Raşit CENGİZ

Raşit CENGİZ –

Darbe girişiminin üzerinden yaklaşık kırk gün geçti.

Herkesin sorduğu soru “ne yapılmalı?”

Ne yapılacağına karar vermek için iki sorunun yanıtının açık olması gerek.

Birinci soru: 

Ülkenin içinde bulunduğu koşullar ne?

Anlatalım.

Orduda, iş dünyasında, üniversitelerde paralel temizliği devam ediyor ama, halâ kirlilik had safhada.

Memurlar için durum aynı, fakat tehdit o düzeyde değil.

Siyasetteki temizliğe henüz başlan(a)madı.

Başlanacağı da kesin değil.

Asıl sorun da bu.

Başka terör örgütleri gemi azıya aldı.

Ortalık kan gölü, sadece analar değil ülke ağlıyor.

Suudiler gibi ülkeler yeni dış politika niyetlerimiz için, parmak sallamaya başladı.

“Ufukta umut var” diyen yok.

Birinci sorunun yanıtına göre mutlaka bir şeyler yapılmalı.

İkinci soru:

Cumhurbaşkanı, “tüm dini gruplar devletten ayıklanmalı” mı diyor, yoksa” aslında tarikatlar iyidir ama Fethullahcılar kötü çıktı” mı diyor?

“Sadece fethullahcılar kötü” diyorsa, hiç bir şey yapmaya gerek yok, cezamız bitmemiş demektir.

“Kader” deyip oturmalıyız.

“Tüm tarikatlar devletten ayıklanıp kendi işlerine baksın” diyorsa, yapacağı ilk iş,  muhalefeti iktidara ortak kılmaktır.

AKP kadroları ile bunu yapması mümkün değil.

Sorun, çıkaranla çözülmez.

İktidar partisi bunu yapabilir mi?

Zor!

Neden zor?

Bu, sağ siyasetin 1950’den beriye söylediği herşeyin inkarı demektir.

Sol siyaset için durum nedir?

“Evet” der ise, yakmadığı ormanı söndürmeye koşması demektir, yangın sönünce yine tu kaka edileceğini bilmektedir.

Fakat;

Elini taşın altına koymaz ise, belki de kurduğu devlet yıkılıp gidecektir.

(23.08.2016)