- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 09 November 2016, Wednesday 18:52
- 3858 kez okundu
Metin SALMAN
İnsanoğlu tarih sahnesine çıkıp diğer insanlarla toplu olarak yaşamaya başladığından beri, toplumda düzeni sağlamak için çeşitli kararlar alınmıştır.
Bu kararlar başlangıçta toplumlar için töre ve örfi kararlar olarak adlandırılsa da, toplumlar geliştikçe yazılı kurallar olarak belirginleşmiştir.
İster yazılı olmayan ahlaki, isterse yazılı olan toplum kurallarına uymayanlara da bazı ceza yaptırımları uygulanmıştır.
Toplumları bir disiplin altına alacak bu kurallar, toplumların gelişmişlik seviyelerine, sosyolojik yapılarına göre değişebilmektedir. Her toplum kendi kültürel ve sosyolojik yapısına uygun gördüğü cezalandırma veya ödüllendirme sistemini kendisi belirlemektedir.
Toplumların belirlediği bu cezalandırma sistemlerinden en ağırı ve uygulandığında geriye dönülmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuranı tabiidir ki insan hayatını sonlandıran İDAM CEZASIDIR. Bu öyle bir cezadır ki; bir hata, bir belgenin yanlış değerlendirilmesi, yalancı bir şahit ifadesi sonucunda böyle bir karar verilmişse ve idam cezası yerine getirilmişse, sonradan yanlışlık anlaşılsa bile artık o insanı yeniden hayata döndürebilmek mümkün olmayacak ve o infazın telafisine imkan bulunmayacaktır.
İnsanlık tarihine bakıldığında, toplumlar geliştikçe idam cezasının telafisinin mümkün olmaması ve diğer sebeplerden dolayı, bu cezanın uygulanmasından günümüzde birçok ülke vazgeçmiştir.
Ülkemizde de gelişen şartlar çerçevesinde bu cezanın uygulanmasından vazgeçilmiş ve onun yerine o tür suçlara müebbet hapis cezası verilmeye başlanmıştır. Ancak 15.07.2016 tarihinde meydana gelen meşum darbe teşebbüsünde vatandaşlarımızın darbeciler tarafından hunharca şehit edilmesinden sonra idam cezasının yeniden yürürlüğe konulması yönünde talepler gelmeye başlamıştır.
Bu talep, özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsüne katılanlar ve o teşebbüsün başında bulunanlar için istenmektedir. Bu taleplerin hem Cumhurbaşkanı, hem de hükümet tarafından desteklendiği görülmektedir.
Bu destekçiler kervanına, AB baskısı ile idam cezasının kaldırılarak terörist başının idamını önlediği için tenkit edilen MHP Genel Başkanı da katılmıştır.
Fakat bu bir kandırmacadan ileri gitmeyen, toplumun gazını almaya yönelik bir davranıştan başka bir şey değildir.
Şöyle ki, idam cezasının bazı suçlar için geri getirilmesi çok da kolay değildir. Çünkü bu konuda imzaladığımız uluslararası sözleşmeler var, anayasanın değişmesi lazım vesaire. Ayrıca, bu değişiklik yukarıda belirtildiği gibi darbeciler ve teröre katılanlar için isteniyor ise de idam cezası yeniden yürürlüğe konulsa bile bundan FETÖ/PDY mensupları ile PKK’lı teröristler etkilenmeyecektir. Çünkü hukukun temel ilkesi olarak işlendiği anda suç kabul edilmeyen veya o suç için başka bir ceza tayin edilmiş bir eylemden dolayı daha sonra çıkan bir kanunla o eylem için daha ağır bir ceza tertip edilmişse o eylemi yeni kanun kapsamına almak mümkün değildir.
(Kanunlardaki hak kaybettirici hükümlerin geriye doğru işlemezlik prensibi). Yani ne kadar istenirse istensin darbeye teşebbüs edenleri idam talebi ile yargılamak mümkün olmayacaktır.
Cumhurbaşkanı ve hükümetin davranışı kendi taraftarlarını, meydanları diri tutma, dinamik tutma stratejisinden başka bir şey olmasa gerekir. Ha! “yapıyoruz, ediyoruz.” Diye millet oyalanmak isteniyorsa o başka!
Bir de bu talebe karşı çıkan CHP’yi halka şikayet edecek bahane yaratmanın yolu olabilir.
Yukarıda izah edildiği gibi idam cezası, cezalar içinde hiçbir şekilde telafisi olmayan, insan hayatını sonlandıran bir cezadır. Mahkemelerin karar verirken, delilleri değerlendirirken kılı kırk yarması beklenir. Ancak idam cezası ile yargılanılan davalarda kılı kırk yarmak yetmez. Kılı beş yüz kırk yarmak bile yetmeyebilir.
Ayrıca bu ceza geri gelirse bu bumerang gibi geri gelip buna imkan verenleri de vurabilir.
İdam cezası yürürlükte olsa idi, düzmece oldukları ve sahte delillere dayanılarak karara bağlandıkları 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra anlaşılan Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Amirallere Suikast gibi davalarda verilen kararların karşılığı idam cezasıdır.
Bir de o kararların uygulanmış olduğunu düşünün...
Düşünün …
-
05.11.2024 AKREP SÖZÜ?
-
21.10.2024 TOKALAŞMAK !..
-
26.03.2024 İSTANBUL SEÇİMLERİ?!...
-
06.04.2022 KÖPRÜDEN GEÇTİ Mİ GELİN?
-
20.03.2022 ELEKTRİK FİYATLARINA YAPILAN FAHİŞ ZAMLAR VEYA DEVLET GÖZETİMİNDE SOYGUN!?...
-
11.03.2022 ZAM BEBEK!?...
-
20.11.2021 HZR SU OLDU BİZAR SU ?!...
-
21.10.2021 PARİS İKLİM SÖZLEŞMESİ?! …
-
18.10.2021 KURTLU BULGUR!?,.
-
06.09.2021 Memur ve emekli maaşları!?...
-
26.06.2021 128 MİLYAR DOLAR NASIL UÇTU (YER DEĞİŞTİRDİ)
-
11.01.2021 FARKINDA MI SINIZ?
-
07.01.2021 ASGARİ KOMEDİ!?...
-
07.10.2020 MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..
-
18.06.2020 KÖR ANA VİRÜSÜ!?...
-
26.11.2019 VERGİ..!
-
27.08.2019 BELEDİYE ŞİRKETLERİ?!..
-
19.08.2019 KAZ DAĞLARI ?!
-
15.05.2019 YSK(YÜKSEK(:) SEÇİM KURULU) İNTİHAR ETTİ:?...
-
23.04.2019 DEMOKRASİ?!..
-
27.03.2019 UÇAN EKONOMİ (!) ..?
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
15.03.2019 Zıvanasından çıkmış siyaset dili!..
-
05.03.2019 BİZİM HIRSIZ..?
-
02.01.2019 Pastanın Kaymağını Yiyenler
-
03.11.2018 BES- BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ Mİ SİGORTA MI?
-
17.10.2018 TÜRKİYE İŞ BANKASI’NDAKİ ATATÜRK PAYLARI?
-
10.10.2018 ZAMLAR
-
03.10.2018 ABDURRAHMAN DADAŞ
-
25.09.2018 VARLIK FONU ?! …
-
19.09.2018 Enflasyon-Faiz-Devalüasyon Sonunda…???
-
08.08.2018 Bedelli Askerlik
-
06.07.2018 Seçim sonuçları?!...
-
19.06.2018 İZMİR’İN DAĞLARINDA AÇAN ÇİÇEKLER!?...
-
12.06.2018 SEÇİM ÇALIŞMALARINDAKİ DİL VE DAVRANIŞLAR
-
05.06.2018 Bu seçim gençlerin seçimi!..
-
07.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
05.05.2018 ‘Kurtuluş Seçimi’
-
24.04.2018 Pancar Çiftçisinin Geleceği?!..
-
07.03.2018 Şeker Fabrikaları
-
10.01.2018 ‘Şeker’deki oyunlar?
-
02.01.2018 Huzur
-
15.11.2017 Balkondan düşen saksı
-
07.11.2017 Mültezim
-
20.10.2017 Vergi???
-
27.09.2017 “Böyle buyurdu Zerdüşt”?..
-
05.09.2017 Memur Maaşları …
-
29.08.2017 30 Ağustos’ta kim hastalanacak?
-
18.08.2017 At izi, it izi?..
-
08.08.2017 FETÖ’nün siyasi ayağı?
-
13.06.2017 Zeytin dallarındaki dolarlar?
-
06.06.2017 Zeytin?
-
14.04.2017 Adı olmayan millet?
-
06.04.2017 Vatan Sevgisi!
-
29.03.2017 Adil olmayan yarış!
-
22.03.2017 ‘Elektrik Çarpması’
-
16.03.2017 “Hayır” oyu verecek olanlar terörist midir?
-
10.03.2017 Niye HAYIR?..
-
02.03.2017 Tarafsızlık?...
-
05.01.2017 Adı konulamayan Başkanlık
-
28.12.2016 Beyin Yıkama Makinesi!
-
08.12.2016 Peki bunun farkı ne!?
-
30.11.2016 Atatürk’e saldırmanın dayanılmaz hafifliği!..
-
23.11.2016 Suçlu benim!..
-
18.11.2016 Siyasi pozisyonu, kişiye suç işleme serbestisi verir mi?
-
04.11.2016 Kayyım?
-
26.10.2016 Başkanlık?..
-
21.10.2016 Yap-İşlet-Lüplet?!..
-
12.10.2016 Lozan kimilerine göre niçin zafer değildir?!..
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.