• 26 January 2023, Thursday 14:28
Prof. Dr. KemalKocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş

İKİNCİ YÜZYILIN İKTİSAT KONGRESİ-1

İzmir Büyükşehir Belediyesi çok önemli çalışmalara imza atıyor. 25 Ocak 2023 günü  İzmir-Yeşilova Höyüğü’nde yapılan  kongrenin “Geçmişimizi Anlıyoruz” bölümüne davet edildim. Gitmeden 3-4 gün önce gelen dökümanlarda son bir yıl içinde tıpkı 1923’te yapıldığı gibi “çiftçi, işçi, sanayici-esnaf-tüccar” dan oluşan meslek gruplarının toplantılarından çıkan görüşler özetlenmişti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in yönettiği yaklaşık beş saat süren iki bölümlük oturumda değişik alanlardan 44 uzman ortaya çıkan doküman hakkında görüşlerini ve önerilerini ifade ettiler. Ortak aklın harmanlandığı toplantıda Cumhuriyetin ikinci yüzyılına “Nasıl bir Türkiye?” sorusunun yanıtları arandı.  Sayın Soyer, 21-25 Şubat 2023 tarihlerinde tüm bu tartışma süreçlerinin tartışılarak  bir belgeye dönüşeceğini açıkladı. Bu süreç, İzmir İktisat Kongresiyle ilgili epeyce okumalar yapmamızı, kongreyi ve amacını   anlamamızı da sağladı. Genç Cumhuriyet ortak akılla 1923’te geleceğini kurgulamıştı, şimdi 100 yıl sonra yine İzmir’de ülkenin ikinci yüzyılına yönelik arayışlar yapılıyordu.    

İzmir İktisat kongresi 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihlerinde yapılır.  9 Eylül 1922’de İzmir’in işgalden kurtuluşunun da beşinci ayında haklı bir Ulusal Kurtuluş savaşı sonrası ülkenin iktisat politikaları ve gelecek perspektifini oluşturmak amacıyla   toplumu oluşturan farklı sosyal sınıfların temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilir. İşçi, sanayici, çiftçi ve tüccar gruplarına temsilen 1135 delege bu kongreye katılır. Kongre, Cumhuriyet henüz ilan edilmediği ve Lozan görüşmelerinin de kesildiği bir tarihsel dönemde gerçekleşir. Kongre açılış konuşmalarını   Mustafa Kemal, Kazım Karabekir ve İktisat Vekili Mahmut Esat Bozkurt yapar.  Bu okumalar sırasında Mustafa Kemal ve Mahmut Esat Bozkurt’un içeriği çok önemli açılış konuşmalarını edindim. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal’in “Sevgili Türkiye’mizin ekonomik alanında da yükselme nedenlerini arayıp bulmak gibi ulusal ve kutsal bir amaç için, bugün burada toplanmış olan sizlerin, siz sayın halk temsilcilerinin karşısında bulunmaktan çok mutluyum. Uyuşukluklar ve ilgisizliklerle geçen yüzyılların, ekonomik varlığımızda açtığı yaraları iyileştirmek, ülkemizi bayındırlığına, ulusumuzu genliğe, yurdumuzu mutluluğa götürecek yolları bulmak için girişeceğimiz çalışmaların çok değerli ve başarılı sonuçlara ulaşmasını dilerim”   diyerek başladığı konuşmasında Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman üzerinden yaptığı Osmanlı eleştirisi önemli ve değerli.  Mahmut Esat Bozkurt ise açılış konuşmasını “Aziz Türkiye’nin öz evlatları, hoş geldiniz, güzel Türkiye’nin ameleleri, sanatkarları, çiftçileri, tacirleri, hoş geldiniz, hür ve müstakil güzel yurdun  yorulmaz cesur emekçileri, hayatını dişleriyle, tırnaklarıyla kazanan ve şimdi hürriyet ve İstiklal yolunda şehit düşen yavrularının nerelerde gömülüp kaldığını bilmeyiz, bir kırık mezar taşı başında Fatiha okuyabilmek imkanını bulamayan çilekeş Türk hanımları hoş geldiniz. Amele hanımlar hoş geldiniz” ifadeleriyle başlar. İktisat ve eğitim ilişkisini “ İktisadiyatımızın  inkişafını düşünürken maarif siyasetimizin  bu hususta büyük bir rol oynayacağı şüphesizdir. Bugüne kadar takip ettiğimiz maarif siyaseti memleketin maarif ihtiyacını telafi edememiştir, edemez de... İktisaden ve içtimaen vaziyetimizle telifi kabil değildir. Bizim bugünkü maarif sistemimiz doğrudan doğruya memleketteki cehlin tasfiyesine matuf olmalıdır.” İfadeleriyle ortaya koyar.

Kongrenin kapanışında İşçi Kadınlar adına İzmir Delegesi Rukiye Hanım “Kardeşler! Millî inkılâbımız memleketimizde mevcut bütün müstahsillerin murahhaslarından mürekkep bu muazzam Kongrenin toplanmasını mümkün kılmıştır. Bugünlere erişirken biz kadın işçilerini de fevkalâde bir sahada görüyoruz. Bizleri bu Kongreye davet eden Büyük Millet Meclisi ve erkânına ve bilhassa Reisimiz Gazi Mustafa Kemâl Paşa hazretlerine biz kadınlar, samimî teşekkürlerimizi takdim ederiz. Türkiye'de «memleket işlerine» kadınların da iştirâk etmesi ilk defa vuku buluyor. Bu şerefin bize müyesser olması kalplerimizi refah ve gurur hisleriyle doldurdu. Kongre, iktisadımızın temelini teşkil eden işçi sınıfının meşrû haklarını tanıdı. Bu netice kadın işçileri namına şâyan-ı şükrandır. Diğer grupların da aynı sadakatle iktisadî kurtuluşumuza çalışacaklarına emin bulunuyoruz. Yaşasın Türkiye Büyük Millet Meclisi ve onun Hükümeti, yaşasın Türk işçi ve köylüleri, yaşasın çalışkan Türk işçi kadınlığı!” yukarıdaki konuşması  dönemin heyecanını anlamak adına çok değerli bir belge.

25 Ocak 2023 Çarşamba günü yapılan toplantıda söz alan Dr. Erkan Serçe İzmir İktisat Kongresiyle ilgili herhangi bir tez yapılmadığını, sonraki dönemlerde de iktisat politikalarında değişikliklerin yapıldığını ifade etti. Bu konuşmadan sonra 18-20’li yaşlarımızı, üniversite öğrencilik yıllarımızı ve okumalarımızı düşündüm. O yıllarda İzmir İktisat Kongresi için ülkenin kapitalizmle buluşması olarak düşün dünyamızı adeta kodlamıştık. O dönemlerdeki “sol  coğrafyadaki” bu kodlamının Sayın Serçe’nin saptamasına bir etkisi olup olmadığını düşündüm toplantıda . Daha sonra söz sırası geldiğinde İzmir İktisat Kongresi ile Köy Enstitüleri arasındaki somut ilişkiyi ifade etmeye çalıştım. Cumhuriyet,  13 milyonluk, orta çağı yaşayan bir köylü toplamı üzerinde kurulmuştu,  okuma yazma oranı yüzde 4-5 civarındaydı.  Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal 15 Temmuz 1921’de yapılan  Maarif Kongresinde: “Bu yurdun gerçek sahibi ve toplumumuzun büyük çoğunluğu köylüdür. İşte bu köylüdür ki, bugüne kadar bilgi ışığından yoksun bırakılmıştır. Bundan ötürü, bizim izleyeceğimiz milli eğitim politikasının temeli, önce bilgisizliği gidermektir. Bir yandan bilgisizliği gidermeye çalışırken, öte yandan da yurt çocuklarını toplumsal ve ekonomik alanlarda etkin ve verimli kılmak için, gerekli olan bilgileri uygulayarak öğretme yöntemi ulusal eğitimimizin temelini oluşturmalıdır” ifadeleriyle Cumhuriyetin hedef kitlesini ve uygulamalı eğitim hedefini ortaya koyuyordu. Benzer bir açıklamayı da 1 Mart 1923’de TBMM’de yaparak bilgi için “gerçek yaşamda başarıya ulaşmayı sağlayan, uygulanabilen, kullanılabilir bir aygıt haline  getirmek” hedefini dile getiriyor. Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresinde Ziraat ve Maarif meselesi Raporunun 6. Maddesinde Köylerdeki ilkokulların mutlaka beş dönümlük bir bahçesi ve iki ineklik fennî bir ahır ve kümesi, yeni usûl bir arılığı ve öğretmenler için iki odalı bir evi olması ve arazinin bir kısmı sebze ve bir kısmı çiçek, bir kısmı da fidancılığa tahsis edilerek öğretmenlerin gözetimi altında bizzat öğrenciler tarafından idare edilerek harcama ve gelirlerinin köy öğretmenlerine ait olması ve bu suretle çocuklara uygulamalı olarak çiftçiliğin öğretilmesi ve aydın insanların köylerde yerleşmesinin özendirilmesi.” ifadeleri yer alıyor.   İzmir İktisat Kongresinin bu maddesi 17 Nisan 1940 tarihinde Hasan-Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un emekleriyle, uğraşılarıyla, öngörüleriyle yaşama geçirilir. Köy Enstitülü öğretmenler Cumhuriyetin aktif yurttaşları olarak köyün içten canlandırılması imecesinde onurla yer almışlardı. Okumalar yaparken Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi emekli öğretim üyesi Zeki Hafızoğlu’nun 2021’de yayınlanan “Köy Enstitüleri Hakkında Bir Düşünce” başlıklı makalesi karşıma çıktı. Sayın Hafızoğlu makalesinde Yücel ve Tonguç emeğini selamlayarak “Köy Enstitüleri, İzmir İktisat Kongresinin eseridir. Köy Enstitüleri, yatılı bölge okulları fikri, ilk kez İzmir İktisat Kongresinde ortaya atılmış, katılanların oy birliği ile hükme bağlanmıştır” saptamasını yapmaktadır. Biz buna bir düşüncenin evrimi olarak görebiliriz.   Köy Enstitüleri; Fransız Devrimi ve yarattığı aydınlanma düşüncesi, Avrupa’daki iş okulu tartışmaları, 2. Meşrutiyet sonrası Osmanlı aydınlarının özellikle İsmail Mahir Efendi’nin önerileri, Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Eğitim Devriminin öngörüleri, İzmir İktisat Kongresi   ve tüm bunların  oluşturduğu birikimin  ülke koşullarına Tonguç tarafından uyarlanmasıyla  vücut buldu.

25 Ocak günü yapılan önerileri önümüzdeki yazıda paylaşacağım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’e ve çalışma arkadaşlarına   Cumhuriyetin ortak akılla ürettiği   önemli bir kazanımını günümüze taşımaları ve “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” başlığı altında yarattıkları düşün atölyeleri için sonsuz teşekkürlerimle…

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık