• 28 March 2017, Tuesday 19:40
FikretÇoban

Fikret Çoban

Böyle yazılar yazmak hüzün veriyor!

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Haksızlığa uğrayabilir insan, zulme uğrayabilir ama; “haksızlığa boyun eğmek, böyle gelmiş böyle gitsin demek ayıptır bayım” diyor Jack London’un Alınteri romanındaki işçi kahramanı ve şöyle devam ediyor:

 “Ben işçi sınıfı içinde doğdum. Coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim. Bu tutkuları dindirebilmek çocukluk yaşamımın en temel sorunu oldu. Gemilerde tayfalık, limanlarda hamallık yaptım; konserve fabrikalarında, daha başka fabrikalarda ve çamaşırhanelerde çalıştım; ot biçtim, halı temizledim, cam siliciliği yaptım. Ama hiçbir zaman emeğimin tam karşılığını alamadım. Aşırı çalışma beni hasta etti. Ömrüm boyunca gövdemle hayvan gibi çalıştım ve ne denli çok çalıştıysam toplumsal çukurun dibine o denli fazla yaklaştım. Bu çukurdan çıkacağım, ama kol gücümü kullanarak değil. Bundan böyle ölesiye çalışmayacağım. Eğer bir daha ölesiye çalışırsam, gerekenden bir damla fazlasını yaparsam: Allah belamı versin!”

İnsanın insanlaşması, ruhu bedeni ve aklıyla bir olması belki de böyle büsbütün kendisi olmasıyla mümkündür. İki ellerini yanına alıp ayağa kalkması değil mesele, aklıyla duygularıyla ayağa kalkması.

Ve ordan öyle bakmak dünyaya, olaylara ... Akli denetimimizin nerde başlayıp nerde bittiğini görebiliyorsak ve bunun farkındaysak işte o zaman bütün kapılar sınırsız ve sorunsuz bir şekilde açılmış bekler seni.

Böyledir bu, her şey aklımızda başlar aklımızda biter; özgürlük de kölelik de.

Zihin dünyamızı ele geçirip boynumuza bir ip takmış gibi ordan oraya sürükleyip duruyorlar insanı. Kontrol altına alıyorlar öyle eziyorlar, susturuyorlar, 30 yıl çalıştırıp en verimli çağlarını çalıp sonra da boş bir çuval gibi atıyorlar bir kenara.

Kimiz biz, ne ister ne yaşarız, hangi geçmişin devamıyız ve hangi geleceğe gideriz?

 

Böyle yazılar yazmak, hala böyle düşünüyor olmak hüzün veriyor artık bana.

‘Millet ne düşünüyor, ne yaşıyor sen ne yazıyorsun’ diyesim geliyor kendime. Ama olsun, ‘belki hüzündür bize en çok yakışanı, en çok anladığımız’ …

Belki umut çıkar gelir hayırlısıyla ne dersiniz?

Kuş sesleri, sararmaya başlayan otlar arasından, yeni açmış mor kındıraların arasından umut çıkar gelir belki hayırlısıyla.

Hep ekmeğin kırıntısını yiyen serçe sürüleri gibi, çıkar gelir bir umut belki ...

İnsandan umut kesilmez !

 

Demlenmiş Sözler ...

Tarlaya ekilen tohumları bütün kuşlar yer,

ama hep serçeler suçlanır!

(Saramago)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık