• 14 November 2017, Tuesday 18:48
FikretÇoban

Fikret Çoban

Yazsan ne yazacaksın?

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Neyi nasıl olduğu gibi özgür anlatacaksın!

Madem bireysin, o kadar kıt kanaat ailen seni bu okullarda okuttu, sen durmadın hep okudun, makale, deneme, roman, ideoloji demeden hep okudun.

Okudukça seni tutan bağlardan kurtuldun, korkularından kurtuldun, sonra ne oldu ?

Elinde bir taş varsa onu ötelere atacaksındır, önüne de bırakabilirsin ama taş atılmak için vardır ve onu atmak, ötelere atmak için yükselmen gerekir, yükselirsen taş elbet uzaklara gider ama sen düşersin. Bu düşüş güzeldir, taşı atman gereken yere atmışsındır. Hedefe varıp varmamasından çok senin atman önemlidir, o noktaya gelmen önemlidir. Seninle birlikte taş atmak isteyenler kolları ağrıyacağından, zahmet istediğinden taşı olduğu yere bırakmış olabilirler. Bu senin, taşı ötelere daha ötelere atmış olmanın yanlış olduğunu göstermez.

Ben her sabah uyandığımda gözlük camlarımı sürekli silerim, ama değişmez aynı gösterir. Ama iyi görürüm olup bitenleri, dönen dolapları iyi görürüm. Bilincimi gözlük camını siler gibi sildikçe, ovaladıkça kendimi görür, duruşumu, asabiyetimi kontrol ederim . Sonra sakin sakin yollarda yürürüm. Ezbere şiirler okurum, türküler söylerim, hiç olmazsa mırıldanırım:

… insanlar kardeşimiz!

ekmeğimizin, işimizin, derdimizin ortağı

dostumuz kardeşimiz insanlar! …

Yine çok iyimsersin diyecekler, ama öyle, insan kötü değil, insana kötülük aşılanıyor, insan düşünen insan, yazan insan, aşık olan insan, su içen insan eline bıçak alıp ekmek kesen insan!

“İnsan bir başka insanı ne zaman sahiden ‘öğrenebilmiş’tir ki? Belki de öğrenmenin imkansızlığını kavradığı, öğrenmek arzusunu dışladığı ve en sonunda öğrenmeye ihtiyaç bile duymaz olduğu zaman!

Olaylar, yanımızdan bu insanlar gibi akıp geçer ve her birinin çehresi ancak bir an görülür. Çok önemli olan şeyler sonsuza kadar değil, sadece geçici bir süre çok önemlidirler. Bütün uğraşlarla sevgiler, servet ve ün peşinde koşmalar, gerçeği aramalar, hepsi, tıpkı gerçeğin kendisi gibi akıp geçen ve hiçliğe dönüşen anlardan oluşmuştur. Gene de bizler bu hiçlikler dehlizinin içinden, geçmiş ve gelecekteki temelsiz barınaklarımızı yaratan o mucizeli yaşam gücüyle ilerler dururuz. Böylece yaşar gideriz; zamanın sürekli ölümüyle haşır neşir bir ruh, yitik anlamlarla, yeniden yakalanamayan anlarla, anımsanmayan yüzlerle ahşır neşir, ta ki en son darbe bütün bu an’larımızı sona erdirinceye ve o ruhu, çıkıp geldiği boşluğa geri gönderinceye değin.”

Iris Murdoch – Ağ / Ayrıntı Yayınları (Çeviren: Nihal Yeğinobalı)

Demlenmiş Sözler ...

Daha önce buraya hiç gelmemiştim. Daha güzel nefes alıyor insan burda. Yanındaki yıldız, güneşten daha çok parlıyor!

Kafka


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık