- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 10 October 2016, Monday 19:29
- 4216 kez okundu
Bana göre de ... / Raşit CENGİZ
Bir zamanlar sık sık “güven” araştırmaları yapılırdı.
İstisnasız hemen hepsinde, en güvenilir kurum ordu, en az güvenilirler arasında da “siyaset” kurumu bulunurdu.
Siyaset kurumunu güvensiz yapan da, onun öznesi olan siyasetçiydi.
Bu durumu da hiçbir siyasetçi üzerine alınmaz, duymamış gibi yapar, kendisi değilmiş gibi davranırdı.
Artık yapılmıyor ama, bugün bu araştırmalar yeniden yapılsa, siyasetcinin pişkin pişkin “ordu da bizden farklı değilmiş” diyeceğinden eminim.
Oysa, pekçok şey gibi bundan da güvenilmeyen siyasetcinin sorumlu olduğunu adım gibi biliyorum.
Acaba, toplum bu kadar güvensiz bulduğu siyasetcilere neden oy veriyor?
Yanıtı çok basit.
Korkudan veya iyi olanı seçme şansı olmadığından.
“Bundan daha kötü olamaz” ile “çalıyor ama çalışıyor” sözleri ne anlama geliyor sanıyorsunuz.
Bu iki gerekçe birbirinin değirmenine su taşıyor.
Anlayacağınız; birbirini ödünç kaşıyor.
Acaba siyasetçi bu duruma neden katlanıyor?
Bunun da yanıtı çok açık.
Gücün cazibesi, ele geçirilince kişiyi zehirlemesi ve siyasetin var olduğuna inanılan mesleki incelikleri.
Biraz açalım.
Siyasetci güçlü olmak için yola çıkar.
Kazanmak için mesleki incelikleri yapar.
Kazanınca, güç kendini zehirler ve bağımlılık yapar.
Her bağımlı gibi hep daha fazlasını arar.
Ve bunun için siyaset mesleğinin inceliklerini daha ustaca uygular.
Acaba, bu girdaptan nasıl çıkılır? Ya da, çıkılır mı?
Zor, ama çıkılır.
Önce, siyaset yapan ile siyasetçilik yapanı tanımak ve ayırmak gerekir.
Nasıl tanıyalım?
Şöyle;
Siyaset yapan bu işi bir dönem vatan görevi olarak yapar ve sonra işine bakar.
Siyasetçi bu işi meslek edinir ve ömür boyu yapmaya kalkar.
Siyaset yapan” doğru olanı”, siyasetçi “ o gün için gerekli olanı” söyler ve yapar.
En usta siyasetçilerin, en güvenilmez olmaları da, aslında bundandır.
Siyaseti görev olarak yapan ile meslek edinerek yapanı ayırdığınızda, ikincisi azalmaya başlamışsa, siyasete güven, yarınlara umut geliyor demektir. (06.10.2016)
-
25.12.2024 AÇALIM-2. (TARIM)
-
25.12.2024 AÇALIM -1 (EĞİTİM)
-
10.02.2020 İŞTE BU!
-
31.01.2020 ŞEYTAN DİYOR Kİ;
-
13.12.2019 CHP’NİN BAŞKAN ADAYLARI
-
13.02.2019 Köy Kent
-
24.12.2018 Bitti mi? Bitti.
-
18.12.2018 Nasıl biri?
-
11.12.2018 Sitem
-
20.03.2018 Sandık Güvenliği
-
08.03.2018 Yanlış
-
24.10.2017 ‘İmam Nikahı’
-
02.10.2017 Öğretmen ve Siyaset
-
29.09.2017 Kabinsiz Demokrasi
-
11.09.2017 Dilini bilmemek
-
28.08.2017 İslam Kurultayı
-
12.06.2017 Yapısal Sorunlarımız – 2
-
29.05.2017 Yapısal Sorunlarımız – 1
-
15.05.2017 Hadi, kendimize bakalım …
-
02.05.2017 Önümüze mi bakalım?
-
10.04.2017 Tercih Meselesi
-
03.04.2017 ÇOK BAŞLILIK
-
27.03.2017 On Sekiz Yaş
-
20.03.2017 Vekil ne iş yapar?
-
13.03.2017 Bütçe
-
06.03.2017 Vekalet
-
27.02.2017 Özelleştirilecek Devlet
-
20.02.2017 MAĞDURİYET
-
13.02.2017 Neden HAYIR!?
-
06.02.2017 82 Referandumu
-
30.01.2017 İletişim
-
23.01.2017 Bence
-
16.01.2017 Seçmen / 2
-
09.01.2017 Seçmen / 1
-
02.01.2017 Yeni
-
19.12.2016 Delege
-
12.12.2016 Aday
-
05.12.2016 Kutlama
-
21.11.2016 Kaç kişi?
-
14.11.2016 Ecevit olmak
-
07.11.2016 Sarı Öküz
-
31.10.2016 Dayanışma
-
25.10.2016 İhraç
-
03.10.2016 Özgürlük
-
26.09.2016 Sosyalizm
-
19.09.2016 Açıldı
-
05.09.2016 Demokrasi mi?
-
29.08.2016 Ne yapılmalı?
-
23.08.2016 Neden Siyaset?
-
16.08.2016 Bıktık
-
08.08.2016 Özeleştiri
-
02.08.2016 Neden?
-
25.07.2016 Darbe
-
18.07.2016 Güç
-
11.07.2016 Kural
-
04.07.2016 Para
-
27.06.2016 Lider
-
20.06.2016 Örgüt / 3
-
13.06.2016 Yarısını Söylemek
-
06.06.2016 Yarısını Yapmak
-
30.05.2016 Tek Adam
-
23.05.2016 Kan Meselesi
-
16.05.2016 Parti okul mudur?
-
10.05.2016 Ne isterdim?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.