• 25 March 2021, Thursday 9:26
KonukYazar...

Konuk Yazar...

AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor

ÇAĞDAŞ GÖKBEL / sol.org.tr

İngiltere 31 Ocak 2020’de resmi olarak AB’den çıktı. Brexit süreci böylece küresel salgının tam ortasında tamamlanmış oldu. AB ve İngiltere bu çıkışın sert yüzünü elinden geldiğince saklamaya çalıştı. Ancak gelinen noktada bu çıkışın anlatıldığı kadar kolay olmadığını deneyimliyoruz. ABD’nin Çin’e açtığı ticaret savaşının bir benzeriyle karşı karşıyayız. Bu savaşı AB içerisinde en çok hisseden ülke doğal olarak İrlanda. Kitlelerden kaçırdıkları bu savaşın etkileri adım adım kıyıya vuruyor. İrlanda’ya malların girişinde sıkıntılar yaşanıyor. İngiltere yakınındaki bu küçük ada ülkesini abluka altına almış gibi görünüyor.

İrlanda’nın temel paradoksu bu güçlü krallığa karşı tamamen yalnız olmasında yatıyor. AB’den gelen dayanışma mesajların ise hiçbir anlamı yok. İrlanda AB’den doğan boşluğu ABD ile kapatmaya çalışıyor, İrlandalı köklerine sürekli atıf yapılan Joe Biden'sa bu boşluğu doldurmaya hevesli gibi görünüyor. İrlanda Başbakanı Micheál Martin, ciddi krizlerle karşı karşıya ve AB’den daha fazla Biden yönetimine yaslanmak zorunda gibi görünüyor. Küresel salgın sürecinde yaşananlar AB’nin hızlı adımlarla dağılacağına işaret ediyor, İngiltere'yse buna cesaret eden ilk ülke oldu. Sadece brexit süreci değil, aşı tedariki ve salgınla mücadelede AB, üye devletlerin acil ihtiyaçlarına yetişemedi. Kübalı doktorların İtalya çıkarması hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor.

 

AB ülkeleri birbirlerinin acil tıbbi ihtiyaçlarına korsanca el koyarken, Küba bu vahşi rekabetin karşısında kendi insancıl bakışını tüm dünyaya gösterdi. Bir ada ülkesi olarak yıllarca ABD ambargosuna nasıl karşı koyduysa salgın döneminde adı konulmamış savaşta da insanlığın yanındaki yerini tereddüt etmeden aldı. Şimdi, temel soru şu: Kapitalist merkezlerin (ABD ve AB) yardımına rağmen İrlanda neden İngiltere’nin ablukası altında eziliyor? Temelden başlayalım. Brexit asla propaganda edildiği gibi mutlu mesut bir ayrılık olmadı. İrlanda’da tüketim mallarına yurttaşlar İngiltere vatandaşlarına göre iki kat fazla para vermek zorunda. Bunun sıradan bir döviz farkı (sterlin-avro) olduğu iddiası gerçeği yansıtmıyor. Pek çok İrlandalı bu makas aralığının farkına varmış gibi görünüyor ve haklı olarak isyan ediyor. Örneğin bir alışveriş mağazasının İrlanda’daki birebir muadilinde ücretler bazen iki katın da üzerine çıkabiliyor. Öyleyse adını koyalım ekonomik bir savaşın tam ortasındayız. Esnaf olan arkadaşlarım satın aldıkları dolapları alamıyor. Bu gecikme bir ya da iki haftalık bir gecikme değil, 5 ayı bulabiliyor. Gecikmenin nedenini sorduğumuzda ise hep aynı cevapla karşılaşıyoruz ‘Brexit’. Savaşın şiddeti bu rekabet koşullarında katlanarak artıyor. Ekonomik savaş yerini sahici savaşa bırakabilir. Bu markete gittiğimiz zaman zeytin ya da zeytin yağına ulaşamamak gibi bir şey değil. Ayrıca ekonomik savaşın bedelleri de çok büyük. Aşı geciktikçe ve çılgın rekabet sürdükçe insanlar ölmeye devam edecek.

Toplumsal yaşamın sınırlandırılması insanları çıldırma noktasına getirmiş durumda. Sinn Fein lideri Mary Lou McDonald, artan ruhsal sorunlar karşısında İrlanda hükümetini ciddi önlemler alması için uyardı. Uyardı ama İrlanda hükümetinin insanların akıl sağlığını dikkate alacak mecali yok. Şu an tüm dünya ülkeleri ekonomik savaşa odaklanmış durumda. Savaşın bilançosunu öğrenmememiz için her şey yapılıyor. Cephede çalışan sağlık çalışanları tamamen tükenmiş durumda ve toplumlar onların bu çaresizliğini kanıksamış gibi görünüyor. Bu süreçte kaç sağlık çalışanının intihar ettiğini bilmiyoruz. Ayrıca tek sorun sadece sağlık cephesinde de değil. Fabrikalar dev insan öğütme makinelerine dönmüş durumda. İlk gözden çıkarılanlar her zaman olduğu gibi Afrikalılar ve mülteciler. Yine de genel olarak salgın sürecinde çalıştığı ve bir işe sahip olduğu için kendini şanslı hisseden insanlar artık şanslı hissetmiyorlar. Televizyonlara çıkan uzmanların sürekli olarak toplumu suçlayıcı tavrı ve toplumun gerçekliğinden kopuk yorumları insanların kızgınlıklarının artmasından başka bir işe yaramıyor. Anlaşılan o ki bu sözde çok bilgili kişiler için akıl sağlığının toplumsal sağlıkla bir ilişkisi bulunmuyor. Kapitalistler insanı robota dönüştürebileceklerini sanıyorlar. İnsanı sömürebilmek için onun doğasıyla kobay farelerine benzer bir biçimde oynamaya çalışıyorlar. Sosyal yaşamı da ele geçirilen insan ölüyor ve ölmeden önce çıldırıyor. Zaten böyle bir düzende herhalde incelenmesi gerekenler akıl sağlığını korumayı başaran insanlar.

Dünya hiç olmadığı kadar I. Dünya savaşı öncesindeki döneme benziyor. Koranavirüs aşıları bu savaşın bayrağı olmuş durumda. Dünya, İrlanda’dan bakıldığında daracık bir odanın penceresine hapsedilmiş gibi görünüyor. O yüzden insanlar Dublin’de bir oda kiralamaktansa Norveç’te genişçe bir hapishane hücresinde olmanın daha iyi olduğunu söylüyor. Bu karşılaştırmanın abartılı olduğunu düşünenler hemen sonrasındaki fotoğrafta gerçeği daha net bir biçimde görebilecekler. 2020 yılında Dublin’de 79, Manchester’da 20, Liverpool’da 14 ve Newcastle’da 9 evsiz yaşamını yitirdi.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık