• 07 October 2020, Wednesday 10:50
MetinSALMAN...

Metin SALMAN...

MÜMTAZ ER HAPİSTEN KURTARILDI!..

İnsanlar doğar, büyük ve belli ömrünü tamamladıktan sonra hayatları sona erer. Bu ömür çizgisi içinde bazı fikirlerin peşinden koşarlar, benimsedikleri fikirler ve görüşler için çaba sarfederler. Bu fikirlerinden dolayı, bazen beğenilirler, bazen de itilip kakılırlar. Hatta, bazen ömürlerinin belli yıllarını hapishanede geçirmek zorunda kalabilirler. Doğru olanı, düşünce konusunda RÜZGAR GÜLÜ OLMAMAKTIR.

Türkiye 15.07.2016’da bir kalkışma hareketi yaşadı. Çok şükür ki bu hareket başarılı olamadı. 15.07.2016 tarihinde iktidarda olanlar bu hareketin başındaki kişiyi: “hocafendi”, “muhterem zat”, “iyilik hareketinin lideri!”, ve benzeri ifadelerle yüceltiyor ve O’nun”Devlete zarar verecek bir yılan” olduğunu söyleyenlere olmadık hakaretler etmekten geri kalmıyorlardı. Kimisi, “Ne istediler de vermedik?” diyor, kimisi ise, “Dön artık! Hasretinden gözlerimiz yollarda kaldı” diye gözyaşı döküyor, kimileri de Pensilvanya’ya turlar düzenliyordu.

İşler bu minval üzereyken, bazı kişiler de önceki düşüncelerinden dönerek HOCAFENDİ dediklerinin gazetelerinde, televizyonlarında O’nun davulunu çalıp, O’nun arabısanda O’na methiyeler düzüp, Türkiye’ye ve Türk Ordusu’na kurulan kumpasların raportörlüğünü ve bavul taşıyıcılığını yapıyorlardı. 15.07.2016’dan sonra bunların bir kısmı yurt dışına kaçtı. Bir kısmı da yakalanıp yargılandı ve çeşitli cezalara çarptırıldı. Bu arada esas suçlu olmayan yüzlerce-binlerce vatandaş da dayanaksız suçlamalarla işinden atıldı, hapsedildi, ailesinden ayrı düştü, yuvaları dağıldı, bir dilim ekmeğe muhtaç hale getirildi. Bunların bir çoğu hâlâ bu durumdan kurtulmuş değil. 15.07.2016 dış destekli (ABD destekli) kalkışmadan sonra yurt dışına kaçamayıp yakalanan ve FETÖ ÜYELİĞİNDEN yargılanıp 10 yıl 6 ay hapis cezası alan Mümtazer Türkene de bunlar arasında bulunmaktadır. Mümtazer Türkene rüzgar gülü gibi rüzgarın esiş yönüne görü yönü değişen bir kişi. Daha once danışmanlığını yaptığı bir Başbakan’a, “devlet için kurşun atan da, kurşun yiyen de bizim için değerlidir” sözünü söyleten kişidir. 2002 kasımında meydana gelen iktidar değişikliğinden sonra, rüzgar başka yönden esince Mümtazer Türkene’nin de yönü değişmiş ve iktidarla beraber FETÖCÜLERİN KURDUĞU KUMPASLARIN en hızlı savunucuları arasında yer almıştır.

Hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan kumpası desteklerken o kadar ileri gitmiştir ki 29.10.2009 tarihli “BİZE NİZAM-I CEDİT ORDUSU LAZIM” başlıklı ZAMAN GAZETESİ’ndeki yazsında: “…… Vatandaşlarını suç işleyerek tezgaha düşüren bir ordu ile bir ülkenin güvenliği sağlanabilir mi? Karargah merkezinde geniş çamplı komplolar, provokasyonlar tezgahlayabilen bir ordumuz varken ‘demokratik açılım’ yürütülebilir ve etnik sorumuzu çözebilir misiniz? Ergenekon sanıklarını kurtarmak için operasyonlar planlayan askerlerinizle, hukukun koruyabilir misiniz? Türk askerlerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye’nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu ‘kurumsal yapı’ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lazım. Bizim bir NİZAM-I CEDİT ORDUSU’na ihtiyacımız var” ifadelerini kullanabilmiştir. Mümtazer Türkene’ye kalsa, askerlikteki emir komuta zincirini yeniden düzenleyecektir. Maluk, askerlikte bir erler ve onlara komuta eden subay gurubu bulunmaktadır. Bu guruplar da kendi aralarında ayrıca kademelenmektedir. Mesela askere giden bir Türk genci er olarak askerliğine başlar. Daha sonra kurslardan geçerek onbaşı ve onbaşılar da ayrı bir kurstan başarılı olarak çavuş olarak askerlilerini bitirirler. (Şimdi paralı askerlik (erler için profesyonellik) çıkınca durum değişti.) Ancak, askeri rütbeleri Nizam-ı Cedit Ordusu’nda Mümtazer Türköne düzenleseydi, en üst rütbe olarak sanırım MÜMTAZ ERen son rütbe olacaktı.

Bir sergerde topluluğu, bir kişiyi yakalamış, - öyle derler ya- eşek sudan gelinceye kadar dövüyorlarmış. Döülen kişi nesine vururlarsa vursunlar devamlı “Ah arkam” dermis. Bu durum kişiyi dövenlerin dikkatini çekmiş ve sormuşlar: “Sen nasıl bir kişisin? Nerene vurursak vuralım hep ‘ah arkam’ diye inliyorsun. Bu ne iştir böyle?” Döülen o kişi de: “Dıoğru!” demiş, “Her nereme vurursanız vurun hep arkam diyorum. Çünkü ARKAM OLSAYDI SİZ BENİ BÖYLE DÖVEBİLİR MİYDİNİZ?” demiş. Türkiye’de arkası olmak, birileri tarafından kornup kollanmak, hele size koruyup kollayan hükümetin küçük ortağı ise, birçok sıkıntıdan ve cezadan kurtulmak için çok faydalıdır!.. Mümtazer Türköne de kendisine arka çıkan birisinin işareti ile her ne hikmetse hapisten çıkıverdi. Tabii mahkeme kararıyla, desteğin hiçbir etkisi yok!... Kendisine arka çıkan Devlet Bahçeli’nin zaten böyle vatansever (!), devleti ve millet her türlü belaya karşı savunmuş (!), devlet ve millet aleyhine hiç bir suç işlememiş (!), topluma ve kişilere hiç bir zararı dokunmamış (!), millet evlatlarını sıkıntıdan ve hapishaneden kurtarmak gibi ULVİ (!) çalışmaları eksik değil!.. Kendileri çok rikkatli birileridir!

Kim ki Devlet’in bahçesinden bir metre karelik de olsa yer edinmiştir, o kişi sıkıntıdan ve hapishaneden kurtarılmaya müstehaktır. Kim ki bu bahçeden yer edinememiştir, o haklı da olsa sonu tufandır… Hele Devlet’in bahçesinden yer edinen MÜMTAZ ER ise, o hapisten mutlaka çıarılmalıdır. Fakat sorulması gereken şu soru da var: Acaba MÜMTAZ ER’ler hep erkek mi oluyor? Mesela bayanlardan MÜMTAZ ER olmaz mı? Bayanlardan MÜMTAZ ER olmaz deniliyorsa kadim Türk tarihine, İstiklâl Savaşı’na ve bu güne baksınlar, oralarda ne MÜMTAZ ER kadınlar görecekler.

Biz gene de küçük bir ricada bulunalım MÜMTAZ ER Kabul edilip onun için de gereği yapılmayan Müyesser Yıldız için de Devlet’in bahçesinden küçük, minnacık bir saksılık yer talebimiz olsa, Devlet’in bahçesinde O’na da şu kadarcık yer yok mu? Neticede O da Allah’ın kulu, GAZETECİLİĞİN MÜMTAZ ERİ. Hükümette koalisyonun küçük ortağı, bahçesinden Müyesser Yıldız için de şöyle yarım metre karelik yer veremez mi acaba?

Mümtazer Türköne’nin başına bu işler sanırım rüzgar gülünün yanlış yöne dönmesinden gelmiştir. Amma insan rüzgar gülü değildir. Fırt bu tarafa, fırt o tarafa dönmez.

Kişi vardır inançları için, peşinden gittiği kişiyi ya da partisini değiştirir. Kişi vardır partisi veya şeyhi, şıhı, HOCAEFENDİSİ için o zamana kadar savunduğu fikrini değiştirir.

Birileri, halı olup olmadığına bakmaksızın o kişiyi sadece MÜMTAZ ER olduğu için destekliyorsa, o zaman HAKLI OLUP DA MÜMTAZ ER OLMAYANLAR DA DERDİNE YANSIN diyeceğiz amma, diyemiyoruz ve soruyoruz:

NERDESİN EY VİCDAN? GELDİYSEN KAPIYA ÜÇ KERE VUR!...


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık