- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 15 March 2019, Friday 12:15
- 3378 kez okundu
31.03.2019 tarihinde yapılacak yerel yönetim seçimleri için bütün partiler kendi adaylarına oy vermeleri için çeşitli yollarla seçmenleri ikna etme çalışmalarını yürütüyorlar.
Ancak bu seçim, 27 Mayıs 1960’tan bu tarafa yapılan seçimlerden çok farklı. Bu seçim çalışmaları çok kırıcı, tehditkâr, ayrıştırıcı, bölücü ve parçalayıcı bir şekilde yürütülüyor.
Bu seçimde bazı partiler Cumhur İttifakı(AKP-MHP-BBP), diğer bazı partiler de Millet İttifakı(CHP-İYİ Parti-DP) diye ittifak oluşturmuş olup, bazıları da bunların dışında kendi başlarına seçim çalışması yürütüyorlar. (SP-Vatan Partisi-HDP). Bu ittifaklardan Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki partinin (AKP-MHP) seçim çalışmalarında kullandıkları dil, zıvanasından çıkmış gibi. Kırıcı, dökücü, ayrıştırıcı...
Seçimlerde genel olarak adaylar projelerini seçmene anlatırlar ve bu projeler karşılığında seçmenden oy istenir. Ancak bu seçim öyle olmuyor. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün maddi ve manevi gücünü kullanan Cumhurbaşkanı titrini kullanan bir kişi (oysaki burada seçimlere AKP’nin başkanı olarak giriyor), diğer tarafta kendilerine konuşacak televizyon kanalı bulamayan Millet İttifakı partileri ve diğer partiler. Bu bir ADİL SEÇİM DEĞİL…
Bu ittifaklar sonucunda seçmenler karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda. Cumhur İttifakı mensupları Millet İttifakı’na katılan ve katılmamış partiler hakkında en hafifinden en ağırına kadar her türlü hakareti yapıyorlar. Diğer taraf kendilerine en ufak bir söz söylediğinde; “Vay Cumhurbaşkanına hakaret ettin” denilerek, dava açılıyor. Oysaki bir ülkenin Cumhurbaşkanı birleştirici, bütünleştirici, kollayıcı ve bütün vatandaşları kucaklayıcı olmalıdır. Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan kişi kendisine oy vermeyen yüzde 50’ye olmadık hakaretler ediyorsa, vatandaşları ayrıştırıyorsa, bölücülük yapıyorsa, ortada büyük bir sorun var demektir ve o kişinin Cumhurbaşkanlığı tartışmalıdır.
Ne yazık ki Devlet Bahçeli’nin akıl almaz desteği ile getirilen ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ denilen, dünyada başka bir örneği olmayan bu ‘UCUBE’ yönetim sisteminde Cumhurbaşkanının aynı zamanda bir partinin başkanı da olabilmesine imkân verildiğinden, bu sıfatı taşıyan kişi PARTİ BAŞKANI olarak seçim propagandası yapıyor ve önüne gelene en olmadık hakaretleri etmekte sakınca görmüyor.
Birlikte hareketlerini ‘Millet İttifakı’ olarak adlandıran ittifaka, her ikisi de (R.T.Erdoğan-D. Bahçeli) ‘Zillet İttifakı-İllet İttifakı’ demekte bir sakınca görmüyor, kendileri ile ittifak yapmamış partililerin PKK ve FETÖ ile işbirliği yaptıklarını ve oralardan talimat aldıklarını, hiçbir belgeye dayanmadan rahatlıkla söyleyebiliyorlar.
Ne demek ZİLLET? Zillet; aşağılık, alçaklık demek… İllet ise burada sanıyorum: “Kızdıran, sinirlendiren şey ya da kimse” anlamında kullanılıyor. Tabii “Müptezel”i de unutmayalım. Müptezel de: “Saygınlığını yitirmiş, değersiz” anlamına geliyor. Tabii bunlar sözlük anlamları… Günlük hayatta bu kelimeler en ağır hakaret anlamında kullanılıyor. Ayrıca TERÖRİST; teröre yardım ve yataklık etmek gibi ithamları da unutmayalım. Bütün bu söylemler, ayrıştırıcı ve toplumu parçalayıcı ifadeler. Bu tür ifadeler toplum arasındaki düşmanlığı ve bölünmeyi körüklemekte.
1957-1960 yılları arası DEMOKRAT PARTİ, muhalefetin GÜÇ BİRLİĞİ’ne karşı ‘VATAN CEPHESİ’ diye bir cephe oluşturmuş ve cepheye gönüllü (!) katılanları her gün o yılların tek duyurma organı olan radyo vasıtasıyla ilan etmiştir. Ancak o cepheleşmenin sonunda millet köylerde, kasabalarda, kısacası yerleşim yerlerinde kahvelerini, camilerini ayırmış; komşu, komşu ile; evlat, baba ile kardeş, kardeş ile birbirine düşman olmuştu.
Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan ve fakat ettiği TARAFSIZLIK yeminine sadık kalmayan R.T. Erdoğan ve onun destekçisi D. Bahçeli tarafından kullanılan bu hakaretamiz, ayrıştırıcı ve zehirli dil sonucu, 1957-1960 yılları arasında yaşananlar korkarım ki tekrar yaşanmasın. Sonuçta bu bir mahalli seçim… Millet yerel yöneticilerini seçecek. Seçimden sonra herkes yüz yüze bakacak. Konuşmalar kırıcı olmamalı… Birleştirici, bütünleştirici olmalı… Politik konuşmaları ZIVANASINDAN ÇIKARMAMAK lazım…
Size oy versin, vermesin. Sizi sevsin, sevmesin hiçbir makam ve mevki kişiye, başkalarına hakaret edebilme hak ve yetkisini vermez. İnsanları hor ve küçük görmemek gerekir. Yunus Emre’nin dediği gibi; “Yaratılanı sevmek gerekir, yaratandan ötürü.”
Baktığınızda sizi büyük gösteren aynanın DIŞ BÜKEY AYNA olup olmadığına dikkat edin.
Aynalar sizi yanıltmasın.
Dünya Sultan Süleyman’a da kalmadı.
Tevazu… Tevazu… Tevazu…
-
05.11.2024 AKREP SÖZÜ?
-
21.10.2024 TOKALAŞMAK !..
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
15.05.2019 YSK(YÜKSEK(:) SEÇİM KURULU) İNTİHAR ETTİ:?...
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
25.09.2018 VARLIK FONU ?! …
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
29.03.2017 Adil olmayan yarış!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
28.12.2016 Beyin Yıkama Makinesi!
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
09.11.2016 ‘İdam Cezası’nın geri getirilmesi!
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.