- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 28 December 2016, Wednesday 18:51
- 4240 kez okundu
Metin SALMAN
İnsanların tarih sahnesine çıkmalarından bu tarafa, bazı kişiler, insanları kendi kontrolü altına alma çalışmalarını başlatmış olmalılar. Bunun için çeşitli yollar denenmiş, kimisi ilk çağlarda tabiat kuvvetlerini kullanarak, kimisi çeşitli iksir ve büyü yaparak sonuç almak istemişlerdir. Daha sonraki zamanlarda insanlarda din anlayışının doğması ve gelişmesiyle, insanları bu duygularından avlama yoluna gidilmiştir.
Daha teknolojinin bu kadar gelişmediği zamanlarda bile, çeşitli işkenceler yapmak suretiyle beyinlerini çalışamaz hale getirip onları istedikleri şekilde kullanabilmenin ve istediklerini yaptırabilmenin yollarını bulmuşlardır. (İnsanların çeşitli yöntemlerle mankurtlaştırılması.)
Geçmiş dönem tarihlerine baktığımızda, bu konuda önümüze çıkan örneklerden en önemlisi Hasan Sabbah isimli Şeyh-ül Cebel’de denilen birisidir. Ki bu işi etrafına topladığı müritlerle Büyük Selçuklu Devleti dahil birkaç devleti yıllarca uğraştırmış ve sonuçta Hülagu tarafından sığındıkları Alamut Kalesinin 1256’da ele geçirilmesiyle ortadan kaldırılabilmiştir. Alamut Kalesi ele geçirilerek o toplum dağıtılmışsa da, uyguladığı yöntemlerin birçoğu halen günümüzde de uygulanmaktadır. Hasan Sabbah, müritlerine verdiği emirlerle birçok yüksek devlet görevlisini veya kendine karşı gelenleri suikastlar sonucu öldürtmüştür.
Tarihi seyir içinde teknolojinin, bilimin ilerlemesi sonucunda, insan beynini kontrol altına alacak ve insanların kendi isteklerine göre hareket etmelerini sağlayacak çalışmalar bütün hızıyla devam etmiştir. Kimisi kimyasal formüllerle, kimisi elektriksel yollarla insan beyninin kontrol altına alınması çalışmalarını yürütmüştür. Bu çalışmalar sonucunda bazı neticelerin alınabildiği bilinmektedir.
Ayrıca bu konuda bir diğer yol da, dini duygular yoluyla insan beynini kontrol altına alıp, o kişiye istediğiniz eylemi yaptırabilmek yoludur. Dini duyguları istismar ederek veya insanların din anlayışlarını yanlış yola kanalize ederek onlara istediklerinizi yaptırmak yolu sanırım en tehlikeli olan bir yoldur. Çünkü din, bazı kişileri uyutmak ve istediğinizi yaptırabilmek için kolaylıkla uyuşturucu olarak kullanılabilmektedir.
Dini kullanarak insanların beyinlerinin kontrol edilmesinde, kişilerin yaş, görev, eğitim, tecrübe gibi insanların iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilme kabiliyeti ve kapasitelerini belirleyen kriterlerin bir önemi yoktur. Çünkü bu tuzağa düşmüş olanlar sorgulamazlar. Neden? Niçin? Doğru mu? Acaba? gibi sorular sormazlar. Soramazlar. Başlarındaki şeyhleri, şıhları her ne derse odur. Gelen talimat ne ise aynen uygulanır. Bu talimatı verenin yeterliliği sorgulanamaz. Uygulanır.
15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe teşebbüsü ve sonrasında yapılan soruşturma ve tutuklamalar buna en çarpıcı örnektir. Bu teşebbüse kalkanları yöneten Fetullah Gülen, ilkokulu sonradan dışarıdan bitiren biri olmasına rağmen profesör, doçent, doktor, mühendis, biyolog, kimyager ve benzeri unvanları olan, hayatlarını ilime adamış kimselerle, rütbeleri çeşitli kademede General, Albay ve daha alt kademede Subay ve Astsubay olanları bir emri ile harekete geçirebilmiştir. Son olarak FETÖ üyesi olduğu ileri sürülen polis memuru tarafından Rusya’nın Ankara Büyükelçisine suikast yapılmıştır.
Bu nasıl bir eğitimdir ya da nasıl bir koordine çalışmadır ki, insanın (eğer bunlara insan denebilirse) kafasındaki beyin lobları çıkartılıp yerine elektrik iletkenliği yeterli fosseptik eriyikleri konularak insanlar uzaktan kumandalı robot haline getirilebilmektedir. (Yoksa yetiştirmek istedikleri nesil bunlar mı?)
Benzer durumun maalesef bazı partilerde de varlığı gözlemlenmektedir. Oralarda da milletvekillerinin partinin istediği şekilde hareket etmelerini sağlayacak, düşünmelerine ve sorgulamalarına gerek bırakmayan bazı uygulamalar yapılmaktadır. Onun içindir ki milletvekillerinin birçoğu görmedikleri, okumadıkları, araştırmadıkları, içeriğini bilmedikleri bir anayasa değişikliği metninin TBMM’de görüşülebilmesi için Meclis Başkanlığına 316 imzalı boş kağıt imzalayarak teklif verebilmektedirler. Bunun 15.07.2016 tarihinde Fetullah Gülen’in talimatı ile darbe yapmaya kalkanların düşünce yapısından farkı ne oluyor?
Birilerinin sonu gelmez ihtiras ve isteklerinin yerine getirilebilmesi için yapılan bu teklifin, Türkiye Cumhuriyetini yok edip yerine başka bir devlet kurulması ( Artık padişahlık mı olur, krallık mı yoksa diktatörlük mü meçhul…) sonucunu doğurabileceğini bilmemeleri mümkün mü? Bunu bilip de böyle bir teklif beyinler ipotek altına alınmamışsa nasıl imzalanır?
“ Şeyhimin yanlışı benim bin doğrumdan daha doğrudur” düşüncesine tapılmasa; bu teklife, görmeden, okumadan, tartmadan nasıl imza atılır?
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
15.05.2019 YSK(YÜKSEK(:) SEÇİM KURULU) İNTİHAR ETTİ:?...
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
25.09.2018 VARLIK FONU ?! …
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
29.03.2017 Adil olmayan yarış!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
09.11.2016 ‘İdam Cezası’nın geri getirilmesi!
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.