Metin SALMAN...

Sözlükler pastayı: ”İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında ya da başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı” olarak tanımlıyorlar. Pastanın birçok çeşidi var. Herkesin sevdiği pasta farklı. Kimisi kremalı, kimisi çilekli, kimisi vişneli, kimisi de vesaire vesaire pasta sever. Fakat ne tür pasta olursa olsun, genelde pasta tabakta kalmaz. Yani genel olarak kimse üstündeki çileği yiyeyim de, pasta kalsın demez. Çilekle beraber pastayı da yer.

Ancak, son günlerde bazı bölgelerde oturan ve AKP’ye oy vermeyen seçmenlerin (Ankara’da Çankaya, İstanbul’da Beşiktaş, Kadıköy, Şişli semtleri) Türkiye pastasının kaymağını yedikleri ve Türkiye’nin refahı ve üzüntüsünün onların UMURUNDA OLMADIĞI AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan tarafından ileri sürüldü. Bu söz, Türk Milleti arasında bölücülük ve ayrımcılık yaratacağı gibi, bir kesimi diğerlerine karşı tahrik edici bir ifadedir. Bu sözü, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir kişi söylemektedir. Oysaki bir ülkenin cumhurbaşkanı ülkenin birlik ve bütünlüğünü, kardeşliğini sağlayacak eylemlerde bulunmalı ve sözler sarf etmelidir. Bu sözler bile R.Tayyip Erdoğan’ın sadece AKP’nin Genel Başkanı sıfatı ile konuştuğunu göstermektedir. Kaldı ki, AKP Genel Başkanı olarak konuşsa bile, legal bir parti genel başkanının ülkeyi ortadan kesilmiş karpuz gibi ikiye bölmeye sebep olacak şekilde konuşması ve eylemlerde bulunması doğru olmamalıdır.

Gelelim bu yukarıda bahsedilen yerlerde oturan ve “Türkiye pastasının kaymağını yedikleri” halde AKP’ye oy vermedikleri ve “Türkiye şaha kalksa da, yansa da bu durumun umurlarında olmadığı” AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından iddia edilen seçmenlere:

1963 yılından beri Ankara’da oturuyorum. 1991 yılına kadar Ankara’nın çeşitli semtlerinde oturdum. 1991 yılından beri de kooperatif yoluyla sahip olduğumuz Çankaya semtinde bir sitede oturuyorum. Pastayı genellikle semtimizdeki Serender pastanesinden alırız. Bu güne kadar pastaneden tarafıma hiç beleş pasta gönderilmediği gibi, kaymaklı pasta da almadım. Bu vatanın neresinde olumlu bir şey olmuşsa ona sevindim. Türk Vatanı herhangi bir felaketle karşılaştığında, Türk Milleti’nin bir tarafına nerede en ufak bir diken batmışsa, bu beni üzdü. 35 yıllık memuriyet hayatımda Türkiye’nin kalkınması ve refahının yükselmesi için ne yapılması gerekiyorsa ondan geri durmadım; bu bakımdan AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ın: ”Türkiye yansa da, şaha kalksa da BUNLARIN UMURUNDA DEĞİL.” bühtanını kabul etmiyorum ve şiddetle reddediyorum. Öyle tahmin ediyorum ki Çankaya bölgesinde AKP’ye oy vermemiş seçmenlerin tamamı da benim gibi düşünüyor. Çankaya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temellerinin atıldığı ve çatısının çatıldığı bir bölgedir. Cumhuriyete ihanet etmez. Çankaya bölgesinde AKP’ye oy vermiş ya da oy vermemiş seçmenlerin tamamı da VATANSEVERDİR ve Türk Milleti ve vatanı için canlarını vermeye hazırdırlar. AKP Genel Başkanı’nın söylediği bu söz kabul edilemez. Bu sözün iler-tutar tarafı olmadığı gibi hiçbir bilimsel temele dayanmamaktadır.

AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan kendi seçmenini bir arada tutabilmek için hemen her seçimde buna benzer halkı birbirine düşman edecek ve bölecek sözler söylüyor. Ama yeter artık! Bölüne bölüne toz şekeri de geçtik, pudra şekeri olduk. Yeter! Yeter! Yeter! Her ne kadar AKP Genel Başkanı da olsa, o aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı da. Onun için Şeyh Edebali’nin Bey olan Osman Gazi’ye öğütlerini her gün yeniden okuyup ona göre davranmasında Türkiye ve Türk Milleti için sonsuz faydalar var.

Diğer taraftan AKP Genel Başkanı tarafından Çankaya bölgesinde AKP’ye oy vermeyen seçmenler için: ”Türkiye yansa da, şaha kalksa da BUNLARIN UMURUNDA DEĞİL”deniliyorsa da:

1) Habur’da çadır mahkemeleri kurularak PKK’lı teröristleri usulen yargılayıp affedip, Diyarbakır’a kadar davul-zurna eşliğinde bu seçmenler göndermedi,

2) Bebek katili PKK lideri Apo’nun nevruz mesajını Diyarbakır’da, Çankaya’da AKP’ye oy vermeyen seçmenler okutmadı,

3) Önüne konulan haritada, Türkiye’nin de bölünmesini öngören bir proje olduğunu görerek, bile bile BOP EŞBAŞKANI Çankaya seçmeni olmadı,

4) Terörist başına SAYIN, şehitlere KELLE, AKP’ye oy vermeyene Çankaya seçmeni demedi,

5) Açılım açılım diyerek kolluk kuvvetlerinin eli-kolu bağlanarak, hendekler kazılmasına ve onlarca şehit vermemize Çankaya seçmeni sebep olmadı,

6) PKK’lı teröristlerle Oslo, İmralı görüşmeleri ve Dolmabahçe mutabakatı Çankaya’da AKP’ye oy vermeyen seçmenler tarafından yapılmadı.

Yukarıda belirtilen ve benzeri birçok eylemler AKP Hükümeti tarafından yapılacak ve: ”Türkiye’nin yanması ve tökezlemesi sizin UMRUNUZDA OLMUŞ OLACAK”. Fakat yukarıda sayılanların hiçbirinin sorumlusu olmayan Çankaya’da AKP’ye oy vermeyenlerin: ”Türkiye yansa da, şaha kalksa da bu durum onların UMRUNDA OLMAYACAK” öyle mi? Buna ancak PÖH! denir.

Doğrudur! Çankaya bölgesinden AKP beklediği oyu alamıyor olabilir. Ama bunun sebebi onların TÜRKİYE’NİN PASTASININ KAYMAĞINI YİYEN KESİMDEN oldukları için değildir. Seçimlerde dağıtılmak suretiyle oy devşirilen SEÇİM PAKETLERİnin Çankaya bölgesinde işe yaramamasından ve o bölgedeki seçmenlerin bilinçli olmalarından ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ve ATATÜRK İlkerlerine bağlılıklarından dolayıdır.

Kaldı ki, sarayda verilen yemeklerde yenilen ejder meyveli bilmem neden diğerlerinden sonra, Çankayalılara yiyecek KAYMAKLI PASTA kalacağını sanmıyorum…