• 24 April 2018, Tuesday 19:20
MetinSALMAN...

Metin SALMAN...

Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..

Metin SALMAN

Şubat 2018 ortalarında hükümetin aldığı 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının açıklanması sonrası Türkiye’de ŞEKER SANAYİİ ile ilgili büyük bir tartışma başladı.

Bu tartışmalarda üzerinde durulan en önemli konu, ÖZELLEŞTİRİLDİKTEN SONRA BU FABRİKALARIN ÇOĞUNUN BİRKAÇ YIL İÇİNDE KAPATILACAĞI ve İŞSİZLER ORDUSUNA YENİ KATILIMLAR OLACAĞI yönündeydi.

Bu itirazlara karşı her ne kadar, Başbakan Binali Yıldırım, özelleştirilen fabrikaların kapatılmayacağı, BEŞ YIL ÇALIŞTIRILMA GARANTİSİ ile özelleştirileceğini ileri sürse de, daha önceki özelleştirilmelerde yaşananlar göz önüne alındığında bu garantinin bir anlamı olmadığı kolayca anlaşılabilmektedir.

Ayrıca bu fabrikaların BEŞ YIL ÇALIŞTIRMA GARANTİSİ ile özelleştiriliyor olması, onların BEŞ YILIN SONUNDA KAPATILABİLECEĞİNİN AÇIKÇA KABUL EDİLMESİDİR.

Pancar tarımı ile uğraşan çiftçi aile sayısı 400 binlerden 100 binlerin altına, ekim alanı 500 bin hektardan 300 bin hektarın altına düşmüştür. Bu hükümetin iktidar koltuğuna oturduğu Kasım 2002 tarihinden bu tarafa Türk tarımında uygulanan genel politikalar gözönüne alındığında bunda yadırganacak bir durum yoktur. Çünkü bu hükümetin politikaları ÜRETMEMEK, HER ŞEYİ DIŞARIDAN İTHAL ETMEK ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞTİR.

Tarlalarımız ekilmez, boş durur, ekmeyene teşvik verirseniz, dışarıdan buğday ve bilumum tarım ürünleri ithal edersiniz.

Sigara fabrikalarını üç otuz paraya özelleştirir, üç otuz paraya o fabrikaları alanlar üç gün sonra üç yüz otuz paraya başkalarına, onlar da daha sonra bin otuz paraya daha başkalarına o fabrikaları satarlar. Dışarıdan TÜTÜN İTHAL EDİLEREK SİGARA ÜRETİLİR, sonuç olarak DÜNYANIN EN KALİTELİ TÜTÜNLERİNİN ÜRETİLDİĞİ BU ÜLKENİN TÜTÜN ÜRETECİLERİNİ AÇ BIRAKIRSINIZ!

SÜMERBANK’ı özelleştirir, pamuk üreticisini yok eder, dışarıdan pamuk ithal edersiniz.

SEKA’yı yok eder, kullanılan kâğıdın tamamını ithal etmek zorunda kalırsınız.

Gübre ve Yem fabrikalarını özelleştirerek, çiftçilere, altından kalkamayacakları yükler yüklersiniz. Bunun adına da ÜLKEYİ YÖNETMEK dersiniz! Öyle mi? Bu olsa olsa değil, kesinlikle ülkeye ihanettir.

Şimdi sıra ŞEKER FABRİKALARINA GELMİŞ DURUMDA! Bu fabrikaların zarar ettikleri gerekçesiyle özelleştirilmek istendiği ileri sürülmektedir. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, bir şeker fabrikası, kurulduğu bölge için çok büyük katma değer sağlar. Pancar tarımından sadece pancar eken çiftçiler gelir elde etmez. Bunun yanında pancar tarımında çalışan işçiler, pancarı taşıyanlar, şeker fabrikalarında çalışan işçi ve memurlar, hayvancılık yapanlar, küspe-melas ve şeker nakliyesini yapanlar ve şeker ticareti ile uğraşanlar gelir elde eder. Dolayısıyla bir veya birkaç fabrikanın kâr etmemesi göz ardı edilebilir. Edilmelidir de! Çünkü diğer fabrikaların kârları ile bu zararlar dengelenebilmektedir.

Kendi saraylarının 13 günlük masrafı karşılığı olan ŞEKER FABRİKALARININ bir yıllık zararının sanki çok büyük ve taşınamaz bir zarar olarak ileri sürülmesindeki garabeti de anlamak mümkün değildir.

Kaldı ki, kendi hempalarının milyarlarca lira tutan vergi borçlarını, çıkardıkları çeşitli torba kanunlarla affeden bir hükümetin, şeker fabrikalarını, zarar ettikleri gerekçesine sığınarak özelleştirmek istemesi, olsa olsa komediden başka bir şey değildir.

Diğer taraftan, bir fabrikanın faaliyetleri sonucunda kâr etmesi, başta fabrikaya yönetici olarak seçilenler olmak üzere birçok etmene bağlıdır.

O halde öncelikle Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin yöneticilerine bakalım:

1)Ergin İçenli- Şirket Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı, ASLİ GÖREVİ ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI.

2)Cengiz Yaviloğlu- Yönetim Kurulu Üyesi, ASLİ GÖREVİ MALİYE BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI.

3)Ahmet Aksu- Yönetim Kurulu Üyesi, ESAS GÖREVİ ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANI.

4)Özer Kantoğlu- Yönetim Kurulu Üyesi, ASIL GÖREVİ BAŞBAKANLIK MÜSTEŞAR YARDIMCISI.

5)Halil Öcal- Yönetim Kurulu Üyesi, ASIL GÖREVİ MALİYE BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI.

6)Prof.Dr. Derya Örs- Yönetim Kurulu Üyesi, ASIL GÖREVİ ATATÜRK KÜLTÜR, DİL ve TARİH YÜKSEL KURULU BAŞKANI.

7)Şimdi, bu 6 kişi ayda kaç kere toplanıp, konuları tartışıp, şirketin sıkıntılarına çare arayıp, bu sıkıntıları giderecek çalışmalarda bulunup da Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ni düzlüğe çıkaracak çalışmalar yapacaklar?

Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri’nin bulundukları esas görevleri zaten günlük mesailerini fazlasıyla dolduracak kadar yoğun olduğu halde, kendi esas görevlerinden zaman çalarak Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ne nasıl faydalı olacaklar?

Bu hükümet, böyle bir Yönetim Kurulu oluşturmakla zaten TÜRKŞEKER’i gözden çıkarmış bulunmaktadır. Bunun başka bir anlamı olamaz.

Diğer taraftan bir fabrikanın zarar etmemesi için, belli miktarda hammadde temin ederek onu işlemesi gerekir. Pancar ekim alanı ve üretim miktarı için hükümet olarak kota getireceksiniz, o fabrikalar da işleyecek yeterli pancarı bulamadıkları için düşük kapasite ile çalışıp zarar edecekler, ondan sonra da bunlar zarar ediyor diye özelleştirme kapsamına alacaksınız!... Eeee! Pes doğrusu! Bu kadar da pişkinlik olmaz diyeceğim amma, kendi dönemlerindeki bütün olumsuzlukları muhalefete yüklemelerine bakıldığında da şaşılacak bir şey göremiyorum.

Pancar tarımı, çiftçiler için vazgeçilmez bir faaliyet olup, katma değeri çok yüksek bir mahsüldür. Özelleştirilecek fabrikalar için 1600 civarında köyde 50 bin civarında çiftçi üretim yapmaktadır. Ayrıca bu fabrikalarda 4 binin üzerinde çalışan bulunmaktadır. Herkesin endişesi, bu fabrikaların özelleştikten sonra birkaç yıl içinde kapanacağı ve insanların işsiz kalabilecekleri yönündedir.

Ekonominin kuralları devlet fabrikaları için başka, özel sektör fabrikaları için başka uygulanmaz. Eğer devlet işletmesi olan şeker fabrikaları, gerek hammadde yetersizliğinden, gerekse diğer sebeplerden dolayı zarar ediyorsa, bunun sorumlusu siyasilerdir. Çünkü fabrikanın düzenini siyasiler bozar.

Fabrikalarda belirlenen norm kadrolardan daha fazla kişi çalıştırılmasının sebebi siyasilerdir. Öyle olmasa, daha önce yaptığım bir araştırmada gördüğüm üzere, aynı kapasitedeki bir şeker fabrikasında İsviçre’de 300 işçi ile işler yürütülürken, Türkiye’de 1300 kişi çalışıyor olmazdı.

Eğer fabrikaların zararı önlenmek isteniyorsa, öncelikle siyasiler fabrikalardan ellerini çekmelidir.

AKP iktidara geldikten bu tarafa uyguladığı -ya da uygulamadığı- politikalarla Türk tarımını bitirme noktasına getirmiştir.

Özelleştirmeden belli bir süre sonra, eğer bu şeker fabrikaları da faaliyetlerine son verirlerse, zaten boşalmış olan köyler tamamen boşalacak, köylerde yaşlılardan başka kimse kalmayacak, tarlalar ekilemeyecek/ekilmeyecek ve hemen her türlü tarım ürününü ithal ettiğimiz yetmiyormuş gibi çok kısa süre içinde şekeri de ithal eder hale geleceğiz!?..

Köylerden şehirlere olan göçler işsizler ordusunun artması sonucunu doğuracak, bu ise sosyal patlamaya sebep olacaktır.

Buna patlama demek konunun önemini küçültebilir. Doğru tanım sosyal tusunami olabilir.

Kendilerinin bu ülkeyi yönettiklerini zannedenler, bu kadar vatandaşın karşı çıktığı şeker fabrikalarının özelleştirilmesi işini, şapkalarını önlerine koyup bir kere daha düşünmelidirler …

ŞEKER FABRİKALARI VATANDIR! VATAN SATILAMAZ …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık