- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 22 October 2018, Monday 18:48
- 3391 kez okundu
Brezilya’da Başkanlık seçiminin ilk turunu Jair Bolsonaro yüzde 46 oyla önde bitirdi.. Hapisteki Lula tarafından İşçi Partisi adayı olarak gösterilen eski Sao Paulo valisi, iktisatçı, felsefeci Fernando Haddad yüzde 29 oyla ikinci geldi. Üç hafta sonra yapılacak olan ikinci turda, Haddad’ın aradaki farkı kapatması pek olası görünmüyor.
Tehlikeli bir siyasetçi
Bolsonaro, eski bir subaydır; 1988’de yüzbaşı rütbesiyle ordudan ayrılmış, siyasete atılmıştır. 1991’den beri Rio de Janeiro milletvekili olarak parlamentodadır. Birkaç parti değiştirmiştir.
Parlamentoda sağ-tutucu görüşleri, sol ve laiklik karşıtlığı ile dikkat çekmiştir. Brezilya’da yirmi yıl süren askerî diktatörlüğü övmüş, işkenceleri savunmuştur. İşçi Partisi iktidarı yerine askerî rejimin yeğlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Pinochet cuntasını da “yeterince kan dökmediği” için eleştirmiştir.
Erkek üstünlüğü saplantıları vardır. Bir kadın milletvekili için “tecavüze değmez” yakıştırması yapmıştır. Açıkça ırkçıdır; ülkenin yerli (özgün) halklarının, “çoğalmaması, kısırlaştırılması” düşüncesindedir.
Seçim kampanyasında, fanatik anti-sosyalizmi; aile, din, kanun-nizam-disiplin “değerleri”; suça karşı ödünsüz ve sınırsız şiddet uygulama vaatleri ile öne çıkmıştır. Başkan Yardımcısı adayı, cunta döneminden tanıdığı emekli general Mourao’dur.
Bu özellikleri ile Bolsonaro için “aşırı sağ” nitelemesi yetersiz görünüyor. Benzer bir siyasetçi (Hindistan Başbakanı Modi) ile yıllar önce röportaj yapan bir psikolog, “klasik ve klinik bir faşist kimlik; potansiyel bir katil, bir katliamcı da aynı kategoriye girer” tanısını yapmış. Bolsonaro da, son yıllarda ortaya çıkan patolojik, ilkel ve tehlikeli bir siyasetçi (Trump, Filipinli Duterte, Modi) türünün temsilcisi görünüyor. Örnekleri artırmak mümkündür.
Üstelik, bu siyasetçilerin iktidara gelmeleri, güçlenmeleri, burjuvaziler ve finans çevreleri tarafından genellikle destekleniyor. Bolsonaro’nun ilk tur başarısı, ulusal para real’in yüzde 2 yükselmesine; tahvil faizlerinin düşmesine ve borsanın (BOVESPA’nın) bir günde yüzde 4,1’lik artışına; yol açtı. Borsa endeksleri, bence, “burjuvazinin kolektif iradesi”ni yansıtan öncü göstergelerdendir.
“Piyasalar”, Bolsonaro’nun başkanlığa yürüyüşünü niçin coşkuyla karşılıyor? Ekonominin yönetimini Chicago Üniversitesi diplomalı, aşırı özelleştirmeci banker Paulo Guedes’e teslim edeceği için mi? Bence, daha ciddi bir neden var: Burjuvazi, faşist Bolsonaro iktidarının, İşçi Partisi seçeneğini temelli ortadan kaldıracağını ummaktadır.
Seçim arifesinde “Bolsanora’ya hayır” sloganı ile meydanları dolduran yüzbinlerce kadına, on dört yıllık kesintisiz sol iktidarın kazanımlarına rağmen Brezilya toplumu, bu tehlikeli adamı Başkan seçmek üzeredir.
Latin Amerika’nın “pembe dalgası”
Brezilya bu hazin dönemece, iki sivil darbe ile getirildi. Bu süreci iki yıl önce incelemiştim. Kısaca bellek tazeleyelim.
Brezilya’nın başına gelenler, Latin Amerika’da emperyalizmin iki ayağı (ABD ve finans kapital) ile yerel burjuvazilerin ortaklaşa tezgâhladığı kapsamlı bir saldırının parçasıdır.
21’nci yüzyılın ilk on yılına gelindiğinde, Batı basınının “pembe dalga” diye nitelediği bir dönüşümün sonunda, Latin Amerika’nın önemli bir bölümü, çeşitli sol iktidarlar tarafından yönetilmekteydi: Brezilya, Arjantin, Venezuela, Bolivya, Ekvator, Uruguay, Nikaragua, kısmen Şili ve (hızla son bulan) Paraguay, Honduras…
Sözünü ettiğim ittifak, bu “tehlikeli gidiş”i, en azından durdurmayı; giderek son vermeyi hedefledi. Finans sermayesi, sol iktidarların seçim yenilgilerine katkı yaptı. Sonuç alınamayınca, sivil, bazen askerî darbeler devreye girdi. Bugünün solcu rejimler listesi, Venezuela, Nikaragua ve Bolivya ile sınırlıdır. İlk ikisi, “rejim değişikliği” operasyonlarının güncel hedefleridir.
Bolsonaro’nun seçim zaferi kesinleşince Brezilya operasyonu tamamlanmış olacaktır.
İşçi Partisi’nin “günahları”
Karşı saldırının, ortak ve ülkelere göre değişebilen nedenleri var. Brezilya’ya odaklanalım ve İşçi Partisi’nin “günahları” üzerinde duralım.
Brezilyalı bir meslektaşımız (Alfredo Saad-Filho), Lula ve Rousseff dönemlerinin bilançosunu dört başlıkta özetliyor (IDEAS, 27 Haziran 2017): Siyasetin demokratikleştirilmesi; devlet aygıtının toplumsal bileşiminde halk sınıflarının güçlenmesi; gelir dağılımında emek ve yoksullar lehine belirgin iyileşmeler; kalkınma / büyüme önceliklerinin neoliberal makro-ekonomik model ile uzlaştırılması.
Bunlar, İşçi Partisi iktidarının halk sınıflarına getirdiği kazanımlardır; Brezilya burjuvazisi için “günahları” oluşturmaktadır. Saad-Filho’ya göre emekçi sınıfların bu kazanımları, “neoliberal seçkinlerin ve üst-orta sınıfların muhalefetini de tetiklemiştir.”
Bana göre aynı listeye, Lula ve Rousseff’in ABD emperyalizmine karşı işlediği “günahlar” da eklenmelidir: İşçi Partisi döneminde Brezilya, Latin Amerika’da Amerikan emperyalizminin siyasî hegemonyasını zayıflattı. ABD’yi dışlayan iki işbirliği örgütünün (Unasur ve Mecrosur’un) liderliğini üstlendi ve başta Venezuela, diğer sol iktidarlarla etkili dayanışmalar oluşturdu.
14 yıllık (2003-2016) İşçi Partisi iktidarının, Brezilya emekçileri için sınıfsal kazanımlarının temsilî bir yansımasını Financial Times muhabiri seçim günü Sao Paulo’da yakalamış. Siyah bir kadın (Helena Nogueira), kime oy verdiğini açıklıyor: “Haddad’a oy verdim; çünkü o, Lula’nın başlattığı, yoksulları koruyan programı sürdürecek. Benim gibi siyah olan yeğenim İşçi Partisi sayesinde mühendis oldu; bugün mühendis olarak çalışıyor.”
Sao Paulo’lu Nogueira’nın politika tavrının “karşı cephesi” de var. “Neoliberal seçkinlerin ve üst-orta sınıfların” İşçi Partisi’ne muhalefet cephesini de, 2015’te yayımlanan bir fotoğraf temsil ediyordu: Şık gömlekleri, şortları ve spor ayakkabıları ile sarışın-kumral bir çift (Claudio ve Carolina Pracownik) küçük köpekleriyle birlikte “Rousseff istifa!” mitingine katılmak üzere yola çıkmış. İkiz çocuklarını bir pusette taşıyan “siyah” dadı (Maria Angelina) onları arkadan izlemektedir. Bebeklerin mitinge değil, gezintiye çıkarıldığı anlaşılıyor.
Finans kapitalin (“piyasalar”ın) saldırısı karşısında bunalan Rousseff, 2015’te neoliberal politikalara yöneldi, ama ülkesinin burjuvazisini ikna edemedi. Birikimli “günahlar”, Maliye Bakanlığı’na neoliberal bir iktisatçı getirilerek “affedilmedi”.
İşçi Partisi, on dört yıl boyunca, “ayak takımı”nı gözetmekte ölçüyü kaçırmıştır. Beyaz “seçkinler”, küçük ve orta burjuvazi, eğitimli profesyoneller yakınıyor: Geçmişte “kendilerine ait” gördükleri kent mekânları, kurumlar, okullar, üniversiteler, meslekler alt sınıflara fazlasıyla açılmıştır. Varoşlarda yetişip, seçkin üniversitelerden diploma alan siyah mühendislerle, avukatlarla aynı işyerini paylaşmak ağır gelmektedir.
Artan vergi yükünün yanı sıra, pahalı, özel okullara, hastanelere yönelme baskısı altında bunalmışlardır. Askerî dikta düzeni özlenmektedir. Bolsonaro, ortak endişelerin sözcüsü olmuştur.
Sözünü ettiğim fotoğrafta yer alan çift, Ekim 2018’de herhalde Bolsonaro’ya oy vermiştir ve ilk tur sonuçlarını coşkuyla kutlamıştır.
İki sivil darbe
Brezilya’da İşçi Partisi’ni kalıcı olarak iktidardan uzaklaştırmak için iki “sivil darbe” örgütlendi.
Birincisi ile Başkanlık sürecinin bitiminden iki buçuk yıl önce (2016’da) Dilma Rousseff azledildi. Kişisel dürüstlüğü iyi bilinen Rousseff’in 2014 seçim kampanyasında Petrobras’ın imkânlarından yararlandığı ileri sürüldü. Ceza davası dahi açılmadan, bir parlamento oylaması ile görevden uzaklaştırıldı.
Yerine geçen sağcı Başkan Yardımcısı Michel Temer, ağır rüşvet, yolsuzluk suçlamaları ile karşı karşıyaydı; parlamento desteği sayesinde hepsinden sıyrıldı. Sert bir neoliberal program başlattı; bütçe harcamalarını dondurabilen anayasa değişikliğini parlamentodan geçirdi. Lula ve Rousseff yıllarında yoksulları destekleyen sosyal harcamalar böylece aşındırıldı; yoksulluk hızla arttı.
Temer, iki yıl boyunca finans çevrelerine ve Brezilya’nın “lümpen burjuvazisi”ne hizmette kusur etmedi. Ne var ki, finans kapital ve bu burjuvazi yıkıcıdır, parazittir, kapkaççıdır; ama, üretkenlikten ve dinamizmden yoksundur. Rousseff’in ilk dört yılında ortalama yüzde 4 büyüyen Brezilya, Temer’in neoliberal politikaları sonunda önce küçüldü; sonra durgunlaştı. Başkanlığı son bulurken Temer’i destekleyen Brezilyalıların oranı rekor düzeye, yüzde 5’e indi.
2018’de Başkanlık seçimi anketlerinde Lula açık farkla ön sıraya geçmişti. İkinci sivil darbe doğrudan Lula’yı hedefledi. Uydurma bir yolsuzluk suçlaması daha tezgâhlandı; rüşvet olarak verilen lüks bir konutu beyan etmemekle suçlandı. Ne var ki, sözü geçen konuta hiç gitmemiştir; mülkiyeti, daha önce yolsuzluk suçlamalarına karışmış bir inşaat şirketi üzerinde görünmektedir.
Dava, 10 yıl hapis cezasıyla sonuçlanır. Temyiz aşaması başlamadan Lula tutuklanır; tutukluluk gerekçesiyle seçimlere katılması da engellenir. İkinci “sivil darbe” tamamlanmıştır.
Son aşamaya sıkıştırılan Haddad’ın adaylığı, Lula’nın yokluğunu telafi edemeyecek; faşist Bolsonaro’ya Başkanlık kapısı açılacaktır.
Brezilya deneyimini genelleştirebileceğimizi düşünüyorum: Çeşitli coğrafyalarda günümüz burjuvazisinin sol seçeneklere karşı tahammülü, esnekliği kaybolmuştur. Önce “faşistler”, giderek faşizm ile taktik, stratejik ittifaklar gündemdedir; şimdiden başlamıştır.
Bu nedenle yumuşak, hatta “sevimli” bir terminoloji de uydurulmuştur: Faşistler “popülist”, faşizm ise “popülizm” diye adlandırılacaktır.
“Popülist” Bolsonaro’ya iktidar kapısı da böyle aralanmıştır.
Korkut BORATAV
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
23.01.2019 Ekonomik bunalım nasıl seyrediyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.