- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 September 2018, Tuesday 19:53
- 3212 kez okundu
İnsanlar ve kurumlar kendi ihtiyaçlarından fazla olan varlıklarını şu veya bu şekilde değerlendirebilmek için çeşitli yollara başvurabilirler. Tabii bu yola başvurabilmek için kişi veya kuruluşun elinde kullanmadığı, ihtiyacından fazla bir varlığının olması gerekir. Ülkeler de kullanmadıkları, atıl duran herhangi bir varlığı varsa, onu değerlendirebilmek için FON oluşturabilirler. Tabii yukarıda belirtildiği gibi FONU oluşturabilmek için öngördüğü harcamasından fazla gelirinin olması gerekir ki kurulacak FONA kaynak aktarılabilsin.
Uluslararası uygulamaya bakıldığında, bu tür VARLIK FONU oluşturmuş ülkelerin hepsinin harcamayı düşündükleri bütçe rakamlarından daha fazla gelirleri olduğunu görmekteyiz. Yani bütçeleri açık değil, fazlalık vermektedir. Ondan dolayıdır ki ortaya çıkan bu fazlalığı değerlendirerek vatandaşlarının refah seviyesini yükseltmek istemelerinden normal bir şey olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti, nereden bakarsanız bakın, sebebi ne olursa olsun bütünüyle borca batmış durumdadır. Artık normal şartlarda yurt dışından para bulunması nerede ise imkansız hale gelmiş bulunmaktadır. Bu durumda dışarıdan kaynak sağlayacak bir yol bulunması lazımdır. Bu ülkeyi 2002 kasımından bu tarafa yöneten ve eline geçirdiği kaynakları hovarda bir mirasyedi gibi tüketen kadro, sonuçta DIŞ KAYNAK TEMİNİ için bula bula TÜRKİYE VARLIK FONU’nu oluşturmak yolunu buldular. Bu uygulama, nasıl olsa bazı ülkeler tarafından yapılıp, başarılı da olmuştu. Yalnız arada küçük (!), ihmal edilebilecek minnacık (!) bir fark vardı, onlarda bütçeler FAZLA veriyordu, bizde ise her kalemde AÇIK vardı. Amma olsundu. O KADAR KUSUR KADI KIZINDA BİLE OLURDU. Sanıyorum dünyada sağlam kaynak bulunmadan ESKİ BAKİYE ile oluşturulan VARLIK FONU, TÜRKİYE VARLIK FONU’DUR.
Bu fona kaynak oluşturabilmek için, Türkiye’nin en değerli Kamu Bankaları, üç otuz paraya hempalarına peşkeş çekemedikleri ÇAYUR gibi kuruluşları, Muğla’nın koyları da dahil olmak üzere ne kadar bakir ve cennet koy varsa onları teminat gösterdiler. Bu FON’nun kurulduğundan beri göze batan giç bir faaliyeti görülmedi. Fakat bu FON’un yönetiminde bulunanlara ne ücret ödendiği bilinmiyor. Yan gel yat Osman, paraları torbaya at Osman! . durumu yani. Padişahımız Efendimiz (!) bu FONDAKİ yöneticilerin çalışmalarından memnun kalmamış ki, Fonun başındakini, bazı yönetim kurulu üyelerini değiştirmek lüzumunu hissetti ve değiştirdi. FON’un başına kendisini, yokluğunda kendisine vekâlet etmek üzere de sevgili DAMADINI atadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik, siyasi ve askeri alanda çok büyük sorunlarla boğuştuğu şu sıralarda birde TÜRKİYE VARLIK FONU gibi DEVASA (!) bir kuruluşun yönetimini de üstlenmek çok çok büyük bir fedakarlık olsa gerek! Bu olay dahi TEK ADAMIN HER ŞEYİ YÖNETMESİNE BİR ÖRNEKTİR.
TÜRKİYE VARLIK FONU ile varılmak istenlien sonuç, yurt dışından borçlanabilme imkanları azalmış ülkemize, Türkiye’nin çok kıymetli varlıklarını teminat gösterip, yeniden borç alabilmesini sağlayabilmektir. Çünkü Türkiye GIRTLAĞINA KADAR BORCA BATMIŞTIR. Oysa ki İKTİDARA GELDİKLERİNDEN BU TARAFA ELLERİNE VERİLEN KAYNAKLARI YERİNDE ve ÜRETİME YÖNELİK YATIRIMLARA YÖNELTİP TÜRKİYE’Yİ BU GÜNKÜ ZOR DURUMA DÜŞÜRMEYEBİLİRLERDİ.
Yalnız şunu da unutmamak gerekir ki, Osmanlı da dışarıdan borç alıp saraylar yaptırıp, vadesi gelince borcunu ödeyemeyince, alacaklılar, alacaklarını tahsil için DÜYUN-U UMUMİYE diye bir teşkilat kurup Osmanlı’nın bütün gelirlerine yeni bir DÜYUN-U UMUMİYE olmasın.
Ayrı bir not: Padişahımız Efendimiz, Türkiye ne zaman zor bir sorunla karşı karşıya kalsa bu sorunun kaynağı kendileri ise (İktidarda onlar olduğuna gore tabii ki onlar olacak) o sorunu unutturmak için hemen ortaya başka bir konu atıyor ve esas mesele kaynayıp gidiyor.
Bu defa da, enflasyon almış başını gitmiş, faiz uçmuş, döviz ipini koparmış deli at gibi nerelere varacağı belli olmadan çılgınca koşturuyor, ekonomik kriz bütün vatandaşları perişan etmiş, Beyefendi – 24 Hazirandan once seçilirse her şeyden kendisinin sorumlu olacağını o söylemişti- kalkmış İş Bankası’nda CHP tarafından temsil edilen ATATÜRK hisselerinin Hazine’ye devredilmesi gerektiğini ileri sürerek yine Millet’i BACA VERGİSİ ile uğraştırıyor. Soruyor: “ İş Bankası Yönetim Kurulu’na CHP kontenjanından giren yönetim kurulu üyeleri ne iş yapar? mış.
Görev aldıkları kurumun sorunlarını çözsünler diye Kendisi tarafından seçilip atanan ve fakat şirketin hiçbir derdiyle ilgilenmeyip, şirket varlıklarının üç otuz paraya ona buna peşkeş çekilmesine mani olamayan/olmayan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. nin yönetim kurulu üyeleri gibi kurumlarını ona buna pazarlamıyor herhalde !
Acaba bu çıkış, Türkiye İş Bankası’nı da Hazine’ye bağlamayıp, Türkiye Varlık Fonu’na katmak için yapılıyor olmasın ?
Olamaz mı yani ???...
-
05.11.2024 AKREP SÖZÜ?
-
21.10.2024 TOKALAŞMAK !..
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
15.05.2019 YSK(YÜKSEK(:) SEÇİM KURULU) İNTİHAR ETTİ:?...
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
29.03.2017 Adil olmayan yarış!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
28.12.2016 Beyin Yıkama Makinesi!
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
09.11.2016 ‘İdam Cezası’nın geri getirilmesi!
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.