• 28 August 2017, Monday 19:35
RaşitCENGİZ

Raşit CENGİZ

İslam Kurultayı

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Bildiğimi sandığım iki konu ‘eğitim’ ve ‘siyaset’tir.

Bilmediğimi söylediğim, o nedenle de hiç konuşmadığım da ‘İslamiyet’.

İslam konusunda hep alan ve dinleyen olmam da bu nedenledir.

O kadar farklı kişiyi o kadar çok dinledim ki, aklım karma karışık.

Kurban kesmek dinimin gereği mi, geleneği midir?

Baş örtüsü de öyle.

İslamın ve imamın şartları konusunda neden herkes hemfikir değil?

Örneğin, hırsızlık yapmamak ve yalan söylememek neden islamın şartları arasında sayılmıyor?

Maun suresi ne anlatıyor?

Yaşım atmış ve kafamda daha bir yığın soru var.

Yanıt aradıklarım ya farklı şeyler söylüyor, ya da hiç konuşmuyor.

Kutsal kitabımın dilini anlamıyorum.

Anladığım dilde yazılanları da başkaları hoş karşılamıyor.

Kutsal kitabını kendi dilinde okuyamayan tek millet olduğum söyleniyor.

Doğru mu? Öyle ise, neden?

Kafası karışık ilk ve tek yurttaş olduğumu da sanmıyorum.

Aksine kafasının karışık olduğunun ayırdında olan az sayıda insandan biri olduğuma inanıyorum.

Elbette sorusuz ve sorunsuz bir yaşam istiyor değilim ama, yanıt bulmadan yaşamayı da kendime yakıştıramıyorum.

Bu, sadece bir iç huzur arayışı da değil.

Dinin, toplumsal yaşamın düzenlenmesi ve sürdürülmesi için yapılan seçimlerde tercih nedeni olduğunu sanırım bilmeyen yok.

Benim siyasi tercihim olan özgürlük, eşitlik, adalet ve dayanışma ideallerime İslam dini nasıl yaklaşıyor?

Yoksa ben, bilmeden İslam dininin istediklerini tıpa tıp aynısını istiyor, onun istediği gibi mi yaşıyorum?

Öyle ise, neden hep dini hassasiyeti (!) çok olanlar sağ görüşlü partilere oy veriyor, ben ise sol?

Üyesi olduğum CHP, nasıl ki, “adalet” özlemini yapmış olduğu yürüyüş ve miting ile tozlu raflardan indirip, silkeleyip, toplum gündemine yerleştirmiş ise,

Yapacağı kurultay ile, içini doldurup toplum beğenisine ve tercihine sunacak ise,

En karmaşık bilinmezlerin bütünü olan İslam konusunda da, ön alıp kurultay düzenlenmelidir.

Düzenlemelidir ki; “indirilmiş” ve “uydurulmuş” kavramları açıklık kazansın.

Bu, öncelikle benim gibi ikna olmaya hazır üyesinin fikri huzura kavuşmasına imkan sağlayacak,

Parti olarak kendisi de, “biz de onlar kadar dindarız” beyhude çabasından kurtulma, rakibin elinden gayri nizami silahını alma, siyaseti olması gereken özgür ve beşeri ortamda, eşit şartlarda yapma imkanına kavuşacaktır.

Dini, politikacı elinde siyasi silah olmaktan kurtarıp vicdanlardaki tartışmasız yerine konulmasını sağlayacaktır.

Bu yapılmadığı sürece;

Onlar kadar dindar olduğunu göstermek için, başörtülü bacıya rozet takmak, emekli din görevlisini meclise taşımak, başka partilerden dindar ithalatına kalkışmak gibi savunma taktikleri aramak zorunluluğu devam edecektir.

Bu yapılmadığı sürece;

“Siyaset” aş, iş, gelecek, “din” de dürüst, düzgün insan oluşturma, kavgasız, barışık toplum yaratma işlevine dönemeyecektir.

Bu yapılmadığı sürece;

Bütün siyasi maçlarımızı, “rakip sahada seyircisiz, savunma yaparak oynama” acınasılığımız devam edecektir.

Sorulardan kaçarak, sorunların etrafından dolaşarak, “yokmuş” gibi yaparak, doğru iş yapılacağına, doğru yere varılacağına inanmıyorum.

Siyasetteki “başka türlü” özlemlerimden biri de bu.

(25.08.2017)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık