• 31 March 2020, Tuesday 9:57
FikretÇoban

Fikret Çoban

Hapissek; aklımız göçebedir !

Psikiyatri bilimine göre çok düşünmek hastalık hallerinden biridir. Peki ya çok okumak. Gözlerin yırtılır gibi oluncaya kadar okumak, o yararlı mı? Bilmem, değildir herhalde.

Dünya pandemi tehlikesinde. Dolayısıyle evlerdeyiz. Kendimizleyiz. Kendimizi kendimizle zaman geçirmeye zorluyoruz, alışıyoruz. İnsan eve kapatılmışsa, hapisse, aklı göçebedir der, Borges. Öyledir, yoksa nasıl tutarsınız insanı aynı mekan ve zamanlarda. Ondandır anılara, eski fotoğraflara dalıp durmamız. Sığınacak bir evimiz var ama o yetmiyor, esas anılar, orda yaşanmışlıklar gelip gelip aklımıza yerleşiyor. Sıraya da koyamıyoruz, beni de beni de hatırla daha mutlu olursun, yeniden yaşarsın, ömür uzatmış olursun, deyip duruyor anılar... Eskiden güzel günler ileride, onu kendi ellerimizle biz var edeceğiz derdik, şimdi güzel günler eskide kaldı deyip, anılara sığınıyoruz. Annemin naftalin kokulu çeyiz sandığı gibi duruyor gözümün önünde anılar.

Katı olan her şey buharlaşıyor. Nasıldı o, tam olarak alayım buraya.

"Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan her şey dünyavileşiyor ve en sonunda insan hayatın gerçek koşullarıyla yüzleşiyor. Modern burjuva devletleri, böylesine kudretli güçlü olmasına ragmen, bir büyücüye benzeyen yer altı güçlerini kontrol edemez hale geliyor. " Engels ve Marks'ın birlikte yazdıkları Kominist Manifesto’da yer alan, akıllarda kalan bir bölümdür bu 'katı olan her şey buharlaşıyor' sözü de ana cümlesidir.

Modern toplumla birlikte feodol ilişkilerin çözüldüğünü anlattığı bir bölüm. Her şey değişiyor, asla tartışılmaz denilen kutsiyet içeren kavramlar bile gündelik hayatın tartışma konusu oluyor. Devlet gibi, din gibi katı şeylerin bile değiştiğini buharlaştıgını anlattığı bölüm. İnsanları birbirinden koparan, korkutan her şey buharlaşıyor. İnsan artık kendisiyle ve doğayla başbaşa kalıyor. Sömürünün ve sermaye düzeninin sürmesi adına yaratılan manevi değerler, ahlak, kültür, sanat ve kentler vb... her şey buharlaşıp bitince, insan kendisiyle ve benzeriyle başbaşa kalacak ve bunların hepsinin ne işe yaradığının farkına varacak, kime hizmet ettiğini görecek ve bu sayede insanlık tüm zincirlerini kırıp gerçek hayatla yani kendisiyle yüzleşecektir.

Şimdi bütün bunları düşünürken, korona günlerini evde hapis yaşarken, dünya sınırları, kültürleri, güçleri bir virüs karşısında biçare duruma düşşken 'Marks haklı' diyor insan.

Katı olan her şey buharlaşıyor sözüne atıf olarak 'Canavarlar Zamanı 'makalesinde Antonio Gramsci de şöyle devam eder: " ...tamam eski yok oluyor ama yeni de doğamıyor, doğum gecikiyor çünkü canavarlar zamanı" Gramsci’nin ‘Hapishane Defterleri'nde bahsettiği canavarlar zamanı 1930'lu yıllar dünyasının devletleridir.

Marks ve Gramsci’nin canavar imgesi burjuva sınıfın sahip olduğu devlet düzenidir. İnsana dayattığı yaşam biçimidir. Marks Kominist Manifesto'da olduğu gibi ünlü eseri Kapital'de iki üç kez kan emici canavarlar, vampirler imgesini kullanır. O zamanlar çocuk ölümlerinin çok olmasından, güvencesiz çalışmadan kaynaklı alt sınıfın yaşam koşulları o kadar berbat ki, bu vampirler metaforunu kan emici burjuvazi ifadesini kullanıyor.

Şimdi de bir canavar var kapımızda. Bizleri içeri tıktı, evlerimize hapsetti. Bu göze görünmez canavarın hayatlarımızı tehdit edeceği dünyanın gidişatından belliydi. Kuş gribi, domuz giribi, sars , mers derken bir hayalet gibi dünyamızı alt üst eden covid 19 namı diğer adıyla korona.

Sonuç olarak insanlığa belâ edilen bu kötülüklerin başı; kural ,vicdan tanımayan varsa yoksa kâr, daha çok kar diyen sermaye düzenleridir. Aslında insanlığa sunduğu hiçbir şey yok ama sahip olduğu güç, kudret sayesinde hükmünü sürdürüyorlar.

Böyle gider mi? İnsanlık; sermaye düzenlerinin sahip olduğu yönetim biçimlerini, kültürleri, değerleri, ahlâk ve adalet anlayışlarını aşarak, değiştirerek; daha sosyal, daha kamusal olana, doğayla ve insanla iyi geçinmeyi esas alan sistem arayışlarına yönelir mi?

Soru bu?

 

Demlenmiş sözler...

İnsanın öğretmeninin doğa

Kitabının insanlık

Okulunun hayat olduğu günler gelecek mi?” ( Halil Cibran)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık