- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 01 June 2020, Monday 16:16
- 3928 kez okundu
OĞUZ OYAN / sol.org.tr
19 Mayıs 1919, bir ulusun tarihten silinme sürecine karşı başkaldırışının ilk adımıdır. Uzun bir yürüyüşün kararlı başlangıcıdır.
Mesele yalnızca işgal kuvvetlerinin ülke topraklarından atılması değildir. Ama başlangıçtaki daraltılmış hedef budur. Hatta daha da daraltılmış biçimiyle, İngiltere himayesinde İzmir'e çıkan Yunan kuvvetlerinin püskürtülmesidir. Nitekim Mustafa Kemal'in Bandırma Vapuru'yla İstanbul'dan ayrıldığı 16 Mayıs 1919 tarihi, Yunan işgalinin ertesi günüdür. Mustafa Kemal ve tüm Kuvay-ı Milliyeciler'in, direnişi başlatmak için bekledikleri altın fırsat doğmuştur. İngiltere'nin, İzmir ve Ege bölgesini işgal etmeye pek hevesli olan ama kendisi için sorun çıkarabileceğini düşündüğü İtalya yerine daha kolay güdebileceğini hesap ettiği diğer işgal iştahlısı Yunanistan'ı tercih etmesi, beklediğinin tersine sonuçlar verecektir. Osmanlının eski tebası Yunanların geniş işgal harekâtı, Anadolu'da bağımsızlık ateşlerinin daha güçlü yakılması ve bu ateşlerin bir lider etrafında birleştirilmesi sürecini olağanüstü hızlandıracaktır. Kurtuluş savaşçılarının en önemli başlangıç avantajı, işgalcinin Yunan ordusu olması kadar bu ordunun ele geçirdiği yörelerde uyguladığı intikamcı zulüm politikası olmuştur.
Kurtuluş Savaşı, düzensiz direniş birliklerinin/çetelerin düzenli ve disiplinli bir ordu çatısı altında yeniden örgütlenmesinin de tarihidir. Bu disipline uymayanların (Çerkez Ethem gibi) yolun hemen başında tasfiye edilmeleri, askeri başarının teminatı olmuştur.
Kurtuluş Savaşı'nı usta hamleleriyle yönlendiren Gazi Mustafa Kemal, onu başından itibaren sağlam bir meşruiyet temeline ve güçlü bir halk desteğine oturtmaya birinci önceliği vermiştir. 1919'daki Erzurum (Temmuz-Ağustos) ve Sivas (Eylül) Kongrelerinden 7 ay sonra, erkler birliğine sahip bir Büyük Millet Meclisi'nin 23 Nisan 1920'de kurulması ve Kurtuluş savaşını yönetme yetkileriyle donatılması müthiş stratejik hamlelerdir. Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu aynı zamanda, Kurtuluş hareketine ve onun niteliğine karşı oluşabilecek muhalefeti içerde tutma ve kontrol edebilme zeminini sağlamak bakımından müthiş bir siyasi öngörüdür.
Gelecek stratejisi olan bir lider
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı döneminde, hem bugüne hem yakın geleceğe dönük gerçekçi ilke ve stratejilere hem de uzun erimli bir gelecek vizyonuna sahip olan tek lider konumundadır. Bu özellikleriyle, Kurtuluş sonrasının da güçlü ve vazgeçilmez siyasi otoritesi olacaktır.
Ama henüz Kurtuluş Savaşı günlerinde, hem hızlı karar alıp hızlı hareket edebilen ama hem de şartların olgunlaşması için -aslında çok hızlı akan- zamanı kullanmasını bilen bir liderdir. Başlangıçta saltanat ve hilafeti karşıya almamaya özen gösteren siyaseti aslında artık emperyalizmin işbirlikçisi olmak dışında hiçbir tarihi rolü kalmamış olan Osmanlı hanedanına son bir şans vermekle ilgili değildir. (Bunu daha önceki dönemde denemiştir. 19 Kasım 1918'de İstanbul'a dönüşü ile 19 Mayıs 1919 arasındaki 6 ay ise, aslında kurtuluşa gidecek yolun hazırlanması bakımından kritiktir. Falih Rıfkı AtayÇankaya adlı eserinde (Pozitif Yayınları, s.177) buna değinmiş; ayrıntılı incelemesini de Alev Coşkun yapmıştır). Saltanatı başlangıçta karşıya almamak, cepheyi genişletmemek kadar kendi arkasındaki cepheyi de konsolide etmek amaçlıdır. İstanbul hükümetinin kısa zamanda kendi meşruiyet zeminini tahrip edeceğine dair güçlü öngörüdür.
Dolayısıyla, Kurtuluş Savaşı sadece Yunan işgal ordusuna karşı verilmemiştir; onun arkasında veya paralelindeki işgalci olsun olmasın tüm emperyalist güçlere ve onların parçalama planlarına karşı da bir meydan okumadır. Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasına karşı Batı'nın 4 ay sonraki yanıtı 20 Ağustos 1920 tarihli Sèvres teslimiyet anlaşması olacaktır. Kurtuluş Savaşı, bu Batı ittifakına karşı verilecektir; bunun anlamı, Sèvres'i kabul eden, fiilen çökmüş ama ideolojik olarak ayakta durmaya çalışan Osmanlı rejmine karşı da önce örtük sonra açık bir mücadele verilmesi olacaktır. Kurtuluş hareketi, Gazi'nin gelecek vizyonunda, Cumhuriyetçi kıvılcımı da hep içinde taşıyacaktır.
Sèvres'den sonra silahların konuşma zamanı gelmiştir. 6 Ocak 1921'deki küçük çaplı ve hafiften Ankara lehine sonuçlanan I. İnönü'deki ilk çatışmadan sonra, Batılı güçlerin Sèvres'in büyük ölçüde bir benzerini öneren bir Londra antlaşmasını (21 Şubat 1921) zorlaması; 23 Mart 1921'de II. İnönü muharebesinin ve 23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı'nın Ankara lehine sonuçlanmasından sonra Sèvres'i yumuşatan (ve Yunan tarafının peşinen kabul ettiği) bir Paris Barış Konferansı tertiplemesi (22 Mart 1922), ustaca geçiştirilecektir. Büyük Millet Meclisi, Gazi'nin önerisini destekleyerek, teklifi hemen reddetmek yerine karşı koşullar önererek zaman kazanmayı ve olumsuz davranışın karşı taraftan gelmesini beklemeyi uygun bulacaktır. (Nutuk, Süryay Yn., 1995, 2. Cilt, s.17).
M. Kemal, karşısındaki devletlerin iç yapısını iyi analiz eden, dengeleri iyi gözeten çok başarılı bir diplomat ve kendi döneminin iletişim araçlarını (telgraf, mektup) büyük başarıyla kullanan bir iletişim uzmanıdır aynı zamanda. Birinci Dünya Savaşı'ndan çok hırpalanmış olarak çıkan Batılı güçlerin yeni bir savaşı kaldıracak toplumsal desteğe sahip olmadıklarının farkındadır. Sakarya Savaşı'ndan hemen sonra 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile Fransızların Anadolu'dan çekilmeyi kabul etmesi böyle bir gerçekliğin uzantısındadır.
Bundan sonrası, Sèvres'in henüz 2. yıldönümünde, 26 Ağustos 1922'de Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın kazanılması ve 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtuluşudur. Lozan Konferansı'nda İstanbul Hükümetinin de temsil edilmesi riskini baştan bertaraf etmek isteyen M. Kemal, saltanatın kaldırılmasına muhalif olan gerici takımı sindirerek 1 Kasım 1922'deki Meclis toplantısında bunu itirazsız geçirecektir. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın Ankara açısından ana sorunsalı, bir yandan altı yüzyıllık Osmanlı egemenliğinin tasfiyesi, diğer yandan da yeni Türkiye devletinin kuruluşunun onaylanmasıydı. Nitekim, Lozan ile 23 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı arasında sadece üç ay vardır.
Osmanlıcılığın hortlaması
19 Mayıs 1919 sonrasında başlayıp 1920'ler ve 1930’larda müthiş bir ivmeyle devam eden altüst oluşun siyasi dinamikleri nelerdi? Birinci sıraya Kurtuluş Savaşı'nın muzaffer kadrosunun inanılmaz prestijini ve Aydınlanma devrimini başlatma iradesini koymak gerekir. Kurucu Meclis bünyesinde sert saflaşmaların ve muhalif akımların, tarihsel gelişmenin oluşturduğu birikime de dayanan yönetici kadronun toplumu/siyasi rejimi dönüştürme kararlılığıyla başetmesi mümkün değildi. İkincisi, devrimci bir iktidarın karşısına belirli bir siyasi meşruiyete sahip bir siyasi hareketin çıkabilmesi koşulları mevcut değildi. Monarşi ve hilafet yanlıları ile İslamcı muhafazakarlıktan beslenenlerin, Cumhuriyet'e ve siyasi/ idari/ hukuki devrimlere giden akışı kesebilmek için ideolojik dayanakları yoktu. Hanedanın Sèvres Anlaşmasına taraftar olması, Kurtuluş Savaşı'na cephe alması ve nihayet İngilizlerin himayesinde ülkeden kaçmış olması gibi açık teslimiyetlere sırtını dayayacak bir muhalefet örgütlenemezdi.
2002'den sonra siyasal İslamcıların iktidar olmasıyla başlayan yeni dönemde, Cumhuriyet'in bütün kuruluş ilkelerine ve kurumlarına, hatta devletin kuruluş senedi olan Lozan'a saldırılması nedensiz değildir. Yeni bir rejim inşa etmenin önkoşulu, yakın tarihi gerçekleri tersyüz etmek ve kendine göre yeniden tanımlamaktır. Cumhuriyetin bütün simgesel yapılarının/kurumlarının yok edilmesi, başkentin İstanbul'a taşınması alıştırmaları da buna dahildir. Yeni-Osmanlıcılık ideolojisi bir dış politika stratejisinden önce bir yeniden rejim inşası projesidir.
23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi simgesel ulusal günlerin içeriğinden koparılması, mümkünse kutlanmaması veya uyduruk başka "günler"le eşleştirilmesi, bu yıl korona bahanesiyle sokağa çıkma yasağı kapsamına alınmasından daha önemlisi, bu ulusal günlerin içine yerleştiği Cumhuriyet mirasının yokedilmiş olmasıdır. "Keşke Yunan ordusu kazansaydı" diyebilecek kadar Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olan bir gerici güruhun düşünce çemberi içinde olan bir zihniyetin kendine siyasi alan açabilmiş olmasıdır. Fakat buna rağmen, bu zihniyet kendi taraftarları arasında bile Atatürk'ün manevi mirasıyla bugün dahi başetmekte zorlanmaktadır.
Şimdi yeniden kazanılacak bir Cumhuriyet ve Aydınlanma mücadelesi vardır. Ama bu tek meselemiz değildir. Cumhuriyet'e toplumsal bir içerik kazandırmak, ezilenlerin cumhuriyeti yapmak gibi bir görevimiz daha vardır.
"19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı"nı bu nedenlerle kutlayamıyor ama bir gün gerektiği gibi kutlamak üzere özlemle anıyoruz.
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.