Raşit CENGİZ

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Bazı kavramlar vardır ki, onlara herkes işine gelen anlamı yükler.

Bunlardan biri de özgürlük kavramıdır.

Geçmiş yıllarda Datça ilçemizde, yine bir CHP etkinliği olarak “Temel üye eğitimi” yapmaktayım.

Kursiyerlerimin yaş ortalaması yüksek.

En yaşlı kursiyerimi eğitim etkinliklerinin içine çekmekte zorlanıyorum.

Etkinliğin son günü bu kursiyerim ilk defa söz istedi ve şu soruyu sordu:

“Bana, yakın çevremdeki bazı kişiler, ‘CHP her ağzını açtığında özgürlükten bahsediyor da, Kürtlerin özgürlüğüne neden evet demiyor? diye soruyorlar. Buna cevabımız ne olmalı?”

Şöyle bir yanıt verdim.

“Size, sosyal demokrasinin tanımını yaparken ve bu tanımı açarken, sosyal demokrasi özgürlük, eşitlik adalet ve dayanışma demektir. Sosyal demokrasi bunların toplamıdır, demiştim. Bu dört kavramın ilki, özgürlüktür. O nedenle sosyal demokrat bir parti olan CHP ve onun adına konuşanlar, özgürlük kavramını her konuşmalarında kullanırlar. Bundan daha doğal bir şey de olmaz. Fakat bu özgürlük kişinin özgürlüğüdür. Kişinin özgür olması için, yeterince eğitim alması, bir işi ve yeterli gelirinin olması, sosyal güvencesinin bulunması, kısaca yaşama hakkının güvencede olması demektir.

Bunu sağladığında CHP, amacına büyük oranda ulaşmış olacaktır.

Fakat; asla CHP için özgürlük, bir etnisitenin özgürlüğünü savunmak, bunun için mücadele etmek veya böyle bir çabaya arka çıkmak değildir.

Öyle bir çaba içinde olmak, özgürlüğü savunmak değil, başka özlemlere alet olmak demektir.”

Bunun üzerine yaşlı kursiyer “Keşke bu cevabı parti ve partililer olarak hep bir ağızdan yüksek sesle sık sık söyleyebilsek” dedi.

“Keşke, öyle yapabilsek, siyasi parti ve partili olmak ortak söylem ve ortak eylem sahibi olmak değil mi?” dedim.

Bu özlem ve dilekle konuşmayı hep bir ağızdan “keşke” diyerek bitirdik.

Şimdi düşünüyorum da, biraz da bu tartışmaları yapıp kavramların içini doğru anlamlarla doldurabilsek, ortak söylemi yaratıp, her önüne gelenin bizim adımıza düşünüp konuşmasına engel olabilsek, güncel olup öyle kalabilsek.

(30.09.2016)