• 28 May 2021, Friday 9:47
Prof. Dr. KemalKocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş

PROF. DR. BİLSAY KURUÇ’U  DİNLERKEN

            Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED)  Genel Merkezi olarak 23 Mayıs 2021 tarihinde  düzenlediğimiz Zoom toplantısında Sayın Prof. Dr. Bilsay Kuruç’u dinledik, sorular sorduk.  Konuşma başlığı “Köy Enstitüleri ve Toprak Reformu” idi. Bu çok bilgilendirici, ufuk açıcı konuşma için Bilsay Hoca’ya, katılımcı arkadaşlarımıza ve demokratik kitle örgütlerine, pandemi koşullarında Zoom toplantı olanaklarını  sağlayan İzmir Kent Konseyi’ne teşekkür ediyorum.

            Bilsay Kuruç, 1935 İstanbul doğumlu. İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde  orta ve yüksek öğretimini tamamlar. 1963 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde (SBF) asistan olur. Pitsburg ve Susex Üniversitelerinde araştırmalar yapar, SBF’de doçent ve profesör olur. 1978-1979 yıllarında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı olarak görev yapar. Emekli olduktan sonra SBF’de lisansüstü ders vermeye devam eden Kuruç, 2011 yılından beri arkadaşlarıyla oluşturdukları “21.Yüzyıl İçin Planlama” platformuyla ülkenin geleceğine yönelik düşünce ortamının üretilmesi çalışmalarına öncülük etmektedir. Toplumsal duyarlılığını hiç kaybetmeyen Bilsay Hoca 2011 yılında yayımladığı “Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi” adlı kitabını  bir dönemin anlaşılması anlamında düşünsel dünyamıza armağan eder.

            Bilsay Hoca ile ilk tanışıklığımız   yönetim kurulu üyesi olduğum İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfının Mayıs 2017’de İzmir’de düzenlediği “Tonguç’a Taş Taşımak” adlı serginin açılışında ve panelinde olmuştu. Daha sonra Bodrum Dibeklihan’da  Sevgili  Cenap Tezer’in düzenlediği, bizlerin de katkı verdiği  on gün süreli  “Köy Enstitüleri Günleri” etkinliğinde beraberdik. Burada yaptığı konuşmada da “Köy Enstitüleri ve Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu”nun nasıl engellendiğini anlatmıştı. Söyleşilerimiz akşam yemeklerinde de devam etmişti. Çok zor koşullarda bu etkinliği gerçekleştiren Sevgili Cenap Tezer’i kısa bir süre sonra kaybettik. Bu yazıyla onun çok değerli duyarlılığını, yurtseverliğini, heyecanını selamlayarak sevgiyle anıyorum.

            Bilsay Hoca, 23 Mayıs’taki konuşmasında YKKED yayınlarından yayımladığımız Dr. Engin Tonguç’un yazdığı “Bir Eğitim Devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç” kitabını temel referans alarak konuşmasını gerçekleştirdi.  “Demokratik Devrim”  olarak tanımladığı Cumhuriyet Devriminin orta çağdan kalma bir köylü toplumu devir aldığını, okuma yazma oranın çok düşük olduğunu   ve   Osmanlıya ait tüm alt ve üst yapı kurumlarını  değiştirmeyi, dönüştürmeyi, tasfiyeyi  amaçladığı saptamasını yaptı. Feodal mütegallibe, tüccar ve çok zayıf küçük sanayici  gruplarının Cumhuriyeti kuranlarla  başlangıç yıllarında  ittifak halinde olduklarını  daha sonraki yıllarda bu grupların karşı devrim  cephesinde yer aldığını ifade etti.   Eğitmen Kursları ve Köy Enstitüleri süreçlerinin sadece eğitim değil, Cumhuriyetin köyü şekillendirme uğraşı olduğunu işaret eden   Kuruç, bu yeni projeksiyonda köyün sahibi rolünün modern tarım ve hayvancılığı, pedagojiyi  bilen öğretmene verildiğinin altını önemle  çizdi.

            Bilsay Hoca  1940’lı yıllarda Ordu içinde Alman taraftarlığının yoğun bir şekilde öne çıktığını örneklerle ortaya koyarak İnönü’nün savaşa katılmamak için verdiği büyük uğraşıyı anlattı.  Aynı zamanda CHP içinde de Köy Enstitüleri sürecini kavrayamayan kesimlerin karşıtlıklarını ve ayrıca vali, kaymakam gibi mülki idarenin  bu sürece ayak diremesinin  altını önemle çizdi. Köy Enstitüleri hareketinin “İnönü, Yücel ve Tonguç”   tarafından  hayata geçirildiğinin önemle işaret ederek  1940 ‘lı yıllarda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Tonguç’a söylediği “Daha çok Köy Enstitüsü açmalıyız…200 bin tarımcı yetiştirmeliyiz… Her tür kaynağı sağlarım… Daha sonra bunları yaptırmazlar” diyerek  oluşacak süreçleri öngördüğünü konuşmasında ifade etti.  Bu ifadelerle İnönü’nün “Toprak Reformu”  yapılmasına yönelik yoğun istencini işaret etti. Kuruç, konuşmasının bu bölümünde Tonguç ve Yücel’in ise insan potansiyeli ve olanaksızlıklar nedeniyle İnönü’nün bu talebini olumlu yanıt veremediklerini  de aktardı.

            Bilsay Hoca, konuşmasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1 Kasım 1942’deki çok önemli  TBMM açılış konuşması metnini  “Bizim gördüğümüz en tehlikeli hastalık iki seneden beri toplumumuz içinde Cumhuriyet hükümetlerini muvaffak etmemek için estirilmiş olan zehirli havadır. Acı ile hatırlamalıyız ki, milletin iaşe işlerini tanzim etmek yolunda Cumhuriyet hükümetlerinin sarf ettikleri gayretlere,  iki seneden beri toplumumuz tarafından hiç yardım edilmemiştir… Bulanık zamanı bir daha ele geçmez fırsat sayan eski batakçı çiftlik ağası ve elinden gelse teneffüs ettiğimiz havayı ticaret metası yapmaya yeltenen gözü doymaz vurguncu tüccar ve bütün bu sıkıntıları politika ihtirasları için büyük fırsat sayan ve hangi yabancı millete çalıştığı belli olmayan birkaç politikacı, büyük bir milletin bütün hayatına küstah bir surette kundak koymaya çalışmaktadır” izleyiciler ile paylaştı. Bu konuşmayla İnönü’nün   karşı devrimci bloğa adeta savaş açtığını  net olarak görebiliyoruz.

            Bilsay Kuruç Hoca bu dönemde emekleri, uğraşıları adına Tonguç’la beraber Tarım Bakanı Prof. Dr. Şevket Raşit Hatipoğlu’na konuşmasında önemle yer verir. Hatipoğlu, 1935-1936 yılları arasında henüz akademisyen olarak görev yaptığı dönemde  Rize’ye bir tetkik gezisinde  topladığı bilgileri daha sonra geliştirerek, Rize Köylüsüne ithaf ettiği Türkiye’de Çay İktisadiyatı adlı eserini yayımlamıştır.  Bu çalışmayla  1938’den itibaren Türk çayının  Rize yöresinde başarıyla üretilmeye başlandığını öğreniyoruz. Hatipoğlu, 1945 yılında meclise sunduğu  4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile 5000 dönümden fazla toprak sahiplerinin topraklarını kamulaştırarak topraksız çiftçiye dağıtmayı hedeflemişti.  Oluşturulan komisyon başkanının Adnan Menderes  ve diğer üyelerin de toprak ağalarından oluştuğunu ifade eden Kuruç, Tarım Reformunun, TBMM’de karşı devrimci blok tarafından engellendiğini, içinin boşaltıldığını işaret etti. 17.1.1945 tarihli “Çiftçiye toprak dağıtılması ve çiftçi ocakları kurulması hakkındaki kanun tasarısı” Köy Enstitüleri atılımını güçlendirerek üretici köylüyü yaratma projesi böylece hayata geçememişti ve 1946’da Yücel ve Tonguç’un  enstitü hareketinden koparılmasıyla da Cumhuriyetin ilk kırılması yaşanmıştı. 1950’li yıllarda Türkiye’ye gelen bir gruba Tonguç,  Köy Enstitüleriyle ilgili olarak “Toprak Reformu”nu yapamayan toplumlarda Köy Enstitüleri gibi okulların hayata geçirilmesinin zor oluğunun” altını önemle çizer.

            Bilsay Hoca,  konuşmasının sonunda tüm bu süreçleri Bağımsız Türkiye  aydınlığının ana rahminde öldürülüşü olarak yorumlayarak  Türk köylüsünün Cumhuriyetin üretici köylüsü haline getirmek tasarımının yok edildiğinin altını çizdi. Bilsay Hoca’nın konuşması sonrası Rona Aybay Hoca ve çok sayıda arkadaş soru sorarak, katkı yaparak üç saatlik söyleşiyi daha da zenginleştirdi. YKKED olarak “Aydınlanma Söyleşileri” etkinliğimize  yaptığı bu çok değerli katkı nedeniyle Bilsay Hoca’ya çok teşekkür ediyoruz.

İzlemek isteyenler için link: https://www.youtube.com/watch?v=X_JcA1leax0

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık