- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 29 March 2017, Wednesday 19:45
- 3583 kez okundu
Metin SALMAN
Güçlüler ve devleti yönetenler, genel olarak kendi düşüncelerine aykırı olan fikirlerin topluma anlatılmasının önüne geçmek için her türde engellemeyi yapmışlardır.
Bu engellemeler çeşitli yönlerle yapılmıştır. Karşı fikirleri savunanlar hapse girmiş, dövülmüş, hatta bazen idam edilmiş, toplantıları basılmış, fikirlerini açıklayacak alan verilmemiş gibi. Ancak tarihi seyir içinde yönetim tarzları değişerek tiranlıktan, krallıktan, padişahlıktan, halkın da yönetime katıldığı demokrasi yönetimine geçilmesinden sonradır ki karşıt fikirlerin topluma açıklanması kolaylaşmıştır denilebilir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde her ne kadar herkesin fikrini hiçbir engelleme ile karşılaşmadan serbestçe açıklayabilmesi esas ise de günümüzde, ne yazık ki bu, tam anlamı ile mümkün olamamaktadır.
Son zamanlarda, Türkiye Cumhuriyet’i devletinin başına, devletin yönetim eksikliği ihtiyacından kaynaklanmayan, bir kişinin kişisel ihtiraslarına çözüm bulmak için getirilmiş Anayasa Değişikliği belası musallat edilmiştir. Bunun için 16.04.2017 tarihinde halk oylamasına gidilecektir.
Bu değişikliği destekleyenlerin de, karşı olanların da sebeplerini vatandaşlara her türlü yolla anlatmalarına imkan verilmelidir. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bunun böyle olması gerekir. Ancak, Türkiye’de ne yazık ki böyle olmuyor. Nasıl oluyor? Bu Anayasa Değişikliğine Evet oyu verilmesini isteyenler yazılı ve görsel bütün kanalları istedikleri gibi kullanabiliyorlar. Bu değişikliğe karşı olup Hayır oyu verilmesini isteyenlere yazılı ve görsel basında hemen hiç yer verilmiyor, toplantı için salon gösterilmiyor, toplantıları basılıyor, Türk milletine neden Hayır oyu vermeleri gerektiğini açıklayacakları çalışmaları, Devletin (Bahçeli Devlet de dahil olmak üzere) bütün imkanları ile engelleniyor. Oysa ki, bu bir parti meselesi değildir. Bu değişikliklerle 29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyet’inin Rejimi değiştirilecektir. Bu değişiklik ihtiyacı, Türkiye Cumhuriyet’i Devleti’nin yönetimindeki herhangi bir aksaklıktan da kaynaklanmamaktadır. Bu talep, bir kişinin yönetime geldiğinden bu tarafa yasaları ayaklar altına alan uygulamalarına kılıf hazırlamak ve ileride kendisini sorumluluktan kurtarabilmesi için getirilmektedir.
Bu ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ talebi kabul edilirse DEVLETİN YÖNETİMİ TEK ADAMA verilecektir. Bu kişi, hem partisinin genel başkanı hem de CUMHURBAŞKANI sıfatını taşıyacaktır.
Bu referandumda EVET oyu verilmesi için yapılan çalışmalara, devletin bütün kademelerindeki Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar, Rektörler, Belediye Başkanları dahi bütün yöneticiler tüm güçleri ile katılmaktadır. Devlet’in uçak, helikopter, araçları ve bütün kaynakları bu iş için seferber edilmiştir. Bu harcamalar Türk milletinin ödediği vergilerden yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı güya tesis açılışı yapmak üzere her gün bir yerde konuşmaktadır. Bu konuşmalar milleti bölmekte ve ayrıştırmaktadır. Oysaki Cumhurbaşkanlığı makamı milletin birlik ve bütünlüğünü temsil eder veya etmektedir. EVET oyu verilmesini isteyenlerin konuşmaları gazetelerin çoğunluğunda çarşaf çarşaf yayınlanmakta ve aynı anda otuzdan fazla TV kanalında canlı olarak sunulmaktadır. Ayrıca bu konuşmaların hemen tamamında niçin HAYIR oyu verilmesi gerektiğini söyleyenlerin ileri sürdükleri gerekçelerini çürüten hiçbir cevap verilemediği gibi, illaki CHP’ye sataşılmakta, HAYIR oyu vereceklerin FETÖCÜ veya TERÖRİST oldukları gibi saçma nedenler ileri sürülmektedir.
HAYIR’ın tercih edilmesini isteyenlerin toplantıları medyada çok az yer almaktadır. Yani bir KORKU İMPARATORLUĞU yaratılmıştır. Bunu oranlamak gerekirse, HAYIR tercihi isteyenlerin medyada yer alma oranı % 5 bile değildir. Bu NASIL BİR ADİL YARIŞTIR? Vatandaşın, getirilmek istenilen ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİNDEKİ OLUMSUZLUKLARDAN BİLGİLENDİRİLMESİ ÇALIŞMALARINDAN NİYE RAHATSIZ OLUNMAKTADIR?
Cumhurbaşkanı, ettiği yemine aykırı olarak bir partinin lideri gibi davranıp (hoş! Zaten lideri ya!) her konuşmasında ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN getireceği güzel şeyleri anlatmak yerine CHP’ye, liderine ağır sözler sarf etmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bu değişiklik kabul edilirse PARTİLİ CUMHURBAŞKANI olacaktır ve Cumhurbaşkanının diğer partilerle tartışması her gün devam edecektir. Parti başkanları tartışırken birbirleri hakkında ağır hakaretlere varan sözler sarf etmektedirler. Cumhurbaşkanına hakaret edildiğinde bu durumdan iktidar partisinin başkanı da olan parti başkanına mı, yoksa Cumhurbaşkanına mı hakaret edilmiş olacaktır?
EVET tercihinin yapılmasını isteyen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların konuşmalarını otuzdan fazla TV kanalı her defasında CANLI YAYINLAYACAK, gazeteler sekiz sütuna manşet yapacaklar, HAYIR’ı savunanların konuşmaları ise haber saatinde 2-3 dakika, gazetelerde 8. sayfada üç satırlık haberler geçiştirilecek! VE SİZ BUNA EŞİTLİK DİYECEKSİNİZ!
Bu kadar ADALETSİZLİĞE, VİCDANLARI KANATAN HAKSIZLIĞA, TARAFLI YAYINA, PES DOĞRUSU!
Bu yapılan uygulamalar, eğer ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ kabul edilirse NELER YAPABİLECEKLERİNİN GÖSTERGESİDİR.
Türk milletinin, iradesini bir kişinin iradesine ram edecek böyle bir değişikliği kabul etmeyeceğine, tercihini HAYIR yönünde kullanacağına inanıyorum.
Çünkü birinin ayağına yarış ayakkabısı giydirip, diğerini yalınayak çoban dikeni dökülmüş yollarda koşturup ADİL BİR YARIŞTAN BAHSEDİLEMEZ!
Böyle bir yarış, demokrasi ile yönetilen ülkelerde olamaz. Ama Türkiye’de böyle bir yarış olabilir!? Çünkü Türkiye şu anda İLERİ DEMOKRASİ ile yönetiliyor!
Türk Milleti bu adaletsizliğe geçit vermeyecek TEK ADAM SULTASINA, HAYIR diyecektir.
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
15.05.2019 YSK(YÜKSEK(:) SEÇİM KURULU) İNTİHAR ETTİ:?...
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
25.09.2018 VARLIK FONU ?! …
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
28.12.2016 Beyin Yıkama Makinesi!
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
09.11.2016 ‘İdam Cezası’nın geri getirilmesi!
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.