• 27 September 2023, Wednesday 15:40
Prof. Dr. KemalKocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş

HIFZI TOPUZ’UN (1923-2023)  ARDINDAN

  26 Eylül 2023 günü sosyal medyadan Cumhuriyetle yaşıt Sayın Hıfzı Topuz’un vefat haberini acıyla öğrendik. Hıfzı Topuz, Cumhuriyetin çok önemli bir tanığıydı ve Köy Enstitülülerin çok değerli dostuydu. Kurucu başkanlığını yaptığım Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) 17 Nisan 2012 tarihinde YKKED-2012 Aydınlanma Onur Ödülünü Balçova Belediyesi ile birlikte Sayın Topuz’a vermiştik. Hıfzı Topuz’a ödülü ve  beratı Balçova Belediye Başkan Mehmet Ali Çalkaya, YKKED-Genel Başkanı Kemal Kocabaş, Doç. Dr. Güzel Yücel, şair-yazar Cengiz Bektaş ve  Tolga Çandar  tarafından verildi. Alkışlar arasında söz alan Hıfzı Topuz, hayatının en heyecanlı günlerinden birini yaşadığını ifade ederek  aydınlanma kavramının ne anlama geldiğini,  Mustafa Kemal ve   Cumhuriyet Aydınlanmasının önemini  işaret ederek “Bizim tarihimize baktığımız zaman dünya üzerinde uygarlığa ulaşan ülkelerin tarihi ile benzerlikler görüyoruz. Biz şimdi bu yollardan geçiyoruz. Ama sonunda aydınlığa ulaşacağız” diye umut saçan bir konuşma yapmıştı.

Sayın Topuz ödül sonrası  bana ilettiği mesajda ” Ege’ye aydınlanma ışığı  saçan değerli dost Kemal Kocabaş, Bana “Aydınlanma Onur Ödülü”nü layık görmenizden ve övgü dolu konuşmanızdan sonsuz onur duydum. İzmir’de düzenlediğiniz tören yaşamımın en coşkulu günlerinden birini oluşturdu. Hiçbir ödül beni Köy Enstitüleri’nin ödülü kadar mutlu etmemişti. Enstitülerin yaşattığı hava Anadolu bozkırlarından, yeşil tepelerden, serin kıyılardan esen ılık bir rüzgar gibi içimi ferahlattı, aydınlık günlerden bana bir ışık getirdi. Devrimci Türk eğitimcilerinin akla ve bilime olan inancı ile yeniden umutlu ufuklara uzandım. Bu coşkuyu yıllarca gönlümde yaşatacağım. Sizi ve Köy Enstitülü dostlarımızı  coşkuyla kucaklarım.” Onurla sakladığım bu küçük notu paylaşmak  zamanı bugünmüş.

Sayın Topuz, daha sonraki yıllarda YKKED-Denizli şubemizin düzenlediği “Aydınlanma Buluşmasında”, Konak Belediyesi ile birlikte Cumhuriyetin 90. Yıldönümünde düzenlediğimiz sempozyumda eşi Ayşe Hanımla beraber sevgiyle aramızdaydı. Ataol Behramoğlu’nun yönlendiriciliğinde yapılan ilk panelin konuşmacıları “Hıfzı Topuz, Engin Tonguç, Korkut Boratav ve Niyazi Altunya” idi. Sayın Topuz’un Cumhuriyetin 10. Yılı törenlerindeki tanıklığını  anlattığı konuşmasını salon heyecanla dinlemişti.   Daha sonraki dönemlerde İstanbul ve İzmir TÜYAP kitap fuarlarında beraber olmuş, kucaklaşmış, yeni kitaplarını bize imzalamıştı. Etkinlikler sonunda  Hıfzı Topuz ve dostlarla  yenen akşam yemekleri adeta bir kültür şölenine dönüşürdü.  Sayın Topuz, şarabını yudumlarken  Nazım Hikmet, Avni Arbaş, Fikret Mualla, Abidin Dino, Bedri Rahmi, Sertel Ailesi ve Paris  anılarını bu buluşmalarda coşkuyla bizlere anlatır, sorularımızı yanıtlardı.  Son 22 yılda YKKED olarak ödül verdiğimiz  ülkemizin yüz akı aydınları “Vedat Günyol, İlhan Selçuk, Server Tanilli, Yaşar Kemal, Türkan Saylan,  Engin Tonguç, Halit Çelenk, Cengiz Bektaş, Muzaffer İlhan Erdost,  Mehmet Başaran, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Mehmet Kahvecioğlu ve  Pakize Türkoğlu”nu kaybetmiş onları sonsuzluğa uğurlamıştık. Ödül verdiğimiz aydınlarımızla çok saygın dostluklarımız olmuştu, onların vefat haberlerini aldığımızda acılar yaşamıştık.     Sayın Topuz’un vefat haberinin acısıyla  kaybettiğimiz tüm aydınları sevgiyle-saygıyla selamlamayı görev sayıyorum.

1923 yılında İstanbul’da doğan Hıfzı Topuz, 1942’de Galatasaray Lisesi’ni, daha sonra  İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olur.  1957 ile 1960 yılları arasında Strasbourg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans ve yine Strasbourg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik alanında doktorasını yaparak ülkenin ilk doktoralı gazeteci ünvanını aldı. Topuz,   İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucuları arasında yer alır.  Yüksek lisans ve doktora yaptığı yıllarda Unesco’ya  girerek (1959-1983) Paris’te UNESCO  Genel Merkezi’nde çalışır. Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında pek çok  projeyi yönetir,  birçok ülkede gazetecilik eğitimi seminerleri düzenler. Kara Afrika'da kırsal basın projesini oluşturur. 1974-1975 yılları arasında  İsmail Cem ile birlikte TRT’de radyolardan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak  görev yapar. Vatan, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle, çeşitli dergilerde dizi ve inceleme yazıları yazar. Anadolu Üniversitesi, Galatasaray ve İstanbul Üniversiteleri İletişim Fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verir.  Roman, anı ve inceleme-araştırma alanında her biri ayrı bir değere sahip eserler yayınlar. Osmanlı’nın son döneminden, milli mücadele dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarına; Abdülmecit’ten Tevfik Fikret’e, Nazım Hikmet’ten Sabahattin Ali’ye; Paris’ten Afrika’ya geniş bir yelpaze içinde eserler ortaya koyar.

Köy Enstitüleri aydınlanmasını konu edinen “Tavcan” romanında; Cumhuriyetin Atatürk ilkelerine bağlı, ilerici ilk kuşağının temsilcilerinden olan Semiha  ile Sadi Gökdeniz 1940’lı yılların olayları içinde dönemin tanıkları olarak yer alır. Bu dönemde Köy Enstitüleri, aydınlanmaya bağlı yeni bir kuşak yetiştirmekte, dünya klasikleri hızla dilimize kazandırılmakta, halkevleri ise yurttaşların beğeni düzeyini yükseltmektedir. Hıfzı Topuz’un kaleminden dönemin destansı aydınlanma savaşımını konu olan Tavcan, aynı zamanda daha sonra ilericileri kuşatacak karşı devrime direnişin de öyküsüdür… Hava Kurşun Gibi Ağır kitabı Nâzım Hikmet’i aşkları, acıları ve tutkularıyla anlatan bir romandır. Nâzım Hikmet’i ve dostlarını yakından tanımış olan Hıfzı Topuz, bu romanda şairin bir yandan uğradığı haksızlıkları, çektiği acıları, yurt özlemini, halkına olan sevgisini, bir yandan da tutkularını, aşklarını, mutluluklarını anlatır.

1940’lı yılların başıdır.  Nazım Hikmet, Piraye ile evlidir ve kendisi Çankırı Cezaevinde yatmaktadır. Nazım Piraye’ye, Çankırı’da ev tutmak istemektedir. Geçim sıkıntısı içindedir. Cezaevinde dokuma tezgahı  kurar. Çözüm aramaktadır…  Hıfzı Topuz,  kitabında;   “Milli Eğitim Bakanı Hasan-Ali Yücel’in önerisiyle Cumhurbaşkanlığı Orkestra Şefi Hasan Ferit Alnar bazı operaların çevirisi için  Nazım’dan yardım isteyecekti. Böylece geçim sorunu çözülmüş oluyordu.” şeklinde o döneme ilişkin önemli bir dayanışmayı bize aktarır. Yine  Nazım Hikmet’in bu dönemde klasiklerin tercüme işinde de yer aldığı ve “Tosca”yı onun çevirdiğini öğrenebiliyoruz. Kitabın son bölümlerinde Paris’te bir otel lobisi anlatılır. Nazım Hikmet, Abidin Dino ve Hıfzı Topuz Türkiye’yi, üniversiteden atılan 147 öğretim üyesini, yeni anayasadaki işçi haklarını konuşurlar. 26 Şubat 1961 tarihinde Hasan-Ali Yücel İstanbul’da kalp krizi geçirerek 63 yaşında  vefat etmiştir. Topuz kitabında otel lobisinde üç arkadaş arasındaki konuşma gündemine Yücel’in de girdiğini ifade eder ve  o anı “Nazım; Yücel’in bakanlığı döneminde yapılan işlerin başarılı işler olduğunu söyleyerek  Yücel’i saygıyla anar.” şeklinde yazar. Sayın Topuz’un kitabı,  ülkenin siyasal ve sanat dünyasındaki çok önemli iki ismin kesişim noktalarını bize sunarak çok değerli tanıklıklar sağlamaktadır.

Hıfzı Topuz, 1995 yılında UNESCO Milli Komisyonunda bulunduğu dönemde  1996-1997 yıllarında yıldönümleri kutlanacak kişi ve kuruluş çalışması yapılırken 1997 yılı için  yüz yaşında olacak olan Hasan-Ali Yücel’i önerir. Öneri metni;  “Türkiye’de eğitim alanında büyük reformlar yapan, kırsal kesimde okumaz yazmazlığa karşı koymak için Köy Enstitülerini kuran, Dünya klasiklerini Türkçe’ye çevirten, UNESCO’nun kuruluş anlaşmasına Türkiye adına imza koyan şair, yazar Hasan-Ali Yücel’in doğumunun 100. yıldönümü kutlamasını öneriyoruz” şeklinde idi.  UNESCO Yürütme Kurulu ve 18. UNESCO Genel Kurulu Topuz’un bu  önerisini kabul eder. 1997 yılı “Dünya Hasan-Ali Yücel Yılı” olarak  Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde Hasan-Ali Yücel anılır.

Hıfzı Topuz,  Köy Enstitülerinin ve ilkelerinin yaşama geçirilmesini, Köy Enstitüsü kültürünün, eğitim modelinin doğru algılanması ve eğitim felsefesinin günümüz eğitim sisteminin çağdaş bir yorumla yeniden yapılandırılmasına yönelik  yoğun çalışmalar yapmakta olan YKKED’nin  yanında yer aldı.  Yazıları,  yayınları   ve etkinliklerimizde öğretici, eğitici, coşkulu konuşmalarıyla  hep aramızda oldu. Sayın Hıfzı Topuz,  bir konuşmasında Köy Enstitülerinin kurucuları İsmail Hakkı Tonguç ile Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in sayesinde Köy Enstitülü birçok dost edindiğini ve onlardan Köy Enstitüsünün gerçeklerini öğrendiğini,  Köy Enstitüleri kapatıldığında isyanını   yazılarına, konuşmalarına  aktardığını, her ortamda ifade etti. Hıfzı Topuz,  Cumhuriyet ile yaşıt ve Cumhuriyet gibi ayakta, insan, toplum ve ülke sorunları üzerinde düşünen, yazan, üreten, Cumhuriyet tarihinin önemli bir belleği,   ülkemizin onur duyduğu  bir aydınıydı. Nazım Hikmet’in, Hasan-Ali Yücel’in, tüm Köy Enstitülülerin ve ülkemiz ilericilerinin dostu, Cumhuriyet tarihimizin çok önemli bir tanığıydı.  YKKED 2012 yılında Sayın Hıfzı Topuz’a verdiği ödül gerekçesinde “Sönmeyen ışık Köy Enstitüleri gibi, birikimlerinizle ışık saçmaya devam ediyorsunuz… YKKED  her yıl vermekte olduğu “Aydınlanma Onur Ödülü” bu anlamda, her zaman olduğu gibi bir aydınlanma neferinin, bir düşün ve kültür adamının varlığını, halkımıza  bir kez daha hatırlatıyor, onun düşüncelerini, eserlerini bir kez  daha  keşfetme olanağı veriyor. Sayın Hıfzı Topuz, yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında size YKKED Genel Merkez Yönetim Kurulu  kararıyla,  Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin 2012 Aydınlanma Onur Ödülünü takdim etmenin büyük gururunu, heyecanını yaşıyoruz” ifadelerini yer vermiştik.

            Hıfzı Topuz uzun yaşamanın sırrını “Daima gençlerle birlikte olup onlarla arkadaşlık yapmak, onların görüşlerine önem vermek, sevgi ve aşkın kıymetini bilmek, sürekli üretmek, etkin bir çaba içinde bulunmak ve entelektüel kapasiteyi geliştirmek, okumak!” şeklinde ifade eder (1).  Gazeteci Attila Özsever  Hıfzı Topuz için vefatı sonrası yazdığı yazıda “Topuz, gençliğinden itibaren sosyalist dünya görüşünü benimseyen ve savaşsız, sömürüsüz, sınıfsız dünya özlemini ömrünün sonuna kadar sürdüren bir devrimciydi” ifadelerini kullanır (2). Kanımca bu tanım Cumhuriyetin birinci kuşak aydınlarının çoğunluğu için geçerlidir.

             Sayın Hıfzı Topuz ilerleyen yaşına rağmen üretmeyi yaşam biçimine dönüştüren bir Cumhuriyet devrimcisiydi.  O; kaleme aldığı 51 kitapla  düşün ve kültür dünyamızda onurla hep yer alacaktır. Sayın Topuz’u kaleme aldığı kitabın adıyla selamlıyorum:  “Elbet Sabah Olacaktır.” Anısına saygıyla…

Kaynakça:

1)Nazım Alpman  “En Büyük Gazeteci”, Birgün gazetesi, 27.09.2023

2)Attila Özsever “Üretken, örgütçü ve devrimci Hıfzı Topuz” Gazete Duvar, 27.09.2023

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık