• 29 March 2017, Wednesday 19:45
MetinSALMAN...

Metin SALMAN...

Adil olmayan yarış!

Metin SALMAN

Güçlüler ve devleti yönetenler, genel olarak kendi düşüncelerine aykırı olan fikirlerin topluma anlatılmasının önüne geçmek için her türde engellemeyi yapmışlardır.

Bu engellemeler çeşitli yönlerle yapılmıştır. Karşı fikirleri savunanlar hapse girmiş, dövülmüş, hatta bazen idam edilmiş, toplantıları basılmış, fikirlerini açıklayacak alan verilmemiş gibi. Ancak tarihi seyir içinde yönetim tarzları değişerek tiranlıktan, krallıktan, padişahlıktan, halkın da yönetime katıldığı demokrasi yönetimine geçilmesinden sonradır ki karşıt fikirlerin topluma açıklanması kolaylaşmıştır denilebilir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde her ne kadar herkesin fikrini hiçbir engelleme ile karşılaşmadan serbestçe açıklayabilmesi esas ise de günümüzde, ne yazık ki bu, tam anlamı ile mümkün olamamaktadır.

Son zamanlarda, Türkiye Cumhuriyet’i devletinin başına, devletin yönetim eksikliği ihtiyacından kaynaklanmayan, bir kişinin kişisel ihtiraslarına çözüm bulmak için getirilmiş Anayasa Değişikliği belası musallat edilmiştir. Bunun için 16.04.2017 tarihinde halk oylamasına gidilecektir.

Bu değişikliği destekleyenlerin de, karşı olanların da sebeplerini vatandaşlara her türlü yolla anlatmalarına imkan verilmelidir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bunun böyle olması gerekir. Ancak, Türkiye’de ne yazık ki böyle olmuyor. Nasıl oluyor? Bu Anayasa Değişikliğine Evet oyu verilmesini isteyenler yazılı ve görsel bütün kanalları istedikleri gibi kullanabiliyorlar. Bu değişikliğe karşı olup Hayır oyu verilmesini isteyenlere yazılı ve görsel basında hemen hiç yer verilmiyor, toplantı için salon gösterilmiyor, toplantıları basılıyor, Türk milletine neden Hayır oyu vermeleri gerektiğini açıklayacakları çalışmaları, Devletin (Bahçeli Devlet de dahil olmak üzere) bütün imkanları ile engelleniyor. Oysa ki, bu bir parti meselesi değildir. Bu değişikliklerle 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyet’inin Rejimi değiştirilecektir. Bu değişiklik ihtiyacı, Türkiye Cumhuriyet’i Devleti’nin yönetimindeki herhangi bir aksaklıktan da kaynaklanmamaktadır. Bu talep, bir kişinin yönetime geldiğinden bu tarafa yasaları ayaklar altına alan uygulamalarına kılıf hazırlamak ve ileride kendisini sorumluluktan kurtarabilmesi için getirilmektedir.

Bu ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ talebi kabul edilirse DEVLETİN YÖNETİMİ TEK ADAMA verilecektir. Bu kişi, hem partisinin genel başkanı hem de CUMHURBAŞKANI sıfatını taşıyacaktır.

Bu referandumda EVET oyu verilmesi için yapılan çalışmalara, devletin bütün kademelerindeki Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar, Rektörler, Belediye Başkanları dahi bütün yöneticiler tüm güçleri ile katılmaktadır. Devlet’in uçak, helikopter, araçları ve bütün kaynakları bu iş için seferber edilmiştir. Bu harcamalar Türk milletinin ödediği vergilerden yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı güya tesis açılışı yapmak üzere her gün bir yerde konuşmaktadır. Bu konuşmalar milleti bölmekte ve ayrıştırmaktadır. Oysaki Cumhurbaşkanlığı makamı milletin birlik ve bütünlüğünü temsil eder veya etmektedir. EVET oyu verilmesini isteyenlerin konuşmaları gazetelerin çoğunluğunda çarşaf çarşaf yayınlanmakta ve aynı anda otuzdan fazla TV kanalında canlı olarak sunulmaktadır. Ayrıca bu konuşmaların hemen tamamında niçin HAYIR oyu verilmesi gerektiğini söyleyenlerin ileri sürdükleri gerekçelerini çürüten hiçbir cevap verilemediği gibi, illaki CHP’ye sataşılmakta, HAYIR oyu vereceklerin FETÖCÜ veya TERÖRİST oldukları gibi saçma nedenler ileri sürülmektedir.

HAYIR’ın tercih edilmesini isteyenlerin toplantıları medyada çok az yer almaktadır. Yani bir KORKU İMPARATORLUĞU yaratılmıştır. Bunu oranlamak gerekirse, HAYIR tercihi isteyenlerin medyada yer alma oranı % 5 bile değildir. Bu NASIL BİR ADİL YARIŞTIR? Vatandaşın, getirilmek istenilen ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİNDEKİ OLUMSUZLUKLARDAN BİLGİLENDİRİLMESİ ÇALIŞMALARINDAN NİYE RAHATSIZ OLUNMAKTADIR?

Cumhurbaşkanı, ettiği yemine aykırı olarak bir partinin lideri gibi davranıp (hoş! Zaten lideri ya!) her konuşmasında ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN getireceği güzel şeyleri anlatmak yerine CHP’ye, liderine ağır sözler sarf etmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bu değişiklik kabul edilirse PARTİLİ CUMHURBAŞKANI olacaktır ve Cumhurbaşkanının diğer partilerle tartışması her gün devam edecektir. Parti başkanları tartışırken birbirleri hakkında ağır hakaretlere varan sözler sarf etmektedirler. Cumhurbaşkanına hakaret edildiğinde bu durumdan iktidar partisinin başkanı da olan parti başkanına mı, yoksa Cumhurbaşkanına mı hakaret edilmiş olacaktır?

EVET tercihinin yapılmasını isteyen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların konuşmalarını otuzdan fazla TV kanalı her defasında CANLI YAYINLAYACAK, gazeteler sekiz sütuna manşet yapacaklar, HAYIR’ı savunanların konuşmaları ise haber saatinde 2-3 dakika, gazetelerde 8. sayfada üç satırlık haberler geçiştirilecek! VE SİZ BUNA EŞİTLİK DİYECEKSİNİZ!

Bu kadar ADALETSİZLİĞE, VİCDANLARI KANATAN HAKSIZLIĞA, TARAFLI YAYINA, PES DOĞRUSU!

Bu yapılan uygulamalar, eğer ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ kabul edilirse NELER YAPABİLECEKLERİNİN GÖSTERGESİDİR.

Türk milletinin, iradesini bir kişinin iradesine ram edecek böyle bir değişikliği kabul etmeyeceğine, tercihini HAYIR yönünde kullanacağına inanıyorum.

Çünkü birinin ayağına yarış ayakkabısı giydirip, diğerini yalınayak çoban dikeni dökülmüş yollarda koşturup ADİL BİR YARIŞTAN BAHSEDİLEMEZ!

Böyle bir yarış, demokrasi ile yönetilen ülkelerde olamaz. Ama Türkiye’de böyle bir yarış olabilir!? Çünkü Türkiye şu anda İLERİ DEMOKRASİ ile yönetiliyor!

Türk Milleti bu adaletsizliğe geçit vermeyecek TEK ADAM SULTASINA, HAYIR diyecektir.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık