• 15 July 2021, Thursday 11:06
KonukYazar...

Konuk Yazar...

Kadim içecek limonata

SERDAR ŞAHİNKAYA / sol.org.tr

Efendim merhabalar. Bu hafta sarı sıcak yaz günlerini daha çekilir hale getiren, geleneksel içeceklerimizden olan limonatadan bahsetmek isabetli olacaktır.1 Ben bu az naneli, kimi zaman hafiften damla sakızlı kadim içeceğin tarifini rahmetli annem Perihan Hanımdan öğrenmiş ve onun denetiminde çokça da uygulamada bulunmuş ve beğenisini almıştım.

Ama önce limon

Bitkiler âleminin Sapindales takımının Citreae oymağından olan Limon, yıl boyunca büyümeyi sürdüren, kışın yapraklarını dökmeyen küçük bir ağaç türü ve meyvesidir.

Wikipedia’ya göre, Limon bitkisi, ekşi portakal olarak da bilinen Citrus aurantium ile ağaç kavunu olarak isimlenen citrus medica'nın çaprazlanmasıyla elde edilen doğal melez olarak kabul edilen bir türdür. Limonun nerede ortaya çıktığı hususu muallak olsa da ilk yetiştirilmeye başlanan yerlerin Güney Hindistan, Burma ve Çin olduğu tahmin edilmektedir.

M.S. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu döneminde Güney İtalya'ya ulaşan öncü limon meyvelerinin ardından M.S. 7. yüzyılda Irak ve Ortadoğu'da tarımı yapılır hale gelmiştir. 11. ve 16.yüzyıl arasındaki dönemde ise Avrupa'ya kadar yayılan limon, neredeyse bütün Akdeniz havzasında yetiştirilir olmuştur.

Limonun faydaları ve kullanım yerleri konusunda bir şeyler yazmak yersiz bulunabilir zannımca. Lakin kısa bir not düşmek isterim bağışlarsanız: Diyelim ki hafiften gribe meyyal vaziyetler söz konusu olduğunda iki limonu sıkın bir kadehe, diğer kadehe de bir tek sek rakı koyun. Bir yudum ondan, bir yudum bundan misali götürün. Üzerine de tek klasik aspirin ve mışıl bir uyku. Çakı gibi uyanırsınız.

Gelelim limonataya

Çoğunlukla Türkiye, Kuzey Amerika ve Hindistan'da yapılan limonata, geleneksel olarak limon suyu, su ve şeker kamışı veya bal gibi tatlandırıcı kullanılan ev yapımı bir içecektir. Eski çağlarda bal ile tatlandırılan limonata özellikle kovanların tahrip edildiği Orta Çağ Avrupa’sında büyük problem olmuştur. Batı dünyasında ilk pazarlanan meşrubat (alkolsüz) 17. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu içecek bal ile tatlandırılmış su ve limon suyundan yapılmıştır. 1676'da Paris Compagnie des Limonadiers, limonata alkolsüz içecek satışı için tekel olmuştur. 1600’lü yıllarda Kuzey Hindistan’da şeker ekiminin artması ile birlikte, o dönemde suya sirke damlatarak içen insanlar için limon suyu, su ve şekerle yapılan limonata daha ulaşılabilir olmuştur. 1600’lü yılların ortalarında yazılan Fransız yemek kitaplarında amber, gülsuyu, tarçın, yasemin, portakal çiçeği ve karanfil gibi farklı baharatlarla yapılan limonata tarifleri bulunmaktadır. Limonata için en eski İngilizce referansı, 1663 yılında basılmış Parson’un Düğünü (The Parson’s Wedding) isimli oyun kitabıdır. İçecek İtalya'dan Fransa üzerinden İngiltere’ye gelmiş gibi görünmektedir. Bu oyunda limonata, taze sıkılmış limonlardan yapılmış, şeker veya bal ile tatlandırılmış ve suyla seyreltilmiş şeklinde tarif edilmiştir2.

Limonata yapmak için malzemelerimiz, miktarı size bağlı olmak üzere bolcalimon ve kararında toz şeker ve aldığı kadar taze nane yaprağı. Arzu edildiğinde ya da tazesi bulunduğunda fesleğen de çok yakışır.

Limonları güzelce yıkayıp, derince bir kabın içine yemeklik domates ölçüsünde doğruyoruz. Üzerine toz şekerimizi ilave ediyoruz. Yıkadığımız nanelerin yapraklarını elimizle koparıp malzemelerimizin üzerine serpiştiriyoruz. Her üçünü birden iyice yoğuruyoruz ve kabımızın kapağını kapatıp bir gece bekletiyoruz.

Bu bekletme operasyonundan önce zencefil ilavesi de ayrı bir tat verebilir. Ama ben size küçük bir sır vereyim mi? Ne dersiniz?

Bir iki küçük parça damla sakızını havanda dövüp ilave edin. Kapağı öyle kapatın. Sabaha kadar, limon kabukları / suyu ile birlikte; şekeri, naneyi ve damla sakızını koynuna çekmiştir. E kapak altında neler yaşandı, araştıracak halimiz yok ya. Orası, onların mahremi. Bir TV programı yapsak RTÜK ceza yazabilir nitekim.

Sabah, kapağı açınca genzinize dolan o tazelik kokusu kesinlikle baş döndürücüdür. Tüm malzemeyi büyükçe bir sürahiye boca edin. Üzerine yavaş yavaş soğuk su ilave edin ara sıra kaşıkla tat kontrolü yapın. Aha tam ağzıma layık dediğinizde su ilavesini kesin. Bolca buz doldurup dinlendirin.

Mevsiminde bu ikinci dinlenme seansında bir, iki mandalina ya da irice bir portakalın suyunu da ilave ederseniz daha da şahane olur.

Sonra limonata bardağınıza süzerek doldurun, içine de bir taze nane dalı. Size dayatılan o boyalı, sentetik, asitli içecekler yerine kendi emek ürününüzü yudum yudum için; tazelenin, ferahlayın. Bu sıcaklarda gün boyu fırsat buldukça tekrarlayın.

Akşamüzeri yemek öncesi bir kadehe tek votka ya da cin ilave edip üzerine sürahiden iki ölçek gezdirin. Bol buz kırığını da çaktınız mı değmeyin keyfinize.

Çocukluğumun İzmir’inde sokaklardan pencerelere yayılan bir ezginin aklımda kalan dizeleri ile bitirelim yazımızı;

“Çan çan çikolata
Hani bana limonata
Limonata bitti
Hanım kız gitti”

Ağzımızın tadı her daim tam olsun.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık