• 08 September 2025, Monday 9:32
Prof. Dr. KemalKocabaş

Prof. Dr. Kemal Kocabaş

OKULLAR AÇILIRKEN  TÜRKİYE’DE EĞİTİM VE CHP PROGRAM ÇALIŞTAYI

 

 

            8 Eylül 2025 Pazartesi günü  okullarımız birikmiş, çözülememiş  sorunlarıyla  yeni bir eğitim-öğretim dönemine “Günaydın” diyerek başlayacak. Yaklaşık 1 milyon 200 bin öğretmenimize ve  yine yaklaşık 20 milyon öğrencimize  bu satırlardan başarılar ve güzellikler diliyorum. Okul yolu,  akıl ve bilime giden, özgürleşmeye, toplumsallaşmaya, soru sormaya, merak etmeye giden aydınlık bir yoldur.

 

CHP PROGRAM ÇALIŞTAYI

            5 Eylül Perşembe günü CHP’nin 103. Kuruluş yılı için düzenlediği program çalıştayına davetliydim. CHP, en son 2008 yılında hazırlanan programını hem kendi, demokratik kitle örgütlerinin, aydınların, akademisyenlerin görüşleriyle güncellemeyi   ve geliştirmeyi hedeflemişti. Çalıştaya çok farklı kesimlerden 650 kişi davet edilmişti. CHP Genel Merkezinin büyük salonunda sabah saat 10.00’da başlayan açılış töreninde  önce Genel Başkan Özgür Özel açış konuşması yaparak son günlerde CHP üzerinde oynanan oyunları, yargı kıskacını ve demokratik Cumhuriyet özlemini dile getirerek katlımcılara teşekkür etti. Daha sonra söz alan Genel Sekreter Selin Sayek Böke, önce Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudu, daha sonra en geniş katılımla ve süreçle  parti programını nasıl yenileştireceklerini ve çalıştayın formatı hakkında bilgilendirme yaparak katılımcılara teşekkür etti.    

 

ÇALIŞTAYDA  EĞİTİMİ KONUŞTUK

            Çalıştayda farklı salonlarda, çok farklı alanlarda konuların tartışacağı   onar  kişilik 60 masa  düzenlenmişti. Dört farklı masada  katılımcı arkadaşlarla Türkiyenin eğitim sorunlarını konuştuk ve düşüncelerimizi raporlaştırdık. Eğitimden sorumu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Suat Özçağdaş da bu toplantılarda aramızdaydı. Bu dört masada, ülkede eğitimin piyasalaşması ve  dinselleştirilmesine hayır denmesinin, nitelikli kamusal eğitimi önceleyen okul öncesinden üniversiteye bir eğitim reformuna duyulan gereksinmenin altı önemle çizildi.  Özellikle eğitim ile tartışılan başlıkların programa girmesi yanında niteliğini kaybetmiş, iflas eden eğitim sistemini dönüştürmek için  topluma mutlaka bir eğitim reformu  önerisinin sunulmasını ifade ettik.

 

ÇALIŞTAYDA DİLE GETİRDİĞİMİZ BAŞLIKLAR

 

1)Türkiye’de 24 yıllık siyasal İslamcı Iktidarın varlığı ve yarattığı yıkımın giderilmesi ve okullarımızda   “Laik demokratik bilimsel eğitimi” egemen kılmanın  önemini belirttik.    CHP iktidarında  ilk haftada, ilk ayda, ilk altı ayda yapılacak olanların planlanmasının önemine özellikle vurgu yaparak  Sayın Özgür Özel’in Ekim 2024’te Hasanoğlan’da yapılan Eğitim Zirvesinde  ifade ettiği İktidara geldiğimizin ikinci günü ÇEDES projesini iptal edeceğiz, büyük eşitsizlik yaratan ve oranı yüzde yirmiye ulaşan özel okulların çoğalmasına, yani eğitimin piyasalaşmasına son vereceğiz, eğitimdeki dinselleştirmeyi durduracağız, liyakatı temel alacağız, ücretli-sözleşmeli öğretmen uygulamasına son vereceğiz, öğretmenlik meslek yasasını eğitim bileşenlerinin görüşlerini alarak yeniden yazacağız, eğitimdeki niteliği arttıracağız" açıklamalarını hatırlatarak bir öncelikler listesi yapılmasının zorunluluğunu ifade ettim.

2)Çalıştayda, Cumhuriyet Eğitim Devriminde ve  Köy Enstitülerinin kuruluşunda CHP’nin imzası olduğunu belirterek CHP’nin  “Mustafa Kemal’in, Mustafa Necati’nin, Hasan Ali Yücel’in, İsmail Hakkı Tonguç’un” partisi olduğunu belirterek   genetiğinde “Aydınlanma” olan bu partinin toplumcu-ilerici çizgisine vurgu yaptım.

3) CHP eğitimle ilgili tüm yaklaşımlarında eğitimin bir insan hakkı olduğu gerçeğini programına mutlaka taşımalıdır. Ülkemizin yüz akı eğitim tasarımı olan Köy Enstitülerinde olduğu gibi, özellikle yoksullar ve kız öğrenciler için eğitimde pozitif ayrımcı projeler üretmelidir. Topluma iktidara geldiğimizde hiçbir kız öğrenci ve yoksul öğrenci eğitim dışında kalmayacaktır mesajı verilmelidir. Bu amaçla  parasız-yatılı yeni eğitim kurumları açmalı ve yerel yönetimler aracılığıyla yaptığı yurt, burs, kreş olanaklarını kamusal proje haline dönüştürmelidir.  

4)ÇEDES Projesi ile birlikte ülkedeki eğitim fakültelerini yok sayan  Milli Eğitim  Akademisinin kaldırılmasını, karma eğitimi yok sayarak  “Kız Ortaokulu” açma girişimlerininin iptalinin sağlanmasını, 4+4+4 sisteminin temel eğitimin pedagojik ve çocukların biyolojik gelişimlerine göre yeniden düzenlenmesini önerdik.

5) Çağdaş eğitimin laik, demokratik bilimsel eğitim olduğu vurgusınu yaparak Milli Eğitim Bakanlığının, tarikat ve cemaatlerle işbirliğinin  sonlandırılması gerektiğini belirttik.

6) Tüm ulusal ve uluslararası sınav sonuçları ve diğer göstergeler Türk Eğitim Sisteminin niteliğini kaybettiğine işaret etmektedir. Eğitimdeki niteliği arttırmak adına okullarda laboratuvar, hobi atölyeleri ve işliklerinin oluşturulmasını, ezberci eğitim yerine uygulamalı eğitim yöntelerinin  geliştirilmesi yönündeki önerilerimizi ifade ettik.

7)Nitelikli eğitim için nitelikli öğretmene duyulan gereksinimin altını çizdik. Türkiye’nin nitelikli öğretmen yetiştirme sorunu olduğunu ifade ederek  eğitim fakültelerinin  uygulamalı eğitim yapacak şekilde yeniden yapılandırılmasınının gerekliliğini belirttik.  Eğitim fakültelerindeki   laboratuvar ve işliklerin gözden geçirilmesini önerdik.

8) 2014’te  kapatılan ve eğitim fakültelerinin en nitelikli öğrenci tabanı olan parasız-yatılı  Anadolu Öğretmen Liselerinin yeniden açılmasının  önerdik. Öğretmenlik meslek onurunu yok eden  sözleşmeli-ücretli öğretmenlik statülerinin ve  öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması  sağlanmalıdır.

9) Meslek Liselerinin olanakları ve programları ülkenin gereksinmelerine göre yeniden ihtiyaç analizi yapılarak düzenlenmeldir. İmam Hatip Okullarının sayıları ülke gereksinmelerine, sınıf başına düşen öğrenci sayılarıve bina olanakları  göz önüne alınarak  ihtiyaç analiziyle yeniden belirlenmelidir. Bugün ülkemizde ortaokul sonrası öğrencileri imam hatiplere zorunlu yönlendirme yapılmaktadır. Bunun önlenmesi amacıyla akademik eğitim yapan Anadolu Liselerinin, Fen Liselerinin, Tarım ve Ziraat  Liselerinin sayısının arttırılması veya Aydın Lisesi, Afyon Lisesi vb. gibi şehir liselerinin  yeniden kurulması amaçlanmalıdır.

10) Okul öncesi eğitim  (4-6 yaş aralığı)  zorunlu ve ücretsiz olmalı. Öğrencilerin beslenme ve ulaşım, hijyen ve temizlik sorunları kamusal olanaklarla çözülmelidir. Uygulamalı eğitim, kodlama, yapay zeka  konuları okul öncesi programlarında yer almalıdır önerisini yaptık.

11) Eğitim bütün bireyler için vazgeçilmez, devredilemez temel bir haktır.  Ülkemizde eğitim bir insan hakkı olmaktan çıkarılarak “bölgesel, cinsiyete, sınıfsal farklılıklara dayalı eşitsizlikler” yaratılmıştır.   Ülkemizde özel okul oranı yüzde 30 sınırına dayanmıştır.  Bu durum eğitimde ciddi eşitsizliklere neden olan bir sonuç doğurmaktadır. Nitelikli kamusal eğitim öne çıkarılarak bu eşitsizlikler önlenmelidir.

12)Ülkemizdeki ekonomik kriz ve artan yoksulluk nedeniyle  eğitim hakkı hayata geçememekte ve yoksul toplum kesimleri  eğitimden uzaklaşmaktadır. TÜİK’in, 16 Mayıs 2025 tarihli, “İstatistiklerle Gençlik 2024” başlıklı Haber Bülteninde, nüfusun 15- 24 yaş grubunda bulunan yaklaşık “beş milyon” gencin “ne eğitimde ne işte” olduğu şeklindeki açıklamaları   sorunun büyüklüğünü göstermektedir.

 

13) Kırsal kesimdeki mahallelerde kapatılan köy okulları yeni bir anlayışla yeniden açılmalı. Atanmayan öğretmenlerin istihdamı sağlanmalı, buralarda çalışacak öğretmenlere yörenin tarım ve hayvancılığının gelişmesine yönelik eğitimler ve ek görevler verilmelidir.

14) Cumhuriyetimizin yüz akı aşılamayan  eğitim kurumu olan  ve öğrenci emekleriyle yapılan Köy Enstitüleri mekanları restore edilerek eğitim kurumlarına dönüştürülmeli ve buralarda eğitim müzeleri oluşturulmalıdır.

15)Günümüzde üniversiteler siyasi iktidarın arka bahçesi haline gelmiş ve evrensel üniversite kavramı büyük yara almıştır. Özerk ve demokratik üniversite kavramı temel alınarak YÖK yasası kaldırılmalı veya yeniden yapılandırılarak  dönüştürülmelidir. Üniversiteler kendi yöneticilerini seçmelidirler.  Demokratik, katılımcı ve toplumsal sorumluluğu olan üniversite hedeflenmeli ve üniversitelerdeki hiçbir akademik kadro sözleşmeli olmamalıdır.

16)  Ülkemizin iyi yetişmiş genç insanları ülkedeki siyasal iklimden duydukları hoşnutsuzluk ve ülkenin olanaksızlıkları nedeniyle geleceklerini aramak adına yurt dışına gitmektedirler. Ülkenin sosyal sermayesi olan bu genç insanların tekrar memlekete kazandırılması adına adımlar atılmalıdır. Türkiye katma değer üreten bilgi ve teknoloji üretme çizgisinin çok gerisinde kalmış olması geleceğe dair önemli bir olumsuzluktur. Bunun giderilmesi yolunda çalışmalar üretilmelidir.

CHP MÜZESİ HAKKINDA

            CHP Genel Merkezinin giriş katında bulunan CHP müzesine herkesin görmesini öneririm. Bu müze aynı zamanda Cumhuriyet müzesidir. Emeği geçenleri kutluyorum. Son 25 yılını Cumhuriyet Eğitim Devrimi ve Köy Enstitüleri üzerinde yoğunlaşmış bir aydın olarak  müzenin daha kapsayıcı ve iyi olması için  müzede Mustafa Necati  ve Millet Mektepleri çalışmaları,  İsmail Hakkı Tonguç’un Cumhuriyetin 10. Yıl kutlamaları için hazırladığı sergi ve Hasan-Ali Yücel ile ismail Hakkı Tonguç’un yer alması gerektiğini özellikle belirtmeyi görev sayıyorum.

            Tüm bu çalışmaların ülkemizin aydınlık geleceğine katkı yapması dileğiyle…

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık