• 08 March 2018, Thursday 18:02
RaşitCENGİZ

Raşit CENGİZ

Yanlış

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Benim partim CHP,  siyaseti yanlış yapıyor.

Dört aydır siyaset konusunda alıcı ve izleyiciyim.

Akvaryumun içine dışarıdan bakmak, futbol maçını tribünden izlemek gibi.

Yapılan siyaset futbol maçına çok benziyor. Parti de futbol takımına.

Oysa; benzememeli. Benzediği için yanlış.

Futbol boş zamanlarda çekirdek yiyerek seyredilen bir gösteridir, siyaset ise yaşamsal bir gelecek.

Futbol doksan beşinci dakikada, verdiği haz ile birlikte hayatımızdan çıkar, siyaset ise vebali omuzlarımızda  bizi durmadan içine çeker.

Futbol maçı siyasete, futbol takımı da siyasi partiye benzememeli, ama benziyor.

Siyasi parti üyeleri partisinin yaptığı siyaseti sadece izliyor, futbol seyircisi gibi.

Futbolu sahada on bir kişi oynuyor, siyaseti de bir ilçede en fazla elli kişi. (iyimser tahmin)

Futbol için bu durum normal, siyasi parti için anormal.

Siyasi parti her gün daha çok insanı sahaya sürebildiği ve işe koşabildiği kadar başarılıdır.

Oysa yapılan böyle değil.

Salı günleri yapılan grup konuşmaları dışında siyasi aktivite yok.

Ankara dışında seyreden çok, ne yapılacağını bilen yok. Bir şeyler yapmalarını isteyen de.

Yapılan nezaket ziyaretlerinin de, toplumu siyasi aktivitenin içine çekme gibi bir yararı yok.

Yaşadığım köy yüzde doksan benim partime oy veriyor, aylardır hiç siyaset konuşan yok.

Kayıtlı üyelere sordum aidat ödeyen yok, isteyen de.

Partiye üye olmalarını istedim kabul eden yok, benden başka teklif eden de.

Herkes durumu kanıksamış, çıkış için fikir üreten yok, isyan eden de.

Her seçim bir futbol maçı gibi, toplum da seyircisi.

Bu durumdan partide görevli olanlar da şikayetçi. Özel sohbetlerimden biliyorum.

Oysa bu durum bir sonuç, önemli olan sebep.

Yetkililer bunu sormuyor, üyeler de yetkilileri sorgulamıyor.

Biz böyle değildik, neden bu haldeyiz?

Neden çok açık!

Karar alınırken fikrini almadığınız üyenin emeğine ortak olamaz, onu işe koşamazsınız.

Siyaset küçük bir azınlığın yaptığı seyirlik oyun olmanın ötesine geçemez, geçmiyor.

Üyenin hiç fikrini aldınız mı?

Delege seçerken seçim mahalline listesiz gidip, üye fikrine açık çarşaf liste yaptınız mı?

Neden kendi bırakmadığı sürece ilçe başkanlarımız hiç değişmiyor?

Yoksa, “bize bu kadarı yeter” mi diyorsunuz?

Neden ikinci bir aday çıkmıyor? Layık ve liyakati olan hiç üyemiz yok mu?

Olmaz olur mu!

Delegenin fikrine saygınız var mı?

Neden tüm ilçe başkanları il başkanını tekrar ortak aday gösterir?

Bu, delegeye “fikrine ihtiyacımız yok, tercihine de” demek değil mi?

Her şeyi sen biliyorsan, her işi de sen yapmak zorundasın.

Ama o zaman siyaseti topluma mal edemez, seçmenini siyasetin içine çekemezsin, çekemiyorsunuz.

O nedenle 301 işçinin hayatını kaybettiği yerde, fındık ağaçlarının kesildiği ilde, ithalat yüzünden  patatesi depoda çürüyen yörede seçim kazanamıyoruz.

Kazanamıyoruz, çünkü çok sevdiğimiz yetki ve sorumlulukları elimizde tutup, kimse oyuna girmesin, herkes bizi seyretsin istiyoruz.

Bu böyle gitmez, gün gelir sahaya sürecek on bir kişilik takım da kuramazsın.

Demem o ki;

On bir kişi ile futbol takımı kurup maç kazanabilirsiniz ama, elli kişi ile siyaset yapıp iktidar olma hayali kuramazsın,

Kendi üyeni tribüne gönderip, başka partilere  “gel adalet için, parlamenter demokrasi için birlikte çalışalım” diyemezsin,

Dilerim hafta sonu yapılacak kurultay, herkesi karara katmanın önünü açar, siyaseti küçük bir azınlığın oyuncağı olmaktan, yetkilileri kendilerini  “siyasi deha” sanmaktan kurtarır.

İşte o zaman, tüm yanlışlar bir işe yarar, uçurumun kenarından dönmemizi sağlar.

 

(06.03.2018)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık