• 23 January 2017, Monday 18:28
RaşitCENGİZ

Raşit CENGİZ

Bence

Raşit CENGİZ

Görünen o ki; hızla bir karanlığa sürüklenmekteyiz.

On beş yıldır iktidar olan bir parti ile, bir muhalefet partisinin tavanı ve tavana yakın çevresi, kendilerini var eden parlamenter demokratik sistemi yok etmek üzere koşar adım ilerlemekteler.

Dün dediklerini dinlemeden, yarın olabilecekleri düşünmeden, tüm eleştirilere tek yanıt “halk” diyerekten, bize rağmen bizi de ortaçağa sürüklemekteler.

Bu akıl dışı eylemin önündeki tek kurtuluş halk oylaması.

Kazanmak zorundayız.

Ama nasıl?

Ama kiminle?

Önce “nasıl”ı ele alalım.

Başkanlık için mücadele eden donanmanın amiral gemisi olan siyasi parti son on beş yılda her seçimi, kendine özgü iki yöntemi, sürekli ve eksiksiz uygulayarak kazandı.

Birincisi, halkın gözü önünde rakipleri ile yüz yüze, canlı canlı fikir tartışmasına girmeyerek,

İkincisi, siyasi rakiplerini sürekli kavga içine çekerek.

Her ikisinde de ortak amaç, seçmenin bilgi ile değil, duygu ile sandığa gitmesiydi, başardı.

Bizi karanlıktan kurtarabilecek donanmanın tek gemisi olan CHP bu kez bu iki oyunu da bozmalı.

Bunun için alışılmış yöntemlerin dışına çıkmalı.

Başkanlık sevdalılarını sürekli mindere çağırarak, fuzuli gövde gösterilerinden uzak, ulaşılmamış tek bir seçmen bırakmayarak, egosu şişmiş üç beş kişi ile değil, tüm üyelerine görev verip işe koşarak, konuşup anlatarak, soru sorup yanıt alarak ve en önemlisi kavgaya şans bırakmayarak siyaset yapmalı.

Ama, siyaseti kiminle yapmalı?

Bu kez musiki derneğinde konser verir gibi siyaset yapmamalı.

CHP kendi seçmeni için enerjisini harcamamalı.

İnsan onuruna yakışmayan, başkanlık ötesi bu karanlık düzeni engellemenin tek yolunun, aklına ve vicdanına ulaşabileceği, her bir oyu iki sayılacak AKP seçmeni ile, sahipsizlik içinde çırpınan MHP seçmenine sahip çıkmak olduğunu görmeli.

Vatan ile Altı Ok, Atatürk ve laiklikte, Saadet ile en azından islam dininde ortak olduğumuzu akılda tutarak aynı safta olmalı.

Bunun için de, halk oylaması akşamına kadar her sabah uyandığında, sol yakasındaki parti rozetini kaldırıp, kalbinin derinliklerine bırakarak, meydan maydan değil, kapı kapı dolaşarak oydaş aramalı.

Unutmamalıyız ki; bu kez kaybedilecek olan, bir maç veya bir meydan savaşı değil, insan onurunun kurtuluş savaşıdır.

Alışılmışta ısrarın anlamı yok.

Bence… bu kez, kaybetmenin telafisi yok.

 

(19.01.2017)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık