• 18 October 2016, Tuesday 19:47
FikretÇoban

Fikret Çoban

Devlet, ele geçirilecek bir şey midir?

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Demokrasi neden çok güzel bir şeydir?

Çünkü demokratik ülkelerde devleti darbeyle, silahla asla ele geçiremezsin. Takiyye yaparak da sızarak da ele geçiremezsin. Hatta seçimle bile ele geçiremezsin.

Zira demokrasilerde devlet “ele geçirilecek” bir şey değil evrensel ve ulusal hukuk normlarıyla, sivil toplum ve halkın katılımıyla birlikte “yönetilecek” bir şeydir.

Bizim gibi ülkelerde ise devlet, ele geçirilebilen ve ele geçirildiğinde onu ele geçirenlere büyük faydalar sağlayan bir “araç” olarak görüldüğü sürece ‘ihtiraslı’ birileri her zaman devleti ele geçirmek isteyecektir.

Öyleyse kalıcı ve sahici bir demokrasi için devlet ayrımsız tüm toplumsal katmanların en geniş düzeyde ve her an katılımıyla “adalet, liyakat ve millete sadakat” ile yönetilen bir aygıt olmalıdır.

Neden millete sadakat, çünkü devlet dediğimiz aygıtın bütün kademelerinde; yargı, emniyet, hastane, eğitim, askeriye ... milleti oluşturan halkın çocukları vardır.

Demokratik ülkelerde milletin yetişmiş bireyleri devleti ele geçirmek için motive edilmez, örgütlenmez; ancak devlet denilen aygıtı, belli esaslara göre ‘’yönetmek’’ için görev alır.

Görevi tamamlanınca ayrılırlar.

Devlette süreklilik esas olduğu için, yerine milletin bireylerinden birisi gelir.

Ama bizde öyle olmuyor, devletteki sürekliliği kendi çıkarının süreklilğine dönüştürüyorlar. Bütün kavga onun için.

Böylece, devlet dediğmiz aygıt, demokrasi içinde toplumun işlerini takip edip kolaylaştırması gereken bir organ olmaktan çıkıyor ve mutlaka ele geçirilmesi gereken bir araca dönüşüyor.

Daha önceki askeri darbelerde olduğu gibi ‘15 Temmuz’daki militer darbe girişiminin esası devlet denilen aygıtın ele geçirenlere sağlayacağı faydaların çokluğu ile açıklanabilir.

“Eğer bir amaç için açık ya da gizli mücadele eden güçler bir noktaya geldikten sonra, artık geriye dönülemeyeceği için mutlaka iktidar yoluyla devlet denilen aygıtı ele geçirmek isterler” diyor filozof Bernard Russel.

Hatta diyor ki: “Bu iktidar ve güç tutkusuna kapılmış liderler öyle bir noktaya gelir ki, ‘Tanrı olmak ister misiniz’ diye sorsanız, ona bile hayır demezler” diyor.

Bir kere, demokrasi diye bir rejim yok.

Herkes demokrasiden söz eder, kendine göre demokrat olur, ama hiçbir sorun çözülmediği gibi, sorunların devamından pay kapmayı sürdürürler.

Milleti oluşturan bireyler, kurumlar, sendikalar, örgütler, partiler, askeriye, emniyetin yönetimi, işleyişi ne kadar demokratsa, ne kadar evrensel normlara uyuyorlarsa devleti ele geçirilecek bir organ olarak değil de halkın mutluluğu ve ülkenin geleceği için yönetmeye talip olurlarsa belki uzay çağı, bilişim çağı, bilmem ne çağı dediğimiz yüzyılda daha çok ‘3. dünya ülkeleri’nde gündeme gelen darbeler ve darbe girişimleri bizim gündemimizden çıkabilir.

 

Demlenmiş sözler ...

Demokrasi, iki kurt ve bir koyunun öğlen yemeğinin ne olacağı konusunda oylama yapmalarından fazlası olmak zorunda.

James Bovard (1994)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık