Fikret Çoban

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Bale ve opera gereksizdir.

Dans, heykel, müzik ve resim de gereksizdir.

Edebiyat gereksizdir.

Şiir ve roman gereksizdir, hikaye de ...

Sinema, tiyatro gereksizdir.

Hayatta gerekli olan tek şey para!

“Ben pek merak ediyorum: O kadar para ile ne yapıyorsun sen?”

 

Behiç Ak, Pazar günü köşesinde çizgileriyle bunu işlemiş.

Gazeteyi elime aldığımda ilk olarak resimlerine, çizgilerine bakarım, karikatürlerine bakarım.

Önce oralarda duraklar bir rahatlarım, sonra tekrar başa döner o anki ruh halime göre başlarım okumaya.

Neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu bizim bilemeyeceğimiz bir zaman tünelinde gibiyiz.

Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar, geçtiğimiz günlerde 40 yıl sonra doğup büyüdüğü ülkesinin üniversitelerinde ve bazı liselerinde sohbetlere katıldı.

Bilim ağırlıklı sohbetlerinden ilginç diyaloglar yansıdı basına.

Gazetelerde söyleşileri çıktı.

Aklı ve bilimi önemseyen herkes gibi ben de takip ettim.

Açıkça söyledi: “Bir gerçeği söylememiz lazım, araştırıp sebebini bulmamız lazım, niye İslam dünyasından 500 yıldır bilim adamı yetişmiyor, bunu sormamız lazım …”

Gazeteci Nuran Çakmakçı soruyor:

“Peki biz ne yapalım, ne önerirsiniz” diye.

Cevap kısa ve net:

“Çocuklarımızı bilim yapmaya teşvik etmekten başka bir şey tavsiye edemem.”

 

Acaba diyorum bu nobel ödüllü bilim insanının söyledikleri kayda değer bir etki yaratmış mıdır?

Şöyle bizi silkeleyen toplumsal bir motivasyon sağlamış mıdır?

Yoksa Behiç Ak’ın “kim kime dum duma”sındaki gibi, “amaaan bilim dediğin ne ki, o da gereksizdir, hatta bizim düşünmemiz bile gereksizdir. Nasıl olsa birileri bizim adımıza düşünüyor, konuşuyor, siyaset yapıyor, eee bize de evet evet demek düşer!”

Hem, ‘düşünmek zor iş’ kuzum.

Önce biriktireceksin, okuyacaksın, yeni fikirler, yeni düşler edineceksin ki düşünmeyi düşünebilesin.

Şimdi sen birden çok düşünceyle tanışırsan aklın karışır öyle değil mi?

Ne gerek var bunlara!

Nasıl olsa her şey büyüklerimiz, bir bilenlerimiz tarafından yazılıp çiziliyor, programlanıyor, paketleniyor ve bize sunulmak üzere servis ediliyor.

Eee o zaman hazır servisi kaçırmayalım!

 

Demlenmiş sözler ...

Yüksek fikirler, yüksek dağlar gibidir.

İnsanı ürkütür!

Cenap Şahabettin