• 16 April 2025, Wednesday 14:08
RaşitCENGİZ

Raşit CENGİZ

ÖĞRENİLMİŞ TUTUCULUK

Bu tanım yaygın olarak "öğrenilmiş çaresizlik" olarak kullanılır.

Yılgınlık, güçsüzlük, umutsuzluk, sıradanlık, çaresizlik ve  kısaca davranışlarda tutuculuğu ifade etmek için kullanılır.

Değişimin, gelişimin önündeki en büyük engel öğrenilmiş tutuculuktur.

Az gelişmiş toplumların yaygın ve kabul gören davranış modelidir.

O nedenle davranışlarda tutuculuğu içine sindiremeyenler genellikle azınlıkta, bozguncu ve muhalif olarak kabul edilirler.

Ben de bu grubun içindeyim.

Hayatımda hiç bir işi benden öncekilerin yaptığı gibi yapmadım.

Düşüncelerimi hiç,

ne kadar alkış alır diye tartmadım.

Siyasete adım attığım gün inandığım dünya görüşünü savunan siyasi partilerin yarım yüzyıldan  fazla süredir neden iktidar olmadığını, "iktidar gibi" oldukları zamanlarda da neden muktedir olamadıklarını sorguladım.

Vardığım sonuç, siyasete ve siyasetcilere sinmiş olan

Öğrenilmiş tutuculuktu.

Siyasi tutucular kendilerini ve davranışlarını realizm ile savunurlar.

Ben ise uslanmaz bir idealistim.

Var olan siyaset tarzı, dedemin, babamın zamanındakinin tıpa tıp aynısıydı.

Taklit, tekrar, ilkel ve içgüdüsel.

Bu zincirin kırılmış iki halkası var.

Birisi SHP uygulamaları, diğeri buğünlerde devam eden CHP politikaları.

Dilerim zincir tamir edilip devam etmez.

Aslında zincir tam da kırılmış sayılmaz.

En büyük engel, var olan örgüt ve örgütsel işleyiş modelidir.

Örgütsel yapımız makam sahibi olanların kendileri için yarattıkları etki alanlarına sıkışmış.

Kimse yetkilerini alt kademelere devredip, devrettiği yetkilerin  denetimini yapmakla yetinmiyor.

Yetkisizliğin etkisizlik, etkisizliğin güçsüzlük, güçsüzlüğün gereksizlik getireceğinden korkuyor herkes.

Böylece örgüt kurumsallaşamıyor, kuralları kimse takmıyor.

Bunları neden yazdım?

Anlatayım!

Bu günlerde partimin başlattığı imza kampanyası var.

Ne kadar çok imza, o kadar çok başarılı olacağız.

Canla başla çalışan görevlilerimiz var.

Hepsinin ellerinden, gözlerinden öperim.

Bu tali olarak gönüllülerin, asıl olarak örgütün işi.

Peki, hangi örgütün işi?

Anlatayım!

Partimizin siyaset yapma  davranışlarını anlatan (hatta dayatan) on iki yönetmeliği var.

Bunlardan biri de "muhtarlık bölgesi çalışma grubu yönetmeliği".

Bu çalışma grubu kuruldu mu?

Hayır!

Kurulmuş olsaydı ve bu gruba bu güne kadar yetki ve sorumluluk aktarılmış, kurullar işlerlik kazanmış olsaydı imza toplamada başarımız nerede olurdu?

(Yahu bu iş bunların işi!)

Yanıtını siz verin.

Bu gün bu görüşümü açtığım bazı dostlarım, bu işi yapacak insan bulmamızın imkansız olduğunu söylediler.

Bize bu iş için ilçemizde kaç kişi lazım?

132.

Kaç üyemiz var?

Yaklaşık altı bin beş yüz.

132 yi bulamadık diyelim, otuz iki de mi bulamayız?

"Ört te öleyim" demek geliyor insanın içinden.

Ah şu öğrenilmiş tutuculuk, ah!


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık