Raşit CENGİZ

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Siyasetin belirleyicisi paradır.

Hangi partinin yaşayıp yaşamayacağını, hangisinin iktidar olacağını ve kalacağını kullanabildiği para belirler.

Şansını denemek için kurulup da deneme şansı bile bulamayan onca siyasi parti parasızlık yüzünden sessiz sedasız kapanmıştır.

Ekonomi hocası Prof. Dr. Osman Altuğ, “Siyasetin finansmanını kim karşılar ise siyasette onun sözü geçer” diyerek, ana iktidarın para olduğunu ortaya koymaktadır.

“Doğru olan, olması gereken bu mudur?” derseniz, konuma göre değişir.

“At binenin, kılıç kuşananın” mantığı ile hareket eden sağ siyaset için, bu durum olağan olup, “parayı bulabiliyor ise, yönetmeye de yeterlidir” diye algılanır ve uygulanır.

Sol siyaset için durum biraz karışık.

Rahmetli Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, “Siyasi partilerin toplumun farklı kesimlerinin çıkarını savunmak için kurulduğunu, alt ve orta gelir gruplarının çıkarını savunma iddiasının, sosyal demokrat partilerin amacı olduğunu” belirttikten sonra, “Bir partinin adının sosyal demokrat olmasının yetmeyeceğini, ne kadar sosyal demokrat olduğunu, toplayabildiği aidatın belirleyeceğini” belirtmekteydi.

Sınıf temelli siyasetin unutturulmaya çalışılıp, dini ve etnik temeller üzerine oturtulmaya çalışıldığı ve büyük oranda da başarıldığı bu süreçte, bu ifadeye sonuna kadar katılıyorum.

Hem sağ siyasetin finans yöntemleriyle beslenip hem de sol siyaset beklemek, herkesle beraber yürüyüp farklı bir yere gitmeyi ummak kadar abestir.

“Siyasette benim sözüm de geçmeli”, “Oy verdiğim parti beni de ifade etmeli”, “Çıkarım savunulup varlığım için mücadele vermeli” diye düşünen ve “olmuyor” diye dövünen sol seçmenin ilk yapacağı iki iş, önce aidatını vermek, sonra da “kimler aidat verdi” diye sormak olmalıdır.

Ya bunu yapıp konuşmalı, ya da ömür boyu susmalıdır.

(30.06.2016)