• 29 November 2016, Tuesday 18:38
FikretÇoban

Fikret Çoban

Havana sokaklarında Nazım ve Fidel!

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Dünya siyasetinde ABD’ye meydan okumuş ve bütün hayatını, politikasını emperyalizm karşıtlığı temelinde sürdürmüş kaç lider var ki!..

Bir zaman sonra nerdeyse bütün politikacıların el ayak divan durduğu ABD hükümranlığına bu kadar ortadan dalan kaç siyasi şahsiyet vardır ki!..

Gençliğinde avukat ama gerilla lideri oluyor. Popüler kişiliği, kazandığı davalar, ABD’nin değil de halkın yanında, halkın içinde olması Fidel’i dünya lideri yapıyor.

Öyle ya, her politikacı iktidar adayıyken önce nereye gider.

Nerelerde kimlerle, hangi güç odakları ile görüşülür, hangi vaatler verilir, hangi ulusal ve insani çıkarlar feda edilir ve öyle iktidar olunur. Bildik hikayedir bu.

Dünyayı ABD’den, dünya insanını da Amerikalılardan ibaret gören, kendilerine kutsal misyon yüklendiğini ve ancak kendi güçlü politikaları dünyaya yön verir-yönetirse dünyanın yeni düzen kuracağını söyleyerek iktidara gelen ABD politikacılarına bakın. Trump başkan olur olmaz neler söyledi?

İşte, bu dünyanın sahibi, efendisi biziz anlayışına, siyasetine, kötülüğüne boyun eğmeyen; ABD’nin burnunun dibinde, deyim yerindeyse, fil çok güçlüdür ama bir arı fili delirtir misali, Amerikan yöneticilerini delirten, ABD destekli 600’e yakın suikast operasyonlarından kurtulan, burunlarına sürte sürte burunlarının  dibinde başka bir  dünya mümkün dedirten Fidel Castro, öyle sadece siyaseti, yönetim anlayışı gibi özellikleriyle değerlendirilebilir ama, esas ABD’nin dünyanın nerdeyse tamamında askerleri, üsleri, işbirlikçileri varken yanıbaşlarındaki küçük bir adanın, Küba’nın böyle bağımsız olması; sağlığın, eğitimin parasız olması, işsizlik gibi bir olayın olmamasıyla değerlendirmek daha hakkaniyetli olur diye düşünürüm.

Fidel Castro’yu seveni kadar sevmeyeni de var.

Kimine göre o da diktatör, kimine göre değil. Bu da normal.

Peki bu normal mi? 60 yıl ABD’ye meydan okuması, teslim olmaması, bir devrimci olarak, ABD’nin dünya halkları üzerindeki psikolojik ve ideolojik hegomanyasını kırması ve nihayetinde emperyalist iştahlarını kursaklarında bırakarak ölmesi herhalde bu bazıları için normal değil.

 

“… ve ben her gün biraz daha

gencim Havana’da

her gün biraz daha yitiriyor

ağzım dünyanın acılığını

her gün biraz daha yumuşuyor

çizgileri avuçlarımın ve çok

uzaklarda bir

kadının beni,

ama yalnız beni düşündüğüne inanıyorum her gün

biraz daha

ve her gün biraz daha keyifli türkü söyleyerek

geçiyorum

Havana

sokaklarından

somos sosyalistas palante palante

(biz sosyalistiz, haydi ileri)”

Nazım HİKMET ( Havana Sokaklarında -1961)

 

Demlenmiş sözler ...

Fikir yığınları taş yığınlarından daha ağırdır.

                                               Jose Marti


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık