• 21 August 2019, Wednesday 10:24
A.CoşkunEfendioğlu

A.Coşkun Efendioğlu

YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI, YANAN ORMANLARDAN DAHA MI PAHALI!?

Bilindiği gibi son iki haftadır, yangından başımızı alamıyoruz. Her taraf yanıyor! Önceki hafta Mumcular ve Tuzabat’taki ormanlarda yangın çıktı. Tuzabat’taki çabuk kontrol altına alındı, ama Mumcular’daki yangın, Bayır Mahallesi’nde evlere 20 metre kala ancak kontrol altına alınabildi. Daha once de Köyceğiz-Fethiye arasındaki çok büyük bir ormanlık alan yanmıştı. Geçtiğimiz hafta sonu Milas Akgedik Barajı üstünde ve hemen peşinden yine Mumcular’da büyük orman yangınları çıktı. Rüzgarın da etkisiyle genişleyen yangın, Kayabaşı Köyü’ne kadar Cehennem Deresi boyunca, yamaç alanlarda sürdü. Mumcular’daki yangın da hemen kontrol altına alınamadı. Pazartesi günü sabah saatlerinde kontrol altına alındığı bildirilen Akgedik bölgesindeki yangının soğutma çalışmaları devam ederken, Pazartesi akşamı gökyüzü yine kızıla boyandı. Yangın yeniden büyüdü ve gece boyunca devam etti. Şu sıralar kontrol altında ve soğutma çalışmaları devam ediyor.

Milas ve Mumcular’daki yangının başlangıç saatlerinde İzmir Karabağlar bölgesinde de yangınlar çıktı ve Karabağlar’daki yangının, şu satırların yazıldığı saatlerde halen devam ettiğini öğreniyoruz.

Ve herkesin bu orman yangınları üzerine saptadığı bir kaç konuyu ele almak gerekiyor.

Birincisi, bu ormanların büyük ihtimalle kasıtlı yakıldığı yönünde. Peki kim yaktı. Umarız, güvenlik güçleri ve savcılar, bu konunun üzerine üzerine giderler. Çünkü özellikle Cehennem Deresi mevkiindeki yangın, yerleşim yerlerinden büyük ölçüde uzakta olan yerler ve benim habercilik bilgilerim yanılmıyorsam, son 7-8 yıldır aynı yerin yılda en az bir kez yandığını söylüyor. Hatta bazı yıllar, aynı yerde iki kez yangın çıktığını biliyorum. Ne var burada, maden mi? Bu bir sorudur? Birileri, gelecekte maden için müracaat edecekleri bu yerleri kasten mi yakıyor, ya da yaktırıyorlar?

Ama bir olasılık daha var. Önceki gün bir eski ormancı ve bu köyleri ve arazi yapısını, orman önlemlerini çok iyi bilen biri geldi yanıma. Bu yangının Pazar günü saat 11:20 sıralarında çıktığını, Akdağ’ın güney taraından başladığını, ancak kuzey yamaçlarında, aynı saatlerde 13-15 kadar silah sesi geldiğini belirtti. Dumanların çıkması sonrasında silah seslerinin kesildiğini belirtti. Kuşkusuz tesadüf olabilir. Ancak bir başka söylediği vardı ki, işte bu çok önemliydi. Dedi ki, “bizim bu bölgedeki orman yangınlarının makul süre içinde kontrol altına alınamamasının en önemli nedeni, orman yolları ve orman emniyet şeritlerinin iyi temizlenmemesidir. Ormancılık el kitabı, en geç Mayıs ayında bu orman yolları ve emniyet şeritlerinin temizlenmesini öngörür. Ayrıca, yüksek gerilim hatlarının geçtiği bölgelerde ağaç temizliği yapılır ki, yüksek gerilim hatlarından yangın çıkmasın. Ama bu temizlikler yapılmadı. Yapıldı denilen yerlerde de gereği gibi yapılmadı. Gerek emniyet şeritlerinde, gerekse yüksek gerilim hatları altındaki ağaçlar kesilir ve elde edilen orman emvalleri oradan çekilerek bir yere biriktirilir. Belki temizlik amacıyla kesimler yapıldı, ama birçok yerde çekme işlemi gereği gibi yapılmadı. Kesilen emval, kesildiği yerde kuruyarak, yangına çok daha elverişli halde kaldı. Bu nedenle, Akdağ’ın üstündeki orman emniyet şeridinden bu tarafa yangın kolaylıkla geçti. Pazar gecesi geçti. Oysa tam tepeden geçen emniyet şeridi iyi temizlenmiş olsaydı, Arazözler burada konuşlanarak, aşağıdak gelen yangının bu yamaca geçmesini önleyebilirlerdi.”

Bu iddia çok önemlidir ve bize, neden yangının belli bir bölgeye hapsedilemediğini açıklamakta anlamlıdır.

İkinci bir konu, yukarıda bahsettiğimiz bütün yangınlar sürecinde konuşulduğu gibi, yangın söndürme uçaklarının neden devreye sokulmadığıdır. Tamam, anladık, Orman Bakanlığı, sözde ‘pahalı’ olduğu için THK’nın yangın söndürme uçaklarını bu yıl kiralamamış. Diyelim ki bu nedenden, her yıl Milas-Bodrum Havalimanı’na konuşlanan THK yangın söndürme uçakları yoktu. Kardeşim üç gündür bu ormanlar yanıyor, geçen yıl Yunanistan’da çıkan yangına, bizzat bakan tarafından açıklanan, “yangın söndürme uçaklarımızı gönderebiliriz” teklifi de hâlâ hatırlarımızdayken, neden harekete geçilip de, Muğla ve İzmir’deki orman yangınları için bu uçaklar göreve çağrılmadı? Bu uçakların kira parası, üç gündür yanan ormanlarımızla kaybettiklerimizden fazla mı???

Bu soru karşısında insanın isyan edesi geliyor! Yok mu bu memlekette bütün bu konulara kafa yoran bir yürek, bir beyin?!!

Resmen ciğerlerimiz yanıyor, geleceğimiz yanıyor!.. Yüzlerce hektar ormanlarımız yandı, yanıyor. THK’nın uçakları derhal göreve çağrılmalıdır. Her yıl ormanlarla en fazla mücadele veren Muğla Orman Müdürlüğü hem kadro, hem bütçe yönünden çok güçlendirilmelidir. Orman yolları ve emniyet şeritleri, “Ormancının el kitabında” yazdığı gibi, adam gibi temizlenmeli, kesilen orman emvali belli merkezlerde toplanmalı, yangından etkilenmeyecek hale getirilmelidir.

Bütün ilgilileri, yetkilileri ve yurttaşlarımızı duyarlı olmaya, göreve davet ediyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık