Metin SALMAN...

Tokalaşmak sözcüklerde: “Tanışma veya selamlaşma sorasında birbirinin elini sıkmak, el sıkışmak.” diye tanımlanmış.

Ekim ayı başında TBMM’nin açılış gününde MHP liderinin DEM Parti yöneticileri ile tokalaşması ülkede gündem oldu. Çünkü MHP lideri o güne kadar gerek DEM Parti mensuplarına ve hatta Türk insanının P’sine “illet, zillet, terörist vb.” gibi ifadelerle ağır hakaretlerden geri durmuyordu.

Fakat bu dönem TBMM’nin ilk açıldığı gün ne olduysa MHP Genel Başkanı tavrını değiştirdi ve DEM Parti yöneticileri ile de tokalaştı. Gerçi aynı gün parti grup toplantısında CHP’ye ağzına geleni söyledikten sonra, Meclis’te karşılaşınca grup toplantısında söylediklerinin “Siyaset icabı” olduğunu söyleyip Özgür Özel’e “İnşallah kırılmamışsınızdır” demesi doğrusu siyasete TÜY dikti.

Gerçi Beyefendinin (!) bu konuda sicili çok bozuk. Birisiyle biribirlerine Türkçedeki en ağır hakaretleri ettikten sonra, ne olduysa bugün canciğer kuzu sarması olmalarını kimse açıklayamıyorsa, DEM Partiye olan bu 180 derece dönüşün sebebini de kimse açıklayamıyor. Aslında bakarsanız bu U dönüşünün kendiliğinden olmadığını, Padişahının (!) işareti üzerine bu yola başvurduğunu kendisi itiraf etti. Hani bir çocuk bir büyüğü ile bir yere gider de herhangi bir hareket yapmadan onun gözüne bakıp izin alırsa o hareketi yapar ya o hesap. O da Padişahının (!) işareti üzerine bu davranış değişikliğine karar vermiş. Kendi iradesi ile değil! Padişahtan böyle bir işaret gelmese, gene tokalaşma olmayacak! Hani durup dururken kendisini öpen eniştenin bunu neden yaptığını anlamayıp: “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü.” diye sorması gibi Türk vatandaşları da bu davranış değişikliğinin neden olduğunu anlamaya çalıştılar.

Vehbi’nin kerrakesi sonradan anlaşıldı! Padişahımız (!) efendimiz (!)Anayasa’yı değiştirmek istiyormuş, onun için bazı desteklere ihtiyacı varmış, ondan dolayı Cafer’e bez bulması işaret edilmiş. Anayasa’nın hiçbir hükmüne uymayan, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına saygı duymayan ve de uygulamayan birisinin YENİ BİR ANAYASA YAPMAYA KALKMASI KADAR ABSÜRT ve UCUBE BİR TALEP OLAMAZ.

Bu ülkenin, bu milletin hayrına ne yapmak istemişler de bu Anayasa kendilerine engel olmuş?

İstiklal Savaşı için: “Keşke Yunan kazansaydı.” diyen birinin şakirtlerinin ve onun hınk deyicisinin arzusu ile bu ülkede bir Anayasa değişikliği olmamalı, olamaz!

Ha! Birisi: “Büyük Ortadoğu Projesi’nin EŞ BAŞKANI olarak Türkiye’yi proje hedeflerine uygun hale getirmek için ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İSTİYORUM ve ÇALIŞIYORUM.” diyorsa o başka.

Ona da Türk Milletinin izin vermeyeceğine, yuttukları lokmanın boğazlarında kalacağına yürekten inanıyorum.