• 24 March 2020, Tuesday 8:04
FikretÇoban

Fikret Çoban

İçi boş bir zırh : Devletler !

 

İçinde bulunduğumuz çağa ne ad veriliyordu. Bilgi çağı, uzay çağı, dijital çağ, robot çağı... Say say bitmez, hikaye, hepsi hikaye.. İçi boş bir zırh.

Dünya Küresel bir köy ama genetiğiyle oynanmış, GDO'lu bir köy artık.

Solunum yollarından ciğerlerimize inen bir virüsün önüne geçemeyen devletlerden, ordulardan, nükleer güçlerden, uydu merkezlerinden söz ediyorum. Bu dünyayı batırıp başka gezegenlerde hayat var mı diye üsler kuran uzay mekiklerini boşluğa bırakıp duran güçlerden söz ediyorum. Birbirleriyle savaşıp duran, bombaları yeryüzüne atıp duran, yeraltı nükleer denemeleriyle, menzilli füzeleriyle birbirlerine üstünlük ve hava atıp duran, ama gözle görülmeyen bir virüsün bile önünü alamayan devletlerin çağından ve uygarlığından söz ediyorum.

Yaşlılarını yavaş yavaş öldürmeye hazırlanan devlet politikalarından söz ediyorum. Bari yaşlılarımızı ve hastalarımızı koruyamayacağız, kendimizi ve iktidarlarımızı koruyalım diye düşünen, içten içe pazarlık yapan, günü kurtaran, ama yaşlılarımızın boğularak ölüme terk edilmesine sessiz kalan devlet yöneticilerinden, politikacılardan söz ediyorum.

Bütün bu yaşadıklarımız, korkularımız kendi eserimizdir. Herkesin durduğu yere göre suçu var bu virus salgınının pandemi haline gelmesinde. Sokaklara özgürleşmeye darken, hadi evlere, sokaklar kapalı, yasaklara uyalım demeye başladık.

Onun için diyorum içi boş bir zırhtan ibaret diye. Bu dıştan gösterişli korkutucu zırhların içine giren bir virüs çökertti her şeyi. Ama olan insana oluyor. Yaşamlarının tam rahat edecekleri belki son anlarını ailesiyle, kendiyle yaşayacağı anlar çalınıyor yaşlıların hayatından. Yaşlı insanlar toplu ölüme, bir soykırıma, sanki bir nazi politikasına tâbi tutuluyor.

1918 yılında Amerika’dan yayılan İspanyol gribinden sonra küresel ikinci büyük salgın bu korana virüsü. Dünyanın köye dönüşmesinden dolayı bulaşmadığı yer kalmadı. Virüs gezmedi ama gerekli tedbirler zamanında alınmadığı için, tehlikenin farkına varıp dünya ölçeğinde tedbir alacak dünya sağlık örgütü gibi kurumlar bile işin vehametini zamanında anlamadığı için yayıldı. Yeni anladı, açıklamalara başladı, ama geç kalındı. Çinden gelip bize bulaşmaz, Çinlilerden uzak duralım, akşam sabah Çin ekonomisi ha çöktü ha çökecek haberlerini takıp ederken, bu tür yalan yanlış haberler zihin dünyamızı uyuşturmuşken bir de baktık ki karantina altındayız. Koyun kurttan korkar ama onu yiyen çobandır sözü buraya biraz oturdu, gibi.

Bu virüs yenilgiye uğradığında, aşısı bulunduğunda geriye ne kalır, nasıl bir dünya kalır onu bilmem.

Ama yenilgiye uğramış, saçma sapan önlemlerle, o da geç kalmış, aldatılan ve yaşlılarını, hastalarını kaybetmiş bir insanlık alemi ile başbaşa kalacağız. Ve bu insanlık artık tek bir halk olarak kaderi ortaklaşmış bir halk olma durumuna yönelecek; belki işte o zaman gelecek şansımız daha garanti olacak.

Devletler değişecek, yönetme biçimleri değişecek, insan değişecek, duygular düşünceler değişecek, doğa ve doğanın varlığı öne çıkacak, paranın pulun hükmü biraz olsun geri plana itilecek. Savaşların, sınırların gereksizliği, tam tersi işbirliği, uzlaşma gibi değerler daha çok kullanılır hale gelecek. Çünkü başka türlü gelecek yok. Yaşayacaksak böyle ortak bir dünya, ortak bir hayatla mümkün olacak. Gidiş bu yönedir. İnsan kaderlerimizin bizi buluşturduğu yeni bir dünyaya doğrudur.

Demlenmiş sözler...

Her düşlediğini yapamıyor insan;

her düş çiçek açmıyor.

( Kafka)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık