Raşit CENGİZ

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Siyasi partiler, tüm diğer sivil toplum örgütleri gibi, temsil ettikleri toplum kesimlerinin çıkarını savunmak ve korumak için kurulmuşlardır.

Bu işlevlerini “güç”lü olabildikleri ve görülebildikleri oranda sürdürebilirler.

Siyasi parti için güç, sanıldığı gibi kayıtlı üye sayısı veya seçimde aldığı oy değildir, kas gücü ise hiç değildir.

Aktif olmadığı sürece üye sayısı, aldatıcı olduğu için zararlıdır da.

Seçimde alınan oy ise, “güç”ün de içinde bulunduğu birçok bileşenin anlık ürünüdür.

O nedenle bugün siyasi partiler, üst üste yapılan iki seçim arasında oylarını hak etmedikleri kadar arttırıp dramatik oranda kaybedebilmektedirler.

Bu durum partinin gücünün değil, seçmenin çaresizliğinin göstergesidir.

Sağlıklı ve sürekli başarı, gerçekten güçlü oldukları ve toplumu buna inandırdıkları gün oluşacaktır.

O halde “siyasi parti için güç” nedir?

O güç, her an kullanılabilir olan, kullanılmadığı halde caydırıcı olabilen “potansiyel güç”tür.

Tohumculuk Yasası çıkarılırken tüm köylüleri, çok artılı eğitim düzeni getirilirken tüm velileri, çalıntı elektrik yasası çıkarken tüm aboneleri, Suriyeli göçmenlere vatandaşlık ve konut verilirken tüm evsizleri, aynı gün, aynı saatte, aynı sözleri söylemek üzere, söylediğin meydanlarda toplayabilmeyi becerebilmektir, becereceğine güvendirebilmektir.

Genel başkanının ayakları dibine kurşun kovanı atan adamı, değil iki saat sonra karakol dışına, aylarca toplum içine çıkamaz hale sokabilmektir.

“Bu nasıl olacak?” derseniz?

Eylem ve söylem birliği ile.

Acabası olmayan sözleri, ötekisi olmayan örgüte hep bir ağızdan söyletebildiğinizde, kendiliğinden olur.

(14.07.2016)