• 12 April 2023, Wednesday 13:03
Prof. Dr. KemalKocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş

YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ (YKKED) 2023 AYDINLANMA ONUR ÖDÜLÜ PROF.DR. YAKUP KEPENEK’E  VERİLİYOR

            YKKED, 2003 yılından beri Köy Enstitülerinin kuruluş günü olan 17 Nisan'da Köy Enstitüleri ve Aydınlanma kültürüne ürettikleriyle, yaşam ve duruşlarıyla katkıda bulunmuş aydınlarımıza "Aydınlanma Onur Ödülü" vermektedir. YKKED, bu ödülü şimdiye kadar ülkemizin yüz akı  aydın ve sanatçılarından "Vedat Günyol, Dr. Engin Tonguç, İlhan Selçuk, Server Tanilli, Halit Çelenk, Türkan Saylan, Cengiz Bektaş, Doğan Hızlan, Genco Erkal, Yaşar Kemal, Ataol Behramoğlu, Yılmaz Büyükerşen, Gürer Aykal, Korkut Boratav, Muzaffer İlhan Erdost'a, Dr.Erdal Atabek’e" verdi.  YKKED-2023 Aydınlanma Onur Ödülü, Balçova Belediyesi ile birlikte  17 Nisan 2023 tarihinde  Saat 15.00’te İzmir-Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonunda  yazar, bilim insanı, 20. Dönem milletvekili, aydın, Köy Enstitülü Sayın Prof. Dr. Yakup Kepenek’e verilecek.

YAKUP KEPENEK KİMDİR?

            1938 Yılında Rize-Ardeşen'de dünyaya gelen Yakup Kepenek ilkokul sonrası Beşikdüzü Köy Enstitüsünün parasız-yatılı  öğrencisi olur (1949-1952). 1952 yılında Kızılçullu Köy Enstitüsünün NATO’ya verilmesi sonucu enstitülerin tüm kız öğrencileri Beşikdüzü Köy Enstitüsü ve Bolu Kız Köy Enstitüsüne aktarılır. Beşikdüzü Köy Enstitüsünün erkek öğrencileri de diğer Köy Enstitülerine dağıtılır. Yakup Kepenek de bir grup arkadaşıyla Çifteler Köy  Enstitüsüne gönderilir. 1954 yılında Köy Enstitüleri  ilköğretmen okullarına dönüştürülür. Çifteler-Yunus Emre İlköğretmen Okulu sonrası sırasıyla Rize Lisesi, Ankara Hukuk Fakültesini  bitiren Kepenek Milli Eğitim Bakanlığının açtığı yurtdışı doktora sınavını kazanır ve 1965-1970 yıllarında NewYork Üniversitesinde ekonomi doktorasını tamamlar. 1971’de ODTÜ Öğretim Üyesi ailesine katılır, Ekonomi Bölüm Başkanlığı, Üniversite Konseyi üyeliği, Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığı yapar. 1976’da doçent 1981’de profesör olur. 1983’te 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasıyla görevine son verilir. Aydınlar Dilekçesinin yazı kurulunda yer alır. 20. Dönem (2002-2007) CHP Ankara Milletvekili olarak görev yapar. 1990’da Danıştay kararıyla ODTÜ’ye döndü. 2008-2010 yıllarında  ODTÜ-Kıbrıs yerleşkesinde öğretim üyeliği yapar. Uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları yazan Yakup Kepenek son iki yıldır Birgün gazetesinde köşe yazıları yazmaktadır.

YAKUP KEPENEK VE CUMHURİYET  VE KÖY ENSTİTÜLERİ

             Çok sayıda basılı kitabı bulunan Yakup Kepenek’in  “Cumhuriyet Çağdaşlaşmasından Günümüze Türkiye’nin Değişimi”  başlıklı özgün kitabı YKKED tarafından 2019 yılında yayınlandı. Kepenek, kitabın girişinde “Yatılı ve burslu okumamı sağlayan halkımıza!” ibaresiyle Cumhuriyeti adeta selamlar.  Kepenek Cumhuriyeti, “çağdaşlaşmadır; kurumlaşmadır, ülkenin ekonomisi, iç ve dış siyaseti, adaleti, eğitimi kurumları ve bilime bakışıyla bir bütün olarak çağı yakalama çabasının adıdır” ifadeleriyle tanımlar. Kepenek Hoca,  Cumhuriyet düşüncesinin ve tüm uygulamalarının temelinde bilimsel bilginin yol göstericiliğinin bulunmasını çok önemli ve ayırt edici bir özellik olarak tanımlar. 

            Kepenek, Köy Enstitülerini aydınlanmanın kırsal ışığı olarak tanımlar. Kepenek,  sayıları 21’i bulan enstitülerin ülke çapında coğrafi olarak dengeli dağıldığını işaret ederek  her birinin çevresindeki illerden öğrenci aldığına işaret eder. Çok nitelikli öğretmenlerin elinde eğitilen köy çocuklarının enstitülerde aldıkları eğitimle dillerinin yerellikten kurtularak tümünün Türkçe’de buluştuklarının altını önemle çizer.  Kepenek, üç yıl öğrencilik yaptığı Beşikdüzü  Köy Enstitüsünde Rumca, Lazca, Gürcüce, Çerkezce ve kırma bir Türkçe olan Hemşin şivesinin, çok nitelikli öğretmenlerin elinde yerini dört dörtlük Türkçeye bıraktığını önemle ifade eder.  Kepenek bu durumu “Kendilerini milliyetçi diyenler Enstitülerin bu yanını, dilde milliyetçiliği en birleştirici bir biçimde yaşama geçirmesinin önemini bile kavrayamadılar” değerlendirmesini  yapar. Kepenek 18 Mayıs  2022’de Beşikdüzü’nde yapılan çalıştayda “Beşikdüzü’nün 1952’de, enstitülerde karma eğitime son verilerek kız okulu yapılması ve 22 sınıf arkadaşımla birlikte Çifteler’e gönderilmem, enstitülerin yok edilmesi olarak tanımladığım birinci cinayetin en açık göstergesiydi. Daha da önemlisi o sürgünle başlayan yıkımın devamı da geldi” yorumunu yapar.

            Kepenek Hoca’nın gerek Cumhuriyet, gerekse Birgün gazetelerinde yazdığı köşe yazılarında laik, demokratik, bilimsel eğitim, Köy Enstitüleri ve kazanımları yaygın olarak yer alır.  17 Nisan 2022 tarihinde Birgün’de yazdığı  “Köy Enstitüleri’nin gerçek gücü: Bilimsellik” başlıklı yazısında “Bugün 17 Nisan, Köy Enstitüleri’nin 82. Yaş günü; benim gibi son demlerinde olsa da orada okuma olanağı bulanların da asıl doğum günüdür… Enstitüler, yurt düzeyine, dengeli, daha doğrusu bölgesel gelişme yönünden tümüyle eşitlikçi bir anlayışla yerleştirilmiştir. Hiçbiri bir büyük kentin içinde değildir; Ülkenin tüm illeri, daha doğrusu köyleri kapsanmaktadır. Yalnızca köy çocuklarının, ilkokul eğitiminden sonra sınavla girebildikleri bu okullarda eğitim, kadın-erkek eşitliği ilkesinin bir sonucu olarak, karmadır. Enstitü eğitimi, gerçekten nitelikliydi; başta bizi birleştiren Türkçe olmak üzere, her dersin ayrı bir önemi vardı. Yurt sevgisiyle donanmış, yalnızca ve yalnızca bilgiye bağlı birey yetiştirilmesi temel ilkeydi. Ek olarak, yine edinilen bilgilerin, olabildiğince üretim için kullanılması temel ilkedir. Enstitü, bilginin üretime dönüşmesi olarak tanımlanabilir. Burada üretim, yalnızca tarımsal üretim, bina bakım ve onarımı anlamına gelmiyor; yazın ya da edebiyat, müzik, resim, heykel, tiyatro gibi her türlü kültürel ve sanatsal yaratıcılığı da içeriyor. Özetle, Köy Enstitüsü demek, bilgi, üretim ve kültür üçlüsünün, o günlerin köyünü, kendi içinden değiştirilmesi için birleşimi demektir. Enstitüde okuma olanağı bulmak, benim gibi yoksul köy çocukları için gerçekten yaşamsaldı; toplum için de çok anlamlı ve önemliydi. Enstitü eğitimi, bireysel ile toplumsalın kavuşmasıdır. Köy Enstitüleri’nden bir değil, bilimsel eğitim, ona dayalı üretim, düşünce özgürlüğü, eleştirel bakış, barış, kadın-erkek eşitliği, bölgesel gelişme dengesi, sanatın yerel-ulusal-evrensel yönleri, çevre duyarlılığı, halk sağlığı vb. çok sonuç çıkar. Ancak şunu özenle belirtmeliyim: Enstitülerin tüm ülkeye öğrettiği gibi, ailede ve okulda çocuğun ve gencin yaratıcı yeteneklerini serbestçe geliştirmelerinin sağlanması asıl belirleyici etkendir.”

            Kepenek Hoca’nın Cumhuriyette 18 Nisan 2016 tarihinde yazdığı Eğitim özgürleştirmeli” başlıklı  yazısında “…Ülkemizde özgürleştirici eğitimin en kusursuz örneği Köy Enstitüleridir. Dün, 17 Nisan Köy Enstitülerinin 76. kuruluş yıldönümüydü. Kuruluşlarından çok değil yalnızca altı yıl, yani 1946’dan sonra gerçek özelliklerinden adım adım uzaklaştırılan ve 1954’te Demokrat Parti iktidarı tarafından tamamen kapatılan bu kurumlar özgürlükçü eğitim verdikleri için etkilerini günümüzde de sürdürüyor; derin izleri bir türlü yok edilemiyor. Enstitüler, eğitbilimin en önemli düşünce akımlarından biri olan yaparak öğrenme kuramından esinlenerek Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç tarafından Cumhuriyetin çağdaşlaşma kararlılığının bir sonucu olarak uygulamaya konuldu. Bu okullar öğrenme, eğitim ve üretim üçlüsünü Türkiye’ye özgü ve özgün bir yaklaşımla birleştiriyordu. Ülke nüfusunun yüzde 80’inin yaşadığı köylerden ilkokulu bitirenlerin sınavla alındığı; tüm ülkeyi kapsayan; ülke geneline dengeli bir biçimde dağılan; ve beş yıl süreyle karma eğitim veren bu okullarda bilgi edinme, bilgiyi kullanma ve üretim iç içeydi. Bilgi veren dersler, tarım, sağlık, demircilik, marangozluk ve yapıcılık gibi uygulamalı eğitim, müzik, tiyatro ve halkoyunları gibi sanat ve kültür dersleriyle birlikte alınıyordu. Bu eğitim, gencin fiziksel ve ruhsal gelişmesini sağlıyor; aklını kullanma yeteneğini güçlendiriyor; onu uygun deyimiyle düşünüyorum, öyleyse varım diyebileceği; noktaya taşıyordu. Öğrenici uygulamayla bilgi edinmede edilgenlikten etkinliğe geçiyor; deney, gözlem, usavurma ya da akıl yürütme süreçlerini tam bir özgürlük içinde yaşıyordu”  ifadeleriyle enstitü eğitiminin özgürleştirici özelliklerini tanıklığıyla özetler.

KEPENEK, YKKED VE AYDINLANMA ONUR ÖDÜLÜ

            YKKED, 2001 yılında kuruldu.  Yayın organı Yeniden İmece dergisi, yayınladığı kitaplar ve düzenlediği etkinliklerle Köy Enstitüleri gerçekliğini topluma sundu. Sayın Yakup Kepenek  YKKED’lilerin  dostu, yoldaşı, “Yakup Abisi” olarak bu çalışmalarda hep yanımızdaydı. Onun esprilerini, ironilerini ve toplumsal sorunlara bakışı dernek ailesi için bir zenginlikti. Yayın organımız Yeniden İmece dergisinde yazılar  yazarak, düzenlediğimiz tüm sempozyum ve çalıştaylarda bildiri sunarak YKKED imecesinde onurla yer aldı. Onun önerileri  ve düşünceleri dernek ailesinde  hep çok değerli oldu.  Yakup Kepenek umudun insanıdır. Beşikdüzü’nde yapılan çalıştayda Köy Enstitüleri fiziksel olarak yıkılmış; ancak, insan aklının özgürleşmesi ve üretmesi temelinde, düşünce olarak yaşıyor ve her gün yeniden doğuyor” şeklindeki sözleri bu umudun ifadeleridir. YKKED-Genel Merkezinin 2023 Aydınlanma Onur Ödülünü Köy Enstitülerinin 83. Kuruluş Yıldönümünde Sayın Yakup Kepenek’e verme kararını alkışlıyorum. Yaşamı aydınlanmaya, daha eşitlikçi, örgütlü bir toplum yaratma uğraşılarıyla geçen Köy Enstitülü bilim insanı, yazar, dost Yakup Kepenek’i saygıyla selamlıyorum. Sayın Nuran Kepenek Abla ve Yakup Abi’ye sonsuz selam, sevgi ve saygıyla… 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık