Raşit CENGİZ

Bana göre de ... / Raşit CENGİZ

Bir önceki yazımda seçmen niteliklerini irdelemiş, niteliklerdeki erozyonun oluşan iradeyi de kirlettiği sonucunu çıkarmıştım.

En kestirme ve olmayacak öneriler sıralamıştım.

Olabilse çok etkili ve yararlı önerilerdi.

Fakat olamazdı.

Siyasetin popüler yapısı ve siyasetçinin doğasından gelen ürkek, çekingen davranış normları nedeni ile olmazdı, olamazdı.

Bunu biliyordum, bildiğimi de yazmıştım.

Sizin adınıza kendime şu soruyu sordum.

Ne yani …, siyaset yapmayı bırakıp partileri kapatalım mı?

Hayır! İnadına siyaset yapalım.

Ama,

Ortamı doğru algılayıp, içgüdüsel alışkanlıklarımızdan arınıp, bilimsel yöntemleri araştırıp doğru siyaset yapalım.

“Çok zor, zahmetli ve zaman alıcı” mı dediniz?

O zaman bırakın zahmete girmeyi, ben olması gerekeni söyleyeyim.

Bu seçmen havuzundan, size yarayanları seçin ayırın, eğitip kendi seçmeninizi yaratın.

Bu işin de en zoru eğitim.

Biliyorum eğitimi sevmiyorsunuz, eğitmeyi, hele hele eğitilmeyi de hiç sevmiyorsunuz.

Ama başarının başka yolu yok.

Denediğiniz başka yollar, hep başaramadığınız yollar.

Başaranlara bir bakın, her gün eğitim yapıyorlar.

Her nefeste “fırsat eğitimi” yapıyorlar.

Hatta .. sizi de eğitime alıyorlar.

Siz, toplu açılışlarda, muhtar toplantılarında eğitime alımadığınızı mı sanıyorsunuz?

Siz ideallerinizden nasıl uzaklaştırıldınız?

Siz burada durup seyretmeden, öteki yüzde ellinin orada olamayacağını nasıl göremezsiniz?

Bence siz, önce kendinize isyan etmelisiniz.

(02.01.2017)