• 05 June 2018, Tuesday 21:00
FikretÇoban

Fikret Çoban

Memleket toprağındadır kökü

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Türkçe’nin büyük şairi: “Şiirlerim 40 dilde yayımlanır ama Türkçemde yasak”, der. Kendisi hapistir şiirleri de dilinde yasaktır. O yıllar soğuk savaş yılları, komünizm düşmanlığı üzerinden gelişir Türkiye politikası ve Nazım’ın payına da sürekli sürgün ve hapislikler düşer.

Bugün dünyada Türk deyince ilk akla gelen isimlerden biri Nazım’dır ,

“Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni, başımda bir de çınar olursa taş maş da istemez hani” ... der ama, halâ Anadolu’da bir kilim kadar yer ona çok görülmüştür, dirisi sürgündü, sürgünde öldü, ölüsü halâ sürgündür.

Bazı insanlar bir kere gelir ve bir kere aydınlatır dünyayı , değiştirir değişmez olanı , işte Nazım’da böyle bir şahsiyettir.

Hapis yıllarında Nazım’ı kurtarmak isterler; şairliğini, yazarlığını öne çıkarırlar, ideolojisini geri plana itmek isterler ki belki bu sayede kurtarırız düşüncesindedirler.

Nazım hapis yattığı Bursa Kalesinden gürler:

“Sevdalınız komünisttir

on yıldır hapistir

yatar Bursa kalesinde

Memleket toprağındadır kökü

Bedreddin gibi taşır yükü ...” diye cevap verir.

Nazım, sürgün yıllarında Barış madalyasını almak üzere Küba’ya gider.Uçaktan inerken kucağında bir çiçek demeti ile onu karşılayan bir kadın dikkatini çeker ve ona gider.

- ‘Ben Tanya, 18 yaşında asılan partizan ‘ diye şiirini yazdığın Tanya’nın annesiyim ...

o şiir dökülür dillerden, dalga dalga yayılır Havana sokaklarında, Nazım’ın eli Fidel’in elindedir.

O büyük insanların anısına bir kısmını alalım buraya şiirin ve saygıyla analım onları ...

 

Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına.

Partizan

kolları bağlı arkadan

durdu urganın altında dimdik.

Nazlı, uzun boynuna ilmiği geçirdiler.

Bir subay fotoğrafa meraklı,

bir subay, elinde makina: Kodak,

bir subay resim alacak.

Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğinin içinden

“- Kardeşler, üzülmeyin.

Gün yiğitlik günüdür.

Soluk aldırmayın faşistlere,

yakın, yıkın, öldürün...”

Bir Alaman vurdu ağzına partizanın,

genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan.

Fakat askerlere dönüp devam etti partizan:

“- Biz iki yüz milyonuz.

İki yüz milyon asılır mı?

Gidebilirim ben.

Ama bizimkiler gelecekler.

Teslim olun, vakit varken...”

Kolhozlular ağlıyordu. Cellat çekti ipi.

Boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun.

Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan

ve hayata seslendi İNSAN:

“- Kardeşler

hoşça kalın.

Kardeşler

kavga sonuna kadar.

Duyuyorum nal seslerini

geliyor bizimkiler!”

Cellat bir tekme attı makarna sandıklarına.

Sandıklar yuvarlandılar.

Ve Tanya sallandı ipin ucunda

 

Demlenmiş sözler ...

Fikir yığınları taş yığınlarından daha ağırdır!

Jose Marti


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık