- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 20 November 2018, Tuesday 17:05
- 5811 kez okundu
“Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
…..”
Nazım Hikmet’in bu ünlü şiiri, O’nun, Kurtuluş Savaşı’na katılmak için İnebolu üzerinden Ankara’ya birlikte geçtiği arkadaşı Vâlâ Nurettin için yazılmıştır. Elbet, Vâlâ Nurettin, mücadelesinden kopup, normal bir hayata geçtikten sonra!..
Nazım’ın şiiri aslında bir ağıttır. Mücadeleden kopan arkadaşının ardından yazdığı ve söylediği bir ağıt..
“Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!”
Ve arkadaşını, yaralı bir kuş gibi, yaralanan bir atlının atından yuvarlanması gibi görür. Yazıklanır!.. Çok sevmektedir dava arkadaşını. O’nun mücadeleden vazgeçmesine çok üzülmüştür; bu ünlü ağıdı, O’nun ardından yazmıştır.
Ama, bir şey daha söyler O’nun ardından..
“Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!”
Yine de bir saygı var, Nazım’dan arkadaşına… Mücadelesinden vazgeçmiş olsa da, arkadaşı Vâlâ’nın, eski mücadelesini kötülememesine, karşı tarafa geçmiş olmamasına, arkadaşlarına da ‘vazgeçin, geri dönün’ dememesine, ‘vazgeçerken’ bile arkadaşının ‘çirkefleşmemesine’..
“baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
* * * *
Ve, bu noktada, ünlü şairimiz Can Yücel’in o güzel mısrası gelir aklıma: “Gavura kızıp da oruç bozulmaz..” Ve yine Can Baba’nın bir anekdotu… Sevgili Kemal Kaşkar aktarmıştı. İzmir’de, 90’lı yılların sonlarında, bir sohbet sırasında, gençlerden biri Can Yücel’e sorar. “Can Baba, devrim gelecek demiştiniz siz bir konuşmanızda. Ama görüyorsunuz yaşadığımız günleri, daha da beter oldu her şey.” Can Baba, döner gence ve “dedim tabi de, durup da bekle demedim.. O’nun için mücadele etmek gerek. Gelecek elbet, sen orucunu bozmamaya bak” der..
* * * *
Siyaset, bir iskelet işidir aslında.. Yozlaştırılmış anlamıyla, ‘işine geldiği gibi davranma’ anlamında değildir. Ancak, gerçekten yozlaştırılmış bir ‘siyaset’ kavramı, ne yazık ki yaygınlaşmıştır.
Oysa siyaset, bir ideolojik duruşun, iskeletin çevresinde örülmüş bir yoldur. Siyaset ekonomi, eğitim, adalet, yaşama bakış, vb. bu ideolojik duruş etrafında biçimlenmiş yaklaşımlar bütünüdür.
Ülkemizde de, ta Osmanlı’dan beri, yaygın olarak, iki siyaset tarzı arasındaki mücadeleye tanık olmuşuzdur. Liberalizm (ademi merkeziyetçilik) ve merkezden yönetim (devletçilik, karma ekonomi).
Bunlardan ilki, yaşadığımız günlerde, AKP ile temsil ediliyor esas olarak. İkincisi de, eskisine göre çok eksikli olsa da CHP tarafından. Daha doğrusu, hâlâ CHP’yi desteklemekte olan yurttaşlarımız tarafından..
* * * *
Üstelik, bu iki temel ‘siyaset ekseni’nden ilkinin bugünlerdeki temsilcisi olan AKP, Cumhuriyetimizi kuran felsefe ile de savaş halinde. Açıktan yapıyor bunu üstelik. Bu koşullarda, hiç bir gerçek Cumhuriyetçi, farklı saikler ve nedenler ileri sürerek dahi, AKP cephesinde görünmek bile istemiyor ve istememelidir.
* * * *
Geçtiğimiz günlerde Milasımızın eski Demokrat Partilileri’nden biri ile ayaküstü sohbet ettik. Barış Saylak’ın ne yaptığını sordu bana. Görüşümü aktardım. “Çok yanlış yapıyor” dedi, “hiç yakıştıramadım” buyurdu.. “İnanamadım”, dedi sonra ve ekledi: “Ben yılların sağcısıyım. Bu Cumhuriyeti kuran iki büyük kurucumuza ‘iki ayyaş’ diyenlere, ‘keşke Kurtuluş Savaşı’nda Yunan galip gelseydi’ diyenlerin önünde diz çökenlere oy veremez bu eller.. Barış gibi bir CHP’li de ne olursa olsun karşı tarafa geçmemeliydi” dedi.
Bırakın bir solcuyu, yılların Demokrat Parti’li sağcısı da onaylamıyordu bu saf değiştirmeyi..
* * * *
Barış Saylak’ın o çok sevdiği, kardeşim dediği rahmetli Tayfun Talipoğlu da çok güzel okurdu Nazım’ın o şiirini..
“Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!”
….
-
22.10.2024 EĞİTİM VE SAĞLIK TÜMÜYLE KAMULAŞTIRILMALIDIR!..
-
13.09.2024 EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ Mİ DEDİNİZ !? PEKİ, CHP NE DİYOR?
-
27.08.2024 MEVCUT SİYASİ DURUM VE CHP
-
23.08.2024 SPOR AMATÖR MÜ PROFESYONEL Mİ OLMALI?..
-
23.08.2024 ALT YAPIDA ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER..
-
07.06.2024 Milas’ın Mahallelerindeki ‘Karavan Parkı’ Sorunu..
-
05.06.2024 UYUTULMAK İSTENEN KİM!?..
-
27.05.2024 31 MART’TA MUĞLA VE MİLAS’TA NELER OLDU?
-
05.04.2024 SEÇİM SONUÇLARI NEYİ GÖSTERİYOR?
-
29.03.2024 HAYAL DÜNYASI VE GERÇEKLERİN MÜCADELESİ..
-
16.03.2024 DERLENİP DÜRÜLMESİN BAYRAKLAR… ADAYLARA ÇAĞRI!
-
13.03.2024 AYDIN BEY, KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?..
-
15.02.2024 EN GÜÇLÜ ANKET SANDIKTIR!..
-
13.02.2024 TABLO NETLEŞTİ!..
-
22.12.2023 ŞAŞKIN BİR “YURTTAŞ İNİSİYATİFİ” !..
-
05.09.2023 AĞUSTOS SONA ERERKEN..
-
04.08.2023 MUHTARLARIN YALAN BEYANI ÜZERİNE..
-
13.06.2023 CEVAP BEKLEYEN SORULAR..
-
09.06.2023 CHP TARTIŞMALARI ÜZERİNE
-
11.04.2023 VE ADAYLAR ÇIKTI MEYDANE!.. (Bakalım Hangisi Diğerinden Merdane!..)
-
21.07.2022 AKP MİTİNGİ, NEDEN? SEÇİM Mİ VAR?
-
19.07.2022 MİLAS OSB ve ‘BEKÇİ MURTEZA’
-
17.07.2022 UYDURUK HABER Mİ, YOKSA..!
-
19.05.2022 MADEM Kİ..
-
04.04.2022 BİR TURNUSOL KAĞIDI: ZEYTİN AĞACI..
-
10.12.2021 GURURLUYUM, GURURLU OLMALIYIZ!.. ASALETE BAKAR MISINIZ?..
-
16.11.2021 ŞENLİK GÜZELDİ.. İKİ GÖLGE HARİÇ!..
-
09.11.2021 ŞEHİR PLANLAMASI AÇISINDAN GÖZE BATANLAR
-
04.11.2021 TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ’NİN AÇIKLAMASI ÜZERİNE..
-
02.11.2021 PLANSIZLIĞIN PÜF NOKTASI
-
26.10.2021 GÜMÜŞKESEN ANIT MEZARI NEDEN HÂLÂ HAPİS!?
-
19.10.2021 “KEFEN GİYMEK”..
-
18.10.2021 BİR HASTANE HİKAYESİ!...
-
07.04.2020 SORU İŞARETLERİYLE YAŞAMAK..
-
24.03.2020 VATANDAŞIN HABER ALMA HAKKI..
-
12.11.2019 BU FARKLILIK NEREDEN KAYNAKLANIYOR!?
-
30.09.2019 BİR GARİP CEVAP: “O BÖLGEDE TERMİK SANTRAL YOKTUR”
-
11.09.2019 ORMANLARIMIZ, MADENLER VE SULARIMIZ..
-
21.08.2019 YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI, YANAN ORMANLARDAN DAHA MI PAHALI!?
-
10.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (1)
-
25.06.2019 Vee.. “her şey çok güzel olacak”!..
-
19.02.2019 İKTİDAR GÜCÜYLE BAŞKAN OLMAYA ÇALIŞMAK..
-
18.02.2019 BAŞIMIZ DÖNDÜ..
-
30.01.2019 FIRTINANIN ARDINDAN..
-
29.01.2019 SİYASET KURUMU..
-
24.01.2019 CHP’DEKİ EĞİLİM YOKLAMASI BİR MİLATTIR
-
01.01.2019 2019’a Başlarken.. Umut, Sönmeyen Kıvılcımdır..
-
22.12.2018 GÜNBATIMI SÖYLEŞİLERİ VE TERMİK SANTRALLAR..
-
20.12.2018 İBRETLİK BİR ANI!..
-
10.12.2018 OSMAN GÜRÜN BAŞARISIZ MI?
-
10.12.2018 31 MART’A DOĞRU..
-
13.08.2018 KULEKENT – MARÇALI – HEKATOMNOS
-
10.07.2018 CHP’de mesele kişisel değil, program meselesidir
-
28.06.2018 Sürpriz olan ne? / 2
-
26.06.2018 Sürpriz olan ne?
-
20.04.2018 ‘Erken Seçim’ değil “Baskın Seçim” ya da İktidar panikte!..
-
19.03.2018 9. TARIM FUARI’NIN ARDINDAN AKILDA KALANLAR
-
24.08.2017 Bir ziyaretin hatırlattıkları ...
-
01.08.2017 Bazı sorunlar …
-
18.04.2017 Bu sonuca göre …
-
21.02.2017 Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü ne diyor?
-
09.02.2017 Okluk Koyu
-
08.02.2017 Soru, “Meydanda ne olacak” mı?
-
08.12.2016 İyi şeyler de oluyor
-
04.10.2016 Korsan “Gazeteci”lere dikkat!
-
30.09.2016 Milas Çevre Yolu – 2
-
29.09.2016 Milas Çevre Yolu ...
-
26.08.2016 El konulan Okul ne olacak?
-
24.08.2016 Bir özür yeter mi?
-
23.08.2016 Bütün eğitim kurumlarını devlet işletsin ...
-
16.08.2016 FISILTI GAZETESİ..
-
18.07.2016 Darbe girişimi ...
-
12.04.2016 Bozbulanık
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.