- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 23 January 2019, Wednesday 8:08
- 2947 kez okundu
İlk etken, dış kaynak girişlerinde yavaşlama ile Mart’ta başladı. Mayıs’ta Cumhurbaşkanı, finans sermayesini güven kaybına sürükleyen bir söylem tutturdu. Döviz krizi tetiklendi; Ağustos-Eylül’de zirveye tırmandı. Reel ekonomi ise Eylül’de daralmaya başladı…
Türkiye ekonomisinin 2018 bunalımının aşamalarından söz ediyorum. Yabancı sermaye girişlerinde ani bir durma ile başlayan ve “Güney” coğrafyasına özgü bir kriz türü söz konusudur.
2019’da nasıl seyredecek?
Bir kriz senaryosu
Kendi haline bırakılırsa bu tür krizler nasıl seyreder? Bu soruya ilişkin bir senaryoyu, Türkiye gözlemlerinden hareket eden Paul Krugman Ağustos 2018’de bir yazısında ortaya koydu. Yazıyı, geçen hafta bu köşede tartıştım.
Krugman’ın senaryosu özgün değildir; bilinenleri özetliyor; döviz piyasalarından dış borçlara, giderek üretime taşınan bir “girdap” betimliyor:
Güven kaybı TL değerini düşürür; dövizli borçların ödenmesi güçleşir; reel ekonomi küçülür; güven yeniden zedelenir; dövizin daha da pahalılaşması, dış borçların millî gelire oranını tırmandırır; dış borcun TL karşılığı öylesine şişer ki, iflas edebilen herkes batar.
Krizin bir dip noktası vardır: “İflas edebilen herkesin batması”… Sonrası?
Paranın değer kaybı ihracatta sıçramaya yol açar; ekonomi yüksek dış ticaret fazlaları sayesinde canlanmaya başlar.
Türkiye ekonomisinin Ağustos sonrasındaki verileri, yukarıdaki tasarımın hangi aşamasına denk geliyor? Gözden geçirelim.
Döviz krizinin gelişimi
Bu tür krizlerin ivmesini, döviz fiyatlarında tırmanma besler. Kimler etkilenir? Başta döviz borçlusu şirketler… Öncelikle cirolarında TL ağırlık taşıyorsa…
Kritik gösterge şirketlerin net döviz pozisyonudur ve Mart 2018’de eksi 222 milyar dolar ile zirveye (“en kötü” konuma) çıkmıştır. 2018 dolarlı millî gelir tahmininin yüzde 31’i…
On iki ay içinde vadesi gelecek olan dış borçların toplamı da önemlidir. Zirveye Nisan 2018’de ulaşılmıştır: 183 milyar dolar; millî gelirin yüzde 26’sı…
2018’e döviz fiyatları artarak girdik. Ağustos’ta ivme yükseldi ve “Krugman’ın girdabı” ağırlaştı: Dövizli borçların ödenmesi daha da güçleşti.
Döviz fiyatlarına göz atalım. Bank of International Settlements (BIS) ve TCMB verilerini kullanıyorum. Aylık ortalama dolar fiyatı Eylül 2018’de zirveye 6,334 TL ile ulaştı. Aralık 2017 ortalama dolar fiyatına göre yüzde 73,6 sıçrama…
Dolarla birlikte dış ticarette kullanılan tüm dövizleri dikkate alalım ve iç fiyatlarla karşılaştıralım. Bu hesap,reel efektif döviz kurunu verir.
Amaç, “TL reel olarak ne kadar değer yitirmiştir?” sorusunu yanıtlamaktır. Veya aynı sorunun farklı ifadesi: “Döviz reel olarak ne kadar pahalılaşmıştır?”
Döviz krizinin reel efektif kurlara göre ölçülen zirvesi de (“en kötü” noktası) Eylül 2018’dir. Dokuz ayda TL reel olarak yüzde 26,4 oranında değer yitirmiştir. Farklı ifade edelim: Aralık 2017-Eylül 2018 arasında döviz reel olarak yüzde 36,0 oranında pahalılaşmıştır.
İç fiyatların yükselişi (enflasyon) sayesinde borçları döviz, kazançları TL olan kapitalistlerin “reel şoku” biraz hafiflemektedir. Yukarıdaki sayılara dönün ve dokuz ayda doların ve reel döviz fiyatının artışını karşılaştırın:s,6 → 6,0…
Ücretlerin enflasyonun gerisinde seyretmesi, burjuvazinin döviz krizini biraz daha hafifletecektir. Bu tür krizlerde kısa vadeli “eşel mobil”, işçi sınıfı için bu nedenle önem taşır.
“Krugman’ın girdabı” geçerlidir: Döviz fiyatları nominal ve reel olarak tırmanmakta; döviz borçlarının ödenmesi kredi faizlerindeki artışın da katkısıyla güçleşmektedir. Kredilerin pahalılaşması, hacminin düşmesi, iç talebi küçültmektedir. Üretim, millî gelir, istihdam göstergelerinin (reel ekonominin) bozulması da 2018’in üçüncü çeyreğinde başlamıştır.
Eylül 2018’i izleyen aylarda hem nominal dolar, hem de reel döviz ucuzlamıştır. Ne var ki, bu etken 2018’in tümündeki tabloyu sadece hafifletmektedir: Aralık 2017-2018 arasında da dolar yüzde 46, dövizin reel fiyatı yüzde 14 artmıştır. Böylece, döviz krizinin reel ekonomi üzerindeki sözü edilen olumsuz etkileri 2019’a taşınmıştır.
Döviz niçin ucuzladı?
Eylül sonrasında reel ekonomi krize girerken döviz fiyatları niçin ucuzladı? Döviz fiyatlarını tırmandıran ana etkenler ikilidir: Dış kaynaklarda daralma ve cari işlem açıklarının döviz talebi üzerindeki ek baskısı…
2018’in büyük bölümünde yabancı sermaye girişleri geriledi; hatta Ağustos-Ekim aylarında Türkiye ekonomisi net dış borç ödemeye başladı: Dış borç stoku 8 milyar dolar aşağı çekildi; şirketlerin döviz açıkları biraz hafifledi.
Bu olgular, “düzelme” değil, tam aksine krizin dışsal yansımasıdır: Ekonomi yoksullaşarak dış borç ödemektedir; döviz arzı bu nedenle de daralmaktadır.
Her süreç, kendi karşıtını da geliştirir; telâfi edici etkenler ortaya çıkar: Döviz fiyatları yükselirken TL’li hisse senetleri, tahviller ucuzlar; spekülatif yabancı sermaye iştahlanır. İktidar, Eylül’de finans kapitale tavizler verdi: TCMB faizleri yükseltildi ve “kemer sıkmacı” Yeni Ekonomi Politikası (YEP) ilan edildi. Sıcak para girişleri kıpırdadı. Örneğin Kasım’da 12 ay öncesine göre toplam sermaye girişleri net 3 milyar dolar arttı. Büyük bir sayı değil; ama döviz fiyatlarının aşağı çekilmesine onun da katkısı oldu.
İkinci etken daha önemlidir.
Nisan-Temmuz 2018’in toplam cari işlem açığı 17,3 milyar dolardır. Sonraki dört ayda (Ağustos-Kasım’da) ise, Türkiye ekonomisi için istisnaî bir durum gerçekleşti:Dört ayda 7,4 milyar dolarlık cari işlem fazlası… Sekiz aylık bir dönemde dış açıkların fazlaya dönüşmesinden kaynaklanan döviz tasarrufu 24, 7 milyar dolardır.
Bu büyüklükte bir olumlu şok, döviz piyasalarını rahatlatacak; Eylül sonrasında döviz fiyatlarının düşmesine katkıda bulunacaktır.
Cari fazla: Hayra alamet değil…
Krugman’ın tasarımı, bir finansal krizin son bulmasını ihracat artışlarına bağlıyor: “TL’nin değer kaybı ihracatta sıçramaya yol açar; ekonomi yüksek dış ticaret fazlaları sayesinde canlanmaya başlar.”
Ne yazık ki, Türkiye’nin son dört aydaki dış ticaret bilançosuna göre Türkiye’nin krizi “dip noktaya” ulaşmamıştır. Zira, cari fazla, ihracat artışından değil, ithalattaki daralmadan kaynaklanmıştır.
2017 ve 2018’in Ağustos-Kasım aylarında mal ve hizmetleri kapsayan dış ticaret verilerini karşılaştırınız:Son dört ayda ithalatın küçülme oranı yüzde 20,3, ihracatın büyüme hızı ise sadece yüzde 5,9’tir. Demek oluyor ki, yukarıda hesapladığım 25 milyar dolarlık döviz tasarrufu, esas olarak iç talebin çökmesinin yarattığı ithalat daralmasından kaynaklanmıştır.
İhracata veya ithalat ikamesine dönük üretim artışı söz konusu değildir. Zira, bu tür artışların kaynağını oluşturan sanayi sektörü PMI endekslerine göre Nisan’dan itibaren, TÜİK’e göre Haziran-Kasım döneminde daralmıştır.
Aynı noktaya geri döndük: Dış göstergelerdeki düzelme, yoksullaşmanın, krizin reel ekonomiye yansımasının sonucudur.
Finansal çöküntü???
Ocak 2019’da reel ekonomideki bunalımın başlangıcındayız. Üretim, istihdam verileri hızlanarak bozuluyor. Süreci daha ağırlaştıracak finansal bir çöküntü, yani bankalar dahil döviz borçlusu herkesin battığı bir felaket senaryosu gündemde midir?
Türkiye, son yirmi beş yılda dış kaynak hareketlerinin durması ile başlayan dört ekonomik bunalımdan geçti. İkisinde (1994 ve 2001’de) bunalım, banka iflaslarını da içeren finansal krizlere dönüştü. Diğer ikisinde (1998-99 ve 2008-2009’da) ise, bunalım reel ekonomide yaşandı; finansal çöküntülere yol açmadı.
Bugünkü (beşinci) bunalımın 2019’daki seyrine ilişkin ilk işaretler olumlu değildir.
Bir kere, Kasım’da sermaye girişlerindeki artışın süreceği söylenemez. Son beş haftada yabancıların portföy yatırımlarından çıkışı (747 milyon dolar), Kasım’daki girişi (603 milyon doları) aşmıştır. Spekülatörlerin Türkiye’ye dönük “risk iştahı”nı coşturan bir ortamda değiliz. Döviz piyasaları da Ocak’ta baskı altına girmiş görünmektedir.
Daha da önemli soru, yabancı banka kredilerinin döndürülme temposu ve maliyetleri ile ilgilidir. Ön-bilgiler, bankalarımızı ferahlatacak doğrultuda değildir.
Ticaret Bakanı, Aralık ortasında konkordato ilan eden şirket sayısını 846 olarak açıkladı. Emin Çapa’ya göre gerçek sayı birkaç misli daha yüksekmiş. Konkordato uygulamaları bu krizde olağan-dışı boyutta yaygınlaşmıştır. Bankalara yansıyabilecek büyük iflaslar, yapay olarak ertelenmekte midir?
2019 bütçesi, hortlayan “seçim ekonomisi” ile uygulanmaya başladı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, bütçe disiplini iddiasıyla sunulan Yeni Ekonomi Programı’nın şimdiden “kadük olduğu” teşhisine ulaştılar mı?
Üretim, istihdam, işsizlik istatistiklerinde ve günlük gözlemlerimizde ekonomik bunalımı algılıyoruz. Finansal sisteme bulaşma derecesi, bunalımın kapsamını, süresini, derinliğini de belirleyecektir.
Korkut BORATAV / sol.org.tr
-
06.03.2024 MİLASTA YENİ NESİL ÜRETEN BELEDİYECİLİK
-
23.10.2021 Niyazi Yalçınkaya'ya
-
02.08.2021 'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
-
31.07.2021 Güney Afrika’da ayaklanma nasıl yorumlanmalı?
-
30.07.2021 Sorunlar, öncelikler, saplantılar, Kıbrıs ve diplomasiye dair
-
27.07.2021 “Politik Oblomov'luk: Orta sınıf muhalifliği
-
26.07.2021 Küresel İktisadi Tarihçe
-
17.07.2021 Büyüyen sınıf çelişkileri
-
16.07.2021 MİLAS BELEDİYE BAŞKANLIĞI' NDAN NUTUK ARMAĞANI
-
15.07.2021 Kadim içecek limonata
-
13.07.2021 Çin Komünist Partisi’nin 100’ncü yıldönümü
-
09.07.2021 Irkçılığın yeni yüzü: Yahudi düşmanlığının yerini mülteci düşmanlığı mı aldı?
-
09.07.2021 Keyfilik!
-
08.07.2021 Çökme, çöküş, çıkış
-
07.07.2021 Ağlıyor hayat…
-
06.07.2021 Faşizm sonrasında ekonomik seçenekler
-
05.07.2021 AKP: Yükselişi ve tükenişi (II)
-
08.04.2021 Gerçek gündem nedir?
-
07.04.2021 Çürüme, çöküş, ahlak, adalet
-
06.04.2021 Merkez Bankası Operasyonu: Niçin?
-
31.03.2021 İktidarın toplumsal/ekonomik maliyeti
-
30.03.2021 Bir kararnamelik muhalefet!
-
29.03.2021 SABRIN SONU…
-
27.03.2021 DEVRAN DÖNSÜN SARIKEÇİLİLER YÜRÜSÜN
-
26.03.2021 Gece yarısı kararnamelerindeki Türkiye
-
25.03.2021 AB dağılıyor: Küresel ekonomik savaş insanlığın geleceğini tehdit ediyor
-
24.03.2021 Ekonomide fırtına günleri
-
23.11.2020 GECE YAĞMUR KOKUYOR
-
24.06.2020 Krizde para, maliye politikaları ve Türkiye
-
11.06.2020 Eğilimleri mutlaklaştırmak
-
01.06.2020 19 Mayıs 1919-2020
-
28.05.2020 İki yıl içinde ikinci döviz krizi
-
01.05.2020 AF NEDİR?
-
08.01.2020 BİR DENİZCİ GÖZÜYLE KANAL ISTANBUL
-
30.10.2019 Ekonomik-mali açmazlar çoğalırken
-
22.10.2019 Ekvador’da 'IMF ayaklanması'
-
15.10.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (13) / Seven NİŞANYAN – Müjde NİŞANYAN HERKESİN BİLMEDİĞİ OLAĞANÜSTÜ YERLER
-
14.10.2019 “Monşerlerden” fikir alınsaydı Türkiye bu durumda olmazdı
-
11.10.2019 Sömürü oranları ve dünya ticareti: Bugün, kırk yıl once
-
09.10.2019 Gerçeklere direnmek
-
08.10.2019 Hasan ÖZGEN - “IŞIK ÜLKESİ” MİLAS
-
07.10.2019 TWEEN TEHLİKESİNİN FARKINDA MIYIZ?
-
03.10.2019 DÜNYANIN YUVARLAK OLDUĞUNU BİLMEYENLER DÜNYAYI MI YÖNETİYOR?
-
27.09.2019 Emekten yana program?
-
24.09.2019 Artık AKP’yi ayakta sadece o yapı tutuyor
-
24.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (10) Aynur DURUKAN BALAT, İLYAS BEY CAMİİ
-
17.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (9) / MİLAS KİTABELERİ
-
10.09.2019 CHP 100 yaşında
-
10.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (8) - KARTPOSTALLARDAKİ MİLAS’LAR
-
09.09.2019 Son kırk yılın dönüm noktaları
-
04.09.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (7) - SELÇUK EREZ İSTANKÖYALTI BODRUM
-
21.08.2019 Müdahale gecikmedi
-
21.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (6) ERHAN GÜNAY - YARIM ASIR ÖTESİNDEN GEÇMİŞTE MİLAS
-
20.08.2019 BİR REKTÖR ÜNİVERSİTE ADINA BİLDİRİ YAYINLAYAMAZ
-
20.08.2019 Kara Elmas, Kara Zeytin, Kara Yazı
-
15.08.2019 Tarım üreticisi ve işçisi perişan
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (5) MEHMET GÜNSÜR CAIQUE / HİKAYELER
-
07.08.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (4) BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
06.08.2019 IMF Ekvador’da
-
03.08.2019 Onbirinci Plan tarım için ne öngörüyor?
-
31.07.2019 BİR DÖNEMİN VALİSİ
-
30.07.2019 Dış finansman sorunları
-
29.07.2019 HUKUK TANIMAZLIKTA EL ARTTIRMAK / KIYILARI ŞİRKET GİBİ YÖNETMEK
-
26.07.2019 BU DURUMDAN UTANIYORUM
-
25.07.2019 Medrese dönemi
-
24.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (3)
-
22.07.2019 Düzelen cari denge: İyi mi? Kötü mü?
-
20.07.2019 BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA
-
17.07.2019 Temmuz günlükleri
-
17.07.2019 İÇİNDE “MİLAS” GEÇEN KİTAPLAR (2)
-
15.07.2019 Türkiye’nin kredi puanları: Kimler düşürüyor? Niçin?
-
13.07.2019 MİNİMALİZM
-
12.07.2019 TORUNLARININ GELİRİNİ YİYİP MÜREFFEH YAŞIYORUZ DİYEN GAFİLLER
-
10.07.2019 Reis ve damadı haksız mı yani?
-
09.07.2019 KABİLELEŞMEK
-
08.07.2019 Ekonomik bunalımın seyri
-
04.07.2019 Kaybın telafisi yok
-
01.07.2019 İstanbul seçimi: Sıradan gözlemler
-
27.06.2019 CUMHURİYETE KARŞI İHANET MİADINI DOLDURMAK ÜZERE
-
26.06.2019 Seçim sonrası
-
22.06.2019 Yeni 'Arap Baharı' ve kadınlar
-
19.06.2019 Bir nesil harcanırken
-
19.06.2019 Yerelde ekolojik özerklik
-
17.06.2019 Suriye’de tehlikeli tuzaklara devam…
-
14.06.2019 YANLIŞ BİLGİLER PASLI ÇİVİLER GİBİDİR, ÇIKARILMASI ÇOK ZORDUR...
-
12.06.2019 Sorunlu siyaset
-
10.06.2019 Hindistan’da seçim: Faşizme doğru bir adım
-
08.06.2019 Ekonomi nasıl küçülüyor?
-
30.05.2019 GEÇMİŞE DÖNÜŞ
-
28.05.2019 AKP’NİN BU YALANLARINA İNANMAK, ÜLKEYİ EMPERYALİSTLERE TESLİM ETMEKTİR
-
22.05.2019 ÖRNEK BİR OLAY…
-
16.05.2019 Venezuela Darbesi
-
15.05.2019 Dış politikada yeni kaymalar mı?
-
09.05.2019 Önümüzdeki Nesil Sıkıntılı Dönemler Yaşayacak
-
06.05.2019 Şermin Narwani Suriye’yi anlatıyor
-
02.05.2019 Sermayenin sesi fazla yükseliyor
-
29.04.2019 Dış politikada yol ayrımı
-
27.04.2019 Hindistan seçime giderken
-
26.04.2019 Mazbata mazbata olalı böyle çile görmemişti!
-
23.04.2019 Berat Albayrak’ın 'Reform' programı
-
17.04.2019 Kırılmalar
-
15.04.2019 IMF’nin Nisan Raporu’nda Türkiye
-
11.04.2019 Bitirilemeyen yerel seçimler...
-
08.04.2019 Seçim sonrasında birkaç tespit
-
02.04.2019 Yerel seçim sonuçları üzerine
-
02.04.2019 Donald Trump ve diğerleri
-
01.04.2019 Rejimin niteliği yeniden
-
29.03.2019 Yerel seçimlerde uğraklar: 1989, 2009, 2019
-
26.03.2019 Emperyalizm Venezuela’da
-
25.03.2019 IMF Arjantin’de
-
18.03.2019 Ocak 2019’da Ekonomi
-
13.03.2019 Tarımdaki teslimiyet tersine çevrilmelidir
-
05.03.2019 SAMİMİYET
-
04.03.2019 2018’de ödemeler dengesi
-
28.02.2019 Yerel seçimler üzerine
-
25.02.2019 Devlet manavlık yapar mı?
-
21.02.2019 “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa orman yanıyor demektir”
-
18.02.2019 GÜVENMEK
-
16.02.2019 Venezuela üzerine birkaç tespit
-
14.02.2019 TEK BAŞINA NE KADAR MUTLUSUN?
-
07.02.2019 Çeyrek yasama dönemi
-
05.02.2019 PAYLAŞMAK
-
31.01.2019 Siyasetin sefaleti
-
29.01.2019 ABD’de sosyalizm canlanıyor
-
28.01.2019 BİR KIŞ GÜNÜ KIYIKIŞLACIK..
-
26.01.2019 İktidarın malî kayırma/cezalandırma hesapları
-
24.01.2019 Gerçekte kim kurtarılıyor?
-
17.01.2019 Suriye'de gerçeklerle yüzleşememek
-
08.01.2019 Üniversite(li)lere ne oluyor?
-
07.01.2019 2018 sonunda Fransa’da güzel bir olay
-
04.01.2019 2018'den 2019'a BAKIŞLAR
-
03.01.2019 ABD ve Çin: Ekonomik savaşın ilk bilançosu
-
02.01.2019 2018 sonunda borsa çöküntüsü
-
26.12.2018 Rejimin niteliği
-
25.12.2018 BODRUM ADAYLARI VE CHP
-
24.12.2018 Tepkiler sisteme karşı döner mi?
-
19.12.2018 Haziran paranoyası sürüyor
-
18.12.2018 Millî Gelir Temmuz-Eylül istatistikleri
-
14.12.2018 TÜRKİYE DÖKÜLÜYOR
-
10.12.2018 'Piyasalar' faşistleri seviyor. Meksika ve Brezilya: Başkanlar ve borsalar.
-
04.12.2018 Göçmenler, Suriyeliler, siyasetçiler. “Güney” coğrafyasının kurbanları…
-
03.12.2018 Bir çifte standart
-
30.11.2018 BUNU YAPAN SİYASİ KADRO YA CAHİLDİR YA EMİR KULUDUR
-
30.11.2018 İktidarın Gezi takıntısı
-
30.11.2018 Krizin bazı istatistikleri
-
26.11.2018 MUSTAFA KEMAL VE SULTAN SÜLEYMAN
-
22.11.2018 Enflasyonun anlamları
-
14.11.2018 1968 Dünyası ve Vietnam
-
13.11.2018 Cumhuriyetin ilk ve son onbeş yılı
-
31.10.2018 Arjantin ve Türkiye: 2001 ve 2018
-
31.10.2018 95 YILDA ÖĞRENEMEDİK...
-
30.10.2018 ABD'nin kendini teşhiri
-
22.10.2018 Brezilya: 'Piyasalar' faşist adayı destekliyor
-
19.10.2018 “TÜRKİYE KRİZİN BAŞINDA, BANKALAR DAHİL İFLASLAR YOLDA”
-
15.10.2018 Hem hegemon hem muhalif
-
13.10.2018 Yeni sularda yüzmek
-
10.10.2018 BODRUM-MARMARİS YARIŞI
-
09.10.2018 YEP: IMF’siz bir IMF programı
-
29.09.2018 Politikada kaygan zeminler
-
28.09.2018 TRAFİK TE KAN ALKOL DÜZEYİ NE OLMALI?
-
27.09.2018 Yeni Ekonomi Programı
-
26.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye bakışlar
-
22.09.2018 Dışarıdan Türkiye’ye Bakışlar
-
19.09.2018 VARLIK FONU, EMPERYALİSTLERE SUNULAN OLAĞANÜSTÜ HİZMETTİR
-
17.09.2018 Krizin eşiğinde büyüyen ekonomi
-
12.09.2018 Krizler Yayılırken
-
11.09.2018 Biri Yılmaz Güney, diğeri Erkan Yücel...
-
08.09.2018 Dişleri sökülmüş muhalefet
-
05.09.2018 Tüm Bunlar Üçüncü Dünya Savaşı
-
04.09.2018 Zor günler
-
01.09.2018 Faşizm Tartışmaları: Hindistan, Türkiye
-
28.08.2018 ‘Lütuf düzeni’ ve kriz
-
27.08.2018 Okluk yine kapandı
-
17.08.2018 Kaçınılmazın hızlandırılması
-
08.08.2018 Sürdürülemezlik
-
01.08.2018 ‘Duygusuz Nesil’ Tehlikesi
-
30.07.2018 Ekonomik krizden medet ummak
-
27.07.2018 Silahla şaka olmaz
-
20.07.2018 AKP’nin devrettiği ekonomik sorunlar
-
20.07.2018 İşte bu olmadı, hem de hiç olmadı …
-
19.07.2018 ‘Şirket gibi yönetmek’
-
13.07.2018 ‘Kurtarılmış Maden Bölgeleri’ geliyor
-
10.07.2018 Madımak sonrasında konuşan siyasetçiler
-
05.07.2018 Bu enkazı kim kaldıracak?
-
26.06.2018 Ülkemiz bölündü
-
25.06.2018 2017’den bir yazı
-
21.06.2018 Yeni bir rekor daha ve sonrası …
-
04.06.2018 Krize karşı kim hazırlıklı?
-
30.05.2018 ‘Mal Beyanı’ Komedisi
-
21.05.2018 SAHİPSİZ BODRUM’UN ÇARESİZLİĞİ
-
14.04.2018 Artuk Bey, Artuklu ve Artukoğulları Beyliği
-
14.02.2018 Kalbimde Atatürk var ...
-
19.01.2018 Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı
-
27.11.2017 Destekleyici, Yetkili ve Güvenilir Anne Baba olmak
-
20.11.2017 Sıra, sahillere geldi
-
20.11.2017 5 Adımda Depresyondan Korunma
-
13.11.2017 Öfke Kontrolü
-
06.11.2017 Bebeklik Döneminde Sağlıklı Kimlik Gelişimi
-
28.10.2017 Diyetisyen Bakışı: Diyet Değil, Yaşam Tarzı!
-
07.10.2017 Yaz saati ve inat
-
02.10.2017 Barzani Referandumu ve sonrası
-
12.08.2017 Erdoğan’ın Tehlikeli Planı
-
07.08.2017 Kişilik Bozukluğu
-
31.07.2017 Çomakdağ Türkmenleri (Kızılağaç / Ketendere / İkiztaş / Sarıkaya)
-
26.07.2017 Öngörülebilen Kaos - 2019
-
20.07.2017 AKP iktidarı çöküş sürecinde
-
10.07.2017 Ormanlarımız nasıl yanıyor?
-
25.05.2017 A N M A - Nazmi Özgül’ün anısına
-
05.05.2017 Aile Danışmanlığı
-
02.05.2017 “Siz bizlerden korkmayın, doğadan korkun efendim …”
-
29.04.2017 Sanatın İç Sesi
-
31.03.2017 Küçük Ev
-
23.03.2017 Bir olalım, Tek yürek olalım
-
21.03.2017 Rengarenk olsaydı
-
21.02.2017 “Milas’ın Sis Perdesi”
-
16.02.2017 Kanma, sonra da yanma
-
27.01.2017 Narin Çiçek: Turizm
-
21.01.2017 Vekilime Mektup
-
16.01.2017 Dokuz Kahraman Vekil
-
11.01.2017 Meşe tohumları çimlenecek mi?
-
10.12.2016 Bir Güvercin uçurun
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.