• 02 January 2018, Tuesday 18:41
MetinSALMAN...

Metin SALMAN...

Huzur

 

Metin SALMAN

İnsanlığın yıllar yılı aradığı, çoğu zaman bulamadığı, ya da çok az bulduğu, endişe duymadan, gelecek kaygısı düşünmeden yaşayabileceği bir ortamı anlatan kavram olabilir HUZUR.

Huzur, ansiklopedi ve sözlüklerde: “Her türlü saygı ve endişenin ortadan kalkmasıyla ulaşılan ruhsal ve / ya da zihinsel rahatsızlık, hiçbir eksiği, hiçbir üzüntüsü ve acısı olmama durumu, dirlik” olarak tanımlanmaktadır.

İnsanlar hayatları boyunca huzur içinde yaşamak, huzurlu olmak için uğraş verirler.

Bu “HUZUR” denilen ceylanı yakalayabilmek için çaba sarfederler.

Çocuklukta huzur çocuğun gelişmesi için, ailede huzur ailenin devamı için, okulda huzur öğrencinin başarısı için, çalışma hayatında huzur kurumun ilerlemesi için ve hayatta huzur insan sağlığı için büyük önem taşır.

Bir ortamda huzur yoksa, orada yaşayabilmek çok kolay olmayacaktır.

İnsanlar, tarihi gelişim içinde kalabalıklaştıkça, aile topluluğundan klan, kabile durumlarına geldikçe, kendilerine ait bazı haklarından vazgeçmek durumunda kalmışlardır; fakat bunun karşılığında adı ne olarak tanımlanırsa tanımlansın otoriteyi sağlayan kurumdan kendilerini huzura kavuşturacak bazı tedbirleri almasını beklemişler ve istemişlerdir.

Yani, devlet denilen kurumu yönetenlerin, vatandaşlarının huzurunu sağlayacak, onların yarın ne olacak endişelerini giderecek tedbirleri almaları asli görevleridir.

Bazı kişiler vardır ki dünyaya sanki başka insanların huzurlarını kaçırmak için gelmişlerdir. İnsanların huzurunu yukarıda bahsedilen kişiler kaçırıyorsa bu kişiler genellikle toplumdan dışlanırlar. Toplumun huzurunu kaçıranları yasal sınırlar içine çekmeye ve huzursuzluk yaratan eylemleri ortadan kaldırarak huzurlu bir ortam yaratmaya devlet kurumu mecburdur.

Devleti yönetenlerin, toplumun huzurunu kaçıracak, toplumu ayrılaştıracak ve toplumdaki insanlar arasındaki sevgi bağını dinamitleyecek kararlar almamaları gereklidir.

Hangi sistemle yönetilirse yönetilsin, devleti yönetenler, yönettikleri ülkenin insanları arasındaki birlik ve beraberlik ruhunu zedeleyerek, onların huzurunu dinamitleyecek, ayrılıklar yaratacak davranışlar sergilememelidirler.

Oysa ki Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP, iktidara geldiğinden bu tarafa uyguladığı politika ve davranışlarıyla vatandaşlar arasında bölünme ve parçalanmaya sebep olmakta ve kişiler arasındaki benzerlikleri geliştirmek yerine, aykırılıkları kaşıyarak toplumu ayrıştırmaktadır. Bu şekilde hareket ederek ülkenin huzuruna çok büyük zarar vermektedir. Ayrıca insanlar arasında gerilim yaratarak politik sonuç almayı kendileri için vazgeçilmez bir politika kabul etmektedir. Onun içindir ki ülkenin huzuru bir türlü arzu edilen duruma gelememektedir.

Yukarıda belirtildiği gibi devleti yönetenlerin ülkelerinin huzurunu sağlayacak tedbirleri almaları asli görevleridir. Oysa ki bu iktidar, aldığı her kararla ülkemizin huzurunu kum saati gibi devamlı alt-üst etmektedir.

Bu gidişle ülkemiz, kendisi için çok gerekli olan huzuru Haldun Taner’in “Huzur Çıkmazı” sokağında, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanını okuyarak ve Ferdi Tayfur’un “Huzurum Kalmadı” şarkısını söyleyerek aramak zorunda kalacaktır.

Ya da huzuru “Huzurevi”nde mi bulacağız?

Son çıkarılan 696 sayılı KHK’de yer alan bazı hükümlere karşı birçok kişi ve kurum çok olumsuz itirazlarda bulunmaktadırlar. Bu KHK, bu ülkenin en az % 50’den fazlasının zaten olmayan huzurunu iyice kaçırmıştır.

Buna rağmen hükümet gerekli düzeltmeyi yapmayacağını söyleyerek ortamı daha da germeye devam etmektedir.

Bir an için KHK’deki hükümlere itiraz edenlerin söyledikleri olumsuzlukların olmadığını düşünelim. Uygulamada, ileri sürülen olumsuzluklar meydana gelmezse mesele yok. Onlar yanılmış olurlar. (Keşke yanılsalar.)

Ya söyledikleri sakıncalar meydana gelirse?...

O zaman gene her duvara tosladıklarında söyledikleri gibi:

“Yanılmışız! Kandırılmışız! Allah ve Milletimiz bizi affetsin!...” diyerek işin içinden sıyrılmayı mı düşünüyorlar?..


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık