Metin SALMAN...

1998 yılında Kıyıkışlacık Zeytinlikuyu’da ikamete başladıktan sonra sitemizin su ihtiyacını yıllarca tankerle su taşıyarak karşıladık. Zeytinkikuyu’ya şebeke suyu getirebilmek için politik ve idari her türlü çabayı gösterip, su depolarının yapılmasına ve alt yapı çalışmalarına istenilen maddi ve manevi katkıyı yaparak Kıyıkışlacık Muhtarlığı sorumluluğunda Zeytinlikuyu Mahallesi’ne şebeke suyu getirildi.  Tabiatıyla abone olurken de GÜVENCE PARASI Köy Muhtarlığı’na ödendi.

Sonradan ne olduysa Güllük ve çevresinde su ihtiyacını karşılamak, atık su faaliyetlerini yürütmek üzere, GÜLLÜK BELEDİYESİ’nin yapması gereken bu hizmetler bir özel şirkete verildi. Oysa ki SU HAYATİ BİR İHTİYAÇ MADDESİ OLUP BU HİZMETİN KAMU TARFINDAN SAĞLANMASI ASILDIR. Bu hizmetleri sağlamak üzere özelleştirmeyi alan şirket su fiyatlarını MUSKİ’nin fiyatının çok üzerinde belirleyerek vatandaşa satmaya başladı. 2021 yılının zannediyorum Temmuz ayına kadar bu hizmet: “AKFEN SU – Akfen Güllük Çevre ve Su Yatırım İşletme A.Ş.” tarafından verilirken, o tarihte bu şirket haklarını: “HZR-Güllük Su ve Atık Su Yatırım Yapım İşletme A.Ş.” ne devretemiştir. Ne olduysa ondan sonra olmaya başlamıştır. İşletme hakkını devralan şirket HZR SU, zaten Muski’nin fiyatından çok pahalı olan su fiyatına yeniden zam yaparak suyun M3 fiyatını 10,75 TL’ye çıkarmıştır. Bununla da kalmamış sonra da abonelik  sözleşmesinin 23. Maddesine dayanarak, güvence parası için (önce alınan güvence parasına ilave olarak) 645 TL. Daha istemiş ve bu parayı 3 tasitte abonelerinden tahsile başlamıştır. Istenilen güvence bedeli bugünkü su fiyatı ile 60 M3 su bedelidir. Normal bir ailenin ayda 15 m3 su kullandığını farz edersek, bu bedel 4 aylık su bedelidir. Oysa ki, şirket su borcunu 1 ay ödemeyen abonenin suyunu kesmektedir. Bu neyin güvencesi?

Abone sözleşmesindeki: “Satış tarifesi değiştikçe güvence bedelinde meydana gelen fark, abone tarafından ödenir.” Hükmüne gelince, bunu hiçbir abonenin okuyarak kabul ettiğini sanmıyorum. Abone sözleşmesini imzalarken bunu fark etse bile, itiraz edebileceğini de sanmıyorum. Çünkü  sözleşmeyi imzalamadan suyunuzu bağlamayacakladır.  Şirket TEKEL DURUMUNDADIR ve BAŞKA BİR YERDEN SU TEMİN ETME İMKANI YOKTUR! ŞİRKET TEKEL DURUMUNDA OLMA HALİNİ KÖTÜYE KULLANMAKTADIR. Burada tüketici (SU ABONESİ) aleyhine bir HAKSIZ ŞART VARDIR. Dolayısıyla bu şart “TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN”un 5. Maddesinin 2. Fıkrasındaki hükme göre HÜKÜMSÜZDÜR!

Güllük ve çevresi su ve atıksu hizmetleri özelleştirilirken nasıl bir sözleşme yapıldı ki Şirket verdiği hizmetlerin fiyatını  istediği şekilde belirleyebilmektedir? Ve müşterilerine FARKLI FİYATLARDAN su satabilmektedir? Şirketin 18.12.2020 tarihinden bu tarafa uyguladığı m3 su fiyatları:

18.12.2020 metreküp su fiyatı: 5.72 TL.

18.01.2021 metreküp su fiyatı : 7,14 TL. zam oranı yüzde 24,82517

18.05.2021 metreküp su fiyatı :9,28 TL. zam oranı yüzde 29,97198

18.07.2021 metreküp su fiyatı : 10,75 TL. zam oranı yüzde 15.8405

18.12.2020 den bu tarafa yapılan zam oranı yüzde 87,93706

Hangi çalışana bu zammın 1/4 maaş artışı  yapılmış veya yapılacaktır? Bu ne vicdansızlık ya da aç gözlülüktür?

Şimdi düşünün, şirket su satış fiyatına istediği gibi zam yapacak, ondan sonra da kalkıp 23. Maddedeki: “Satış tarifesi değiştikçe güvence bedelinde meydana gelen fark abone tarafından ödenir.” Hükmüne dayanarak ABONELERİNDEN FAHİŞ ÖDEME TALEBEDECEK?! Hani derler ya: “Bir mahkemede kadı ola davacı, şahidi de mübaşir, ol mahkeminin hükmüne adalet mi denir?” tam o hesap! Şimdiye kadar birçok kere su, elektrik, havagazı, doğalgaz, talefon abonesi oldum ve aboneliğimi sonlandırdım. Ama hiçbir kurumdan: “Verdiğiniz hizmetin fiyatı arttı. Buna göre güvence bedelini şu kadar arttırmanız gerekmektedir.” Şeklinde bir bildiri almadım. Bu olsa olsa binlerce aboneden ŞİRKETE MASRAFSIZ FİNANSMAN SAĞLAMANIN BİR YOLU OLARAK DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR. Oysa ki bütün aboneler ilk aboneyi olurken zaten güvence parası yatırmışlardır.

Ayrıca şirket abonelerine farklı fiyatlardan su satmaktadır. Mesela: Konut abonelerine 10,75 TL’den su satarken LİMANDAKİ GEMİLERE 2,55 TL’den su satabilmektedir. Gemilere 2,55 TL den su satabildiğine göre, konut abonelerine niye onun 4,22 katı fiyatla su satmaktadır? Yoksa oradan yaptığı satış zararını (!) (şayet zararına satış yapıyorsa) konut aboneleri mi ödemektedir? Bu durum TİCARİ AHLAKLA ne kadar bağdaşmaktadır? Limanda 2,55 TL fiyatla su satabildiğine göre bunu da zararına yapmayacağına göre konut abonelerine de daha ucuza  (insaflı bir fiyatla) su verebilmelidir!

10,75 TL.lık suyun mekreküp fiyatı insanda bu suyun sanki dünyanın en tuzlu gölü olan LUT GÖLÜ SUYUNUN ARITILARAK ABONELERİNE VERİLDİĞİ DÜŞÜNCESİNİ UYANDIRIYOR. Acaba öyle mi?  ama ah o gemilere 2,55 TL. den su satışı olmasa!

HZR SU, bu tutumu ile vatandaşın hayatını BİZAR ettiğinden HZR Su artık BİZAR EDEN SU haline gelmiş durumdadır. Başka bir seçenek olsa eminim herkes aboneliğini sonlandıracaktır.

Zaten, vatandaşın su ihtiyacının karşılanması KAMUNUN ASLİ GÖREVLERİNDEN OLDUĞUNDAN , BU SORUN BİR ŞEKİLDE MUTLAKA ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALIDIR.

NE YAPILABİLİR?

1-Öncelikle Milas Kaymakamlığı Tüketici Hakları Hakem Heyeti’ne,

2- Muğla Valiliği İl Ticaret Müdürlüğü’ne,

3- İstedikleri gibi zam yaparak TEKEL olma durumlarını kötüye kullandıkları ve ayrıca abonelik sözleşmesine koydukları HAKSIZ ŞARTA dayanarak abonelerinden yeniden güvence bedelinin arttırılmasını istedikleri için Ankara’da REKABET KURUMU’na başvurulmalıdır.

Bu başvurulardan alınacak sonuca göre Tüketici Mahkemesi’ne gidilebilir.