• 19 June 2018, Tuesday 20:10
MetinSALMAN...

Metin SALMAN...

İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...

Metin SALMAN

 

İnsanoğlu tarih sahnesine çıktığından beri her toplum, kendi toplumunun bir felâketten kurtarılması, düşmana karşı savunulması ve o toplumun sıkıntıdan kurtarılarak huzura ve sükûna kavuşması için çaba sarfeden kahramanlarını unutmamış ve onların hatıralarını canlı tutabilmek için gerek yazılı gerekse melodic eserler meydana getirmişlerdir.

Bu bazen şiir olmuş, bazen türkü, bazen ağıt, bazen de mars olarak toplum hafızasında yerini almıştır. Bunlara örnek olarak Türk Edebiyatı’nın ilk kaynaklarından Alpertunga Destanı ve Süleyman Çelebi’nin Mevlid’ini gösterebiliriz.

I.Dünya Savaşı’nda yenilen devletler arasında bulunan Osmanlı İmparatorluğu da Sevr ve Mondros Mütarekelerinden sonra İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve hatta ABD gibi devletler tarafından çekirge sürüleri misali istilâya uğramıştır.

Türk Milleti bu istilâya karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları etrafında toplanarak, verilen çok büyük, çok zor ve çok kanlı mücadele onucunda istilâcıları vatan toplaklarından atarak, Osmanlı İmparatorluğu enkazından yepyeni ir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlamışlardır. Bu kurtuluş ve kuruluş şimdi bazılarnın bu gün söylediği gibi öyle kolayca olmamıştır.Bunun için Millet bütün maddi ve manevi güçlerini seferber etmiş, elinde-avucunda ne varsa çocuklarını aç ve açıkta bırakma pahasına kurtuluş mücadelesinin kazılması için kullanmıştır.

Kurtuluş mücadelesi başarıyla sonuçlandıktan sonra, başta Mustafa Kemal ve arkadaşları olmak üzere bu mücadelede öne çıkan kahramanların yaptıklarını ve bu savaşta yaşananları unutturmamak, Türk Milleti hafızasında canlı tutmak için bir çok şair ve yazar tarafından şiirler ve yazılar yazılmıştır. Bu şiirlerden bazıları da bestekarlar tarafından bestelenmiştir.Bütün bu çalışmalar, Kurtuluş mücadelesini unutturmamak ve hangi şartlarda bu büyük mücadelenin yapıldığını Türk Milleti’nin hafızasında canlı tutulmasını sağlamak, geçmişte yaşananları insanlarımızın önüne koyabilmek için yapılmıştır.Ki, bütün milletler, kendileri için büyük önem taşıyan böyle olayları millet hafızasında canlı tutabilmek için bu tür çalışmalar yapmışlardır.

Unutulmamalıdır ki geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz!

Türk Milleti de şair ve yazarlarıyla Kurtuluş Savaşı’nı anlatan birçok şiir, roman, hikâye gibi ürünler ortaya koymuştur. Marşlar bestelenmiş, türküler, ağıtlar yakılmış, çeşitli edeb^ıv e müzik eserleri yazılmıştır.Bunlardan bir tanesi de: “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” sizleriyle başlayan marştır. Bu mars, Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanıp, 9 Eylül’de Yunan kuvvetleri İzmir’den denize dökülüp vatan topraklarından kovulduktan sonra, Kurtuluş Savaşı’nın büyük ve kahraman muzaffer komutanı Mustafa Kemal’I yücelten ve O’na Türk Milleti’nin teşekkürünü anlatan bir marştır.

Ancak, son zamanlarda bazı kişiler, AKP iktidarının Atatürk hakkındaki bu güne kadarki uygulamalarından cesaret alarak bu marştan rahatsızlık duymaya başlamışlardır.

Bu marşta, Türk Milleti’ni rahatsız edecek en ufak bir ibare yoktur.Bu rahatsızlığın mantıklı ve tutarlı bir açıklaması olamaz ve yoktur da.

“İzmir’in dağlarında çiçekler açar” marşından Türk olan, kendisini Türk Kabul eden, kim olursa olsun Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sevinç duyan hiç kimse rahatsızlık duyamaz.

Eğer bir kimse o marştan rahatsız olup saçmalıyorsa, kendini sorgulamalıdır.

İzmir’in dağlarında açan çiçeklerin dikenleri vatanseverlerin değil, ancak düşmanla işbirliği yapmışların torunlarının bir tarafına batar.

“İzmir’in dağlarında çiçekler açar” marşından rahatsız olanlar yoksa onlar mı?...


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık