhuriyetin bütün kazanımlarının AKP hükümetleri tarafından talan edilircesine özelleştirilmesi sürecinde bile, en hayati sanayi kurumlarının satılmasına karşı bir politika geliştirmeyen, devletçilik okunu unutan CHP’den kimse bahsetmiyor..Son seçim çalışmaları sırasında birkaç şeker fabrikasının tekrar geri alınacağını, belki de CHP’lilerden fazla İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dillendirdi.
Demem o ki, CHP, altı okunun gereklerini yerine getirmede sınıfta kaldığı için, alternatif politikalar üretmediği ve savunmadığı için, % 25-22’lere çakıldı kaldı. Hatta, sağ politikanın kimi argümanlarını da alıp savunmaya çalıştı.
Ama, sağ politikalarının ‘aslan gibi’ savunucuları zaten varken, aslı varken, kopyası olan size kim baksın?!
Siz, bayrağınızda temel ilkeleri asılı sol politikalar üretmedikten, halkın gözünde farklı bir program ortaya koymadan ve canla başla bunun propagandasını yapmadıktan sonra, farkını ortaya koymadıktan sonra, gerisi boştur.Bu sonucun alınması da kaçınılmazdır.
O nedenle, CHP’lilerin, lider şu mu olsun, bu mu olsun tartışmalarından ziyade, sol politikalar üzerine odaklanması ve kendisine böyle bir rota belirlemesi gerekiyor.
Ama, son seçimlere hazırlık sürecinde de ortaya çıkan, ‘vakit dar’ aptalca gerekçesinden vazgeçerek, en azından partinin içinde demokratik yöntemlerin uygulanmaya başlanması gerekliliği, program tartışmalarından da önce gelir. Çünkü, kendi içinde demokrasiyi işletmeden, ne yapılsa boştur ...
AKP, adaylarını belirlerken demokrasiyi işletmiyor ve bu kendi üyeleri nezdinde de aslında onun en zayıf noktalarından biridir; ama buna boyun eğiyorlar. CHP’nin ‘kemikleşmiş’ oy tabanı ise Cumhuriyetçidir, demokrattır ve bunu kaldırmaz, kaldırmıyor..CHP’nin demokratik iç işleyişi, AKP gibi partiler için de aslında bir ‘çözülme’ gerekçesi haline gelebilir. Ama olamıyor.. Çünkü CHP de demokratiklikten uzaklaşıyor.. ‘Baskın seçim’, ‘vakit dar’ gibi aslı olmayan gerekçelere sığınarak tepeden aday belirlenmesi, asla kabul edilemez; zaten edilmiyor da.. Artık birileri bunun farkına varmalıdır..
-
27.08.2024 MEVCUT SİYASİ DURUM VE CHP
-
23.08.2024 SPOR AMATÖR MÜ PROFESYONEL Mİ OLMALI?..
-
23.08.2024 ALT YAPIDA ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER..
-
07.06.2024 Milas’ın Mahallelerindeki ‘Karavan Parkı’ Sorunu..
-
05.06.2024 UYUTULMAK İSTENEN KİM!?..
-
27.05.2024 31 MART’TA MUĞLA VE MİLAS’TA NELER OLDU?
-
05.04.2024 SEÇİM SONUÇLARI NEYİ GÖSTERİYOR?
-
29.03.2024 HAYAL DÜNYASI VE GERÇEKLERİN MÜCADELESİ..
-
16.03.2024 DERLENİP DÜRÜLMESİN BAYRAKLAR… ADAYLARA ÇAĞRI!
-
13.03.2024 AYDIN BEY, KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?..
-
15.02.2024 EN GÜÇLÜ ANKET SANDIKTIR!..
-
13.02.2024 TABLO NETLEŞTİ!..
-
22.12.2023 ŞAŞKIN BİR “YURTTAŞ İNİSİYATİFİ” !..
-
05.09.2023 AĞUSTOS SONA ERERKEN..
-
04.08.2023 MUHTARLARIN YALAN BEYANI ÜZERİNE..
-
13.06.2023 CEVAP BEKLEYEN SORULAR..
-
09.06.2023 CHP TARTIŞMALARI ÜZERİNE
-
11.04.2023 VE ADAYLAR ÇIKTI MEYDANE!.. (Bakalım Hangisi Diğerinden Merdane!..)
-
21.07.2022 AKP MİTİNGİ, NEDEN? SEÇİM Mİ VAR?
-
19.07.2022 MİLAS OSB ve ‘BEKÇİ MURTEZA’
-
17.07.2022 UYDURUK HABER Mİ, YOKSA..!
-
19.05.2022 MADEM Kİ..
-
04.04.2022 BİR TURNUSOL KAĞIDI: ZEYTİN AĞACI..
-
10.12.2021 GURURLUYUM, GURURLU OLMALIYIZ!.. ASALETE BAKAR MISINIZ?..
-
16.11.2021 ŞENLİK GÜZELDİ.. İKİ GÖLGE HARİÇ!..
-
09.11.2021 ŞEHİR PLANLAMASI AÇISINDAN GÖZE BATANLAR
-
04.11.2021 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ’NİN AÇIKLAMASI ÜZERİNE..
-
02.11.2021 PLANSIZLIĞIN PÜF NOKTASI
-
26.10.2021 GÜMÜŞKESEN ANIT MEZARI NEDEN HÂLÂ HAPİS!?
-
19.10.2021 “KEFEN GİYMEK”..
-
18.10.2021 BİR HASTANE HİKAYESİ!...
-
07.04.2020 SORU İŞARETLERİYLE YAŞAMAK..
-
24.03.2020 VATANDAŞIN HABER ALMA HAKKI..
-
12.11.2019 BU FARKLILIK NEREDEN KAYNAKLANIYOR!?
-
30.09.2019 BİR GARİP CEVAP: “O BÖLGEDE TERMİK SANTRAL YOKTUR”
-
11.09.2019 ORMANLARIMIZ, MADENLER VE SULARIMIZ..
-
21.08.2019 YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI, YANAN ORMANLARDAN DAHA MI PAHALI!?
-
10.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (1)
-
25.06.2019 Vee.. “her şey çok güzel olacak”!..
-
19.02.2019 İKTİDAR GÜCÜYLE BAŞKAN OLMAYA ÇALIŞMAK..
-
18.02.2019 BAŞIMIZ DÖNDÜ..
-
30.01.2019 FIRTINANIN ARDINDAN..
-
29.01.2019 SİYASET KURUMU..
-
24.01.2019 CHP’DEKİ EĞİLİM YOKLAMASI BİR MİLATTIR
-
01.01.2019 2019’a Başlarken.. Umut, Sönmeyen Kıvılcımdır..
-
22.12.2018 GÜNBATIMI SÖYLEŞİLERİ VE TERMİK SANTRALLAR..
-
20.12.2018 İBRETLİK BİR ANI!..
-
10.12.2018 OSMAN GÜRÜN BAŞARISIZ MI?
-
10.12.2018 31 MART’A DOĞRU..
-
20.11.2018 SALKIMSÖĞÜT
-
13.08.2018 KULEKENT – MARÇALI – HEKATOMNOS
-
28.06.2018 Sürpriz olan ne? / 2
-
26.06.2018 Sürpriz olan ne?
-
20.04.2018 ‘Erken Seçim’ değil “Baskın Seçim” ya da İktidar panikte!..
-
19.03.2018 9. TARIM FUARI’NIN ARDINDAN AKILDA KALANLAR
-
24.08.2017 Bir ziyaretin hatırlattıkları ...
-
01.08.2017 Bazı sorunlar …
-
18.04.2017 Bu sonuca göre …
-
21.02.2017 Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü ne diyor?
-
09.02.2017 Okluk Koyu
-
08.02.2017 Soru, “Meydanda ne olacak” mı?
-
08.12.2016 İyi şeyler de oluyor
-
04.10.2016 Korsan “Gazeteci”lere dikkat!
-
30.09.2016 Milas Çevre Yolu – 2
-
29.09.2016 Milas Çevre Yolu ...
-
26.08.2016 El konulan Okul ne olacak?
-
24.08.2016 Bir özür yeter mi?
-
23.08.2016 Bütün eğitim kurumlarını devlet işletsin ...
-
16.08.2016 FISILTI GAZETESİ..
-
18.07.2016 Darbe girişimi ...
-
12.04.2016 Bozbulanık
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.