• 05 March 2019, Tuesday 15:36
KonukYazar...

Konuk Yazar...

SAMİMİYET

Ferhan YEDİLİOĞLU

 

Hayatımızı tesadüfen yaşayan bir toplumuz. Biz hayatımızın ne kadar değerli olduğunu kabul etmez iken başkalarının bizim hayatımıza değer vermesini nasıl bekleriz.

Biz kendimizi keşfetmeden yaşıyoruz. Haykırmıyoruz isteklerimizi…

Tabi ki insanların dilediği gibi yaşayamamasında, toplumun ekonomik seviyesinin çok etkisi var. Toplum ekonomik olarak ne kadar ferah olursa, hayatının devamlılığı için gerekli fiziksel şartları ne kadar güven altına alırsa, o kadar kendini keşfetmeye aç olur.

Evet, çoğumuz istediğimiz hayatı yaşayamıyoruz.Ama bu teslimiyeti gerektirmez. Elimizden geleni yapıp, sınırlarımız sona dayandığında elimizdekilerle mutlu olmayı bilmeliyiz. Hayatıduyamayan, hayata dokunamayan insanlar olmaktan vazgeçmeliyiz.

Yine bir yerde okuduğum bir paragrafla yazımı süsleyeceğim;

Bir zamanlar birisi Allah’tan bir çiçek ve bir kelebek diler. Fakat Allah bunların yerine bir kaktüs ve bir tırtıl verir. Tabi kişi üzülür. Bir zaman sonra kaktüs çiçek açar, tırtıl kelebek olur. Bugünün dikeni yarının çiçeğidir ve bugünün böceği yarının kelebeği…

Biz isteklerimiz olmadığında kendimizden, hayattan vazgeçmemeliyiz. Hayat mücadeleden ibarettir. Bu mücadele samimiyet yolunda olunca daha da güzelleşir. Çünkü samimiyetimizi yitirdiğimiz zaman insanlığımızı da yitiririz.Yani; mücadele yolunda; olduğu gibi davranan, göründüğü gibi olan, insanları hataları ile sevgi ile saran, ne istediğini bilen insanlar olmalıyız.

Kendi ilişkilerinizi gözden geçirin bir; onaylanmadığınız, fikirlerinizin kabul görmediği, samimi olmayan ortamlarda gerçek kişiliklerinizi göstermezsiniz. Farklı rollere bürünürsünüz. Bu da psikolojinizi etkiler. Günümüzde insanların çoğunun terapiye gitmek istemesinin sebebi, samimi, düşüncelerini paylaşacak kadar güvendikleri birilerini bulamamalarıdır. Masketakmadan, samimi bir şekilde ilişkiler kurabilseydik, hayat daha güzel bir yer olurdu. Günümüzde sosyal medyada yer alan samimiyet taklidi yapanların sayısının artması da cabası…

Fuzili’ye sormuşlar;’’Sevmek mi daha güzel, sevilmek mi?’’.. ’’Sevmek’’demiş;’’çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.’’

İşte biz sevmek için yaşamalıyız. Çünkü samimiyetin kaybolduğu bu zamanda sevilmek için uğraşmak seni amacından uzaklaştırır. Biz samimi bir şekilde sevelim. İnanın biz samimiyetle yol aldıktan sonra, imkânsızlıklar içinde imkânlar yaratırız.

Samimiyet istiyorsak kendimize de samimi olmalıyız. Samimiyet bir yerde kendine yakın olma durumudur. Bazen sevilebilirsin, bazen istenmeyebilirsin. Dostun sana samimiyetle yaklaşır iken düşmanın sana kıskançlıkla yaklaşabilir. Olsun varsın. Sen, kendin gibi kalabiliyorsan, sen samimiyetle sevmeyi biliyorsan, işte o zaman hayata gülümsemeye devam et…

Önünde açılan tüm kapıların anahtarı, samimiyet olsun. Samimi sevgi ile kalın…

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık