- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 15 May 2019, Wednesday 8:30
- 4623 kez okundu
Türkiye Cumhuriyeti’nde tek dereceli seçimlere geçildiği 1946 yılından bu tarafa çeşitli tarihlerde milletvekili, il genel meclisi, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve muhtarlık seçimleri yapıldı. 1950 yılında seçimlerin hâkim denetiminde yapılması için Yüksek Seçim Kurulu diye bir kurul oluşturuldu.
27 Mayıs 1960’tan sonra kabul edilen Anayasa ile bu kurula, seçimlerde tek yetkili olduğunu, kararlarının kesin olduğunu gösterir yetkiler verildi. Ayrıca bu kurula iktidarın etkilerini önleyecek tedbirler alındı.
22.11.2001 tarihinde kabul edilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesi: “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.
Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” Hükmünü içermektedir.
Türkiye’de seçimler, Seçim Kanunu ve Seçmen Kütükleri Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Bu kanunlarda seçmenlerin ne şekilde oy kullanacağı, kimlerin oy kullanıp, kimlerin kullanamayacağı, geçerli ve geçersiz oyların hangileri olduğu, seçmen listelerinin nasıl hazırlanacağı açıkça gösterilmiş ve bu işlemlerin kontrol yetki ve sorumluluğu Yüksek Seçim Kurulu’na verilmiştir. Bütün seçimlerde sandık kurulları, yetkili seçim kurullarının gözetimi ve sorumluluğu altında kurulur. Sandık kurullarının nasıl çalışacağı Yüksek Seçim Kurulu’nun gözetimi altında il ve ilçe seçim kurulları tarafından belirlenir. Bu konuda sorumluluk ilçe, il ve dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu’nundur. Eğer sandık kurulları yasalara uygun kurulmamışsa bu seçimlerin kusuru olamaz. Değildir de…
Türkiye’nin YÖNETİM YAPISININ DEĞİŞTİRİLECEĞİ (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen, dünyada benzeri olmayan ‘ucube’ bir sistemin getirildiği) ve TEK ADAM YÖNETİMİNE (Siz krallık ve diktatörlük diyebilirsiniz) geçişi sağlayacak seçimlerde birçok sandıkta, sandık kurulları tarafından (güya) mühürlenmemiş zarflara, yine sandık kurulları tarafından (güya) mühürlenmemiş oy pusulalarının koyulup sandıklara o şekilde atıldığı tespit edilmiştir! (Bu konudaki soru işaretleri halen cevapsız.) Seçim Kanunu’nda bu tür oyların GEÇERSİZ sayılacağına dair KESİN HÜKÜM olmasına rağmen YSK bu durumun SANDIK KURULLARININ HATASINDAN kaynaklandığını ve bu durumun SEÇMENİN OY HAKKINI ENGELLEMEMESİ GEREKTİĞİNİ ileri sürerek oyları GEÇERLİ SAYMIŞTIR. Aslında Seçim Kanunu gereğince GEÇERSİZ sayılması gereken ve fakat YSK kararı ile GEÇERLİ sayılan bu oyların miktarı, SEÇİM SONUÇLARINI ETKİLEYECEK sayıdadır. Eğer o oylar Seçim Kanunu’ndaki hükme uygun olarak GEÇERSİZ sayılsa, MAJESTELERİ Türkiye’nin YÖNETİM SİSTEMİNİ değiştirip TEK ADAM olamayacaktı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ise “Sandık kurullarının yasaya uygun TEŞKİL EDİLMEDİĞİ” gerekçesi ile iptal edilmiştir. Bu seçimlerde de SANDIK KURULLARI İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından oluşturulmuştur. Eğer sandık kurullarının oluşturulmasında kanuna bir aykırılık varsa, BUNUN SORUMLUSU SEÇMENLER DEĞİLDİR: Dolayısıyla bir önceki seçim için kabul edilen SEÇMENLERİN OY HAKKININ ENGELLENMEMESİ GEREKÇESİNE UYGUN OLARAK seçimlerin İPTAL EDİLMEMESİ gerekirdi. Ancak, burada da aynı görüşe göre hareket etseler MAJESTELERİ SEÇİMİ KAYBETMİŞ OLACAKTI. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Seçim Kanunu gereği GEÇERSİZ olan oyların GEÇERLİ sayılması MAJESTELERİNE SEÇİM KAZANDIRMIŞ ve Türkiye’nin yönetim şekli TEK ADAM yönetimine dönüştürülmüştür.
Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesinin 2. Fıkrası: “Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa…” diye başlamaktadır. Seçim Kanunu’nda UYGULANABİLİR KESİN HÜKÜM OLMASINA RAĞMEN (Sandık kurulları tarafından mühürlenmemiş zarflara konulan mühürlenmemiş oy pusulalarının GEÇERSİZ OLACAĞI hükmü)bu oylar YSK tarafından YASAYA AYKIRI olarak GEÇERLİ sayılarak SEÇİM SONUCU DEĞİŞTİRİLMİŞTİR. YSK, kendini kanun koyucu (TBMM) yerine koyarak SEÇİM KANUNU’NA YENİ BİR HÜKÜM KOYMUŞTUR. Ayrıca, yine Türk Medeni Kanunu’nun 1. Maddesinin son fıkrası: “Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” demektedir. YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali yönünde verdiği kararla, Yüksek Seçim Kurulu’nun daha önce benzer olaylarda verdiği kararlara da aykırı bir karar almıştır. Bu kararın hukuka uygun bir tarafı yoktur ve TAMAMEN SİYASİ BASKI SONUCU alınmış bir karardır.
Diğer taraftan bu seçimlerde bir zarfın içine 1) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 2) İlçe Belediye Başkanlığı, 3) Belediye Meclis Üyeliği, 4) Muhtarlık ve azaları için dört ayrı oy pusulası konulmuştur. Burada Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kullanılan oylarda SEÇİMLERİN İPTALİNİ GEREKTİRECEK YASALARA BİR AYKIRILIK VARSA, diğerleri için de aynı aykırılığın olması gerekir. Düşünün ki bir kova suya bir fare düşmüş ve ölmüş. Oradan üç bardak su alıyorsunuz, bunlar temiz diyorsunuz. Dördüncü bardağa gelince: “Bu su içilmez.” deniyor. Bu kadar saçma ve mantıksız düşünce olamaz. Bu kararın mantıksızlığını ve saçmalığını göstermek için şöyle bir örnek verilebilir. Bir kadın bir batında tek yumurta dördüzü doğum yapıyor. Baba bunlardan üçünün babası benim, fakat dördüncü için babalık testi istiyorum demekten farkı yok. Baştan ne söyledik. TEK YUMURTA DÖRDÜZÜ dedik. Bu seçimde de tek zarfta dört oy. Biri iptal edilirse toluca diğerleri de iptal edilmeli. Bundan böyle Yüksek Seçim Kurulu’nun verdiği kararlar hep tartışılacaktır.
Majestelerinin İstanbul hazinesini kaybetmemek uğruna verdiği gayretleri boşa çıkarmamak için YSK her türlü hukuksuzluğu göze almış, kendi ayağına kurşun sıkarak İNTİHAR ETMİŞTİR!
Bir kurumun saygınlığı kolay kazanılamıyor. Fakat işte böyle akla, mantığa ve hukuka aykırı, MAJESTELERİNİ memnun edecek SİYASİ bir kararla O SAYGINLIK YERLE BİR EDİLİYOR!
Türkiye için ne yazık!...
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
25.09.2018 VARLIK FONU ?! …
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
29.03.2017 Adil olmayan yarış!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
28.12.2016 Beyin Yıkama Makinesi!
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
09.11.2016 ‘İdam Cezası’nın geri getirilmesi!
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.