Raşit CENGİZ

Bana göre de ... / Raşit CENGİZÜzerinden beş gün geçti.

Her bir saatte yeni şeyler oluyor.

Yorum  yapmak  tehlikeli.

Sonunda yanılmak, yanıltmak da var.

En iyisi, bilgiye ve olguya dayanarak konuşmak, bilmediğini de sormak.

Bu yapılan darbe miydi?

Kime karşı yapıldı?

Kim yaptı? Paralel yapmış deniyor.

Neyin paraleli? Hükümetin.

Hükümet “doğru” ise, paraleli “nokta” olamaz ki. O da “doğru” olmalı.

Hem de devam eden, yaşayan, bugüne kadar yaşatılan bir  “doğru”.

“Paralel”lik kaç yıldır devam ediyor.

2,3,5,7,..14 mü?

Esas “doğru”nun, yani hükümetin görevi paralelini yok etmek değil mi?

“Eskiden değildi” derseniz, eskiden bir kez bile kesiştiyseniz, o zaman o, paralel olmaz ki!

“Nereden çıktı! Bilmiyoruz” diyemezsiniz. 28 şubatın gerekçesiydi.

Bildirinin 9. Maddesini herkes yeniden okusun.

Olanlarda siyasetin suçu yok mu?

Olmaz olur mu, var tabii ki.

Yaklaşık üç aydır, haftada bir gün, siyasetin nasıl yapılması gerektiğini yazıyorum. Bana göre.

Başkaları da yazsın, dinlemek istiyorum.

Siyaset, asla 15 Temmuz’a kadar yapıldığı gibi yapılmamalı. İktidarı ve muhalefetiyle.

Sokağa çağırmak intihardı aslında. Çıkmak da hata.

Tank miğfer değil, ateşli silahtır. Ateş etseydi olacakları düşünmek istemiyorum.

Ayrıca “tekbir” demokrasi getirir mi? Bilmiyorum.

Sonuç;

Tüm bu kötülüklerden bir iyilik çıksın istiyorum.

Önce benden bir özür dilenmeli.

Sonra da, yola bağırsakları temizleyerek değil, cumhuriyet ilk günkü ilkeleri ile inşa edilerek devam edilmeli.

Yazının alnını yarıp gözünü çıkardım. Değil mi?

Bu da böyle olsun.

Kimde insan içine çıkacak yüz, yüze bakacak göz kaldı ki?

(20.07.2016)