• 11 December 2018, Tuesday 7:53
FikretÇoban

Fikret Çoban

Sarı Yelekliler; işçi sınıfına dahil değil mi !

Paris sokaklarında boy gösteren sarı yelekli göstericiler sadece Fransız hükümetinin degil, dünyanın gündemini de belirlemeye devam ediyor. Kim bunlar, ne istiyorlar, kızıl bayraklara ne oldu da, neyin sarısı bu deyip, sarı yeleklilerin sokak direnişlerini küçümseyen ideologlar bile var.

Sloganların dilinden ve göstericilerin talep ettiklerinden yola çıkarak bir şeyler söyleyebiliriz. Tepkiler cumhurbaşkanı Macron kişilğinde liberal elitizme , kapitalist tüketim tarzına, işsizliğe, gelir dağılımının adaletsizliğine doğru genişliyor. Paris devrimi günlerinden kalma kraliçe Marie'nin, ekmek isteyen göstericilere “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler “ sözünü slogan olarak kullanmaları, sarı yeleklilerin kim olduğunu bize işaret eder.

Devlet yönetimi ve burjuva sınıfla alt kesim arasında derin bir uçurumun oluştuğu ve bu kavganın böyle bitmeyeceğini, giderek biçim değiştirceğini düşünenlerdenim.

Gösteriler sosyal medya üzerinden örgütleniyor, herhangi bir sendika ve parti organizesi yok. Ancak sonradan destek var. Bu yönleriyle sarı yeleklilerin hareketi, örgütleniş tarzı 'gezi’ye çok benziyor. Toplumun orta kesimi, kırsal kesim, varoşlardan ve öğrenci gençlikten besleniyorlar. Bu durumlarından dolayı göstericilerin sağ sol bütün toplum kesimleriyle temas içinde oldukları görülüyor.

Hayat; ideolojilerin, parti siyasetlerinin dışında, toplumun tabanını yatay kesen bir bloklaşma ortaya çıkıyor, bu da nerdeyse yüzde 70’lik bir toplum desteği oluşturuyor.

Haberlerin, gazetelerin sarı yelekli göstericileri anlatış biçmi bir gizlemeyi, bir sınıf karşıtlığını içeriyor. Belki örgütlü kesimler dışında geliştiğinden, kızıl bayraklar dalgalanmadığındır, bu göstericileri orta sınıf diye veriyorlar. Ama bu orta sınıf diye anlatılan göstiricilerin gelir düzeylerine, gerçek yaşantılarına bakarsak bu insanların işçi sınıfı içinde olduğunu görürüz. Burda işçi sınıfı kavramını ve emeği gizleyen, işin sınıfsal özünü yok sayan bir burjuva zihniyet söz konusudur.

O zaman bu kimin işine yarar? Toplumun çoğunluğunu işçi sınıfı içinden koparıp ortaya bir sınıf yaratmak, elbette yöneten kesimlerin sınıfına hizmet eder. Tarih içerisinde irili ufaklı bir çok kavgayla -mücadeyle- direnişlerle elde edilen kazanımların kültürünü, siyasetini, sanatını ve işçi sınıfı idelojisinin yerine toplumun geleneksel kültürüyle burjuva sağ ideolojilerle buluşturup kendisi için sınıf olmaktan uzaklaştırmak ve işçi sınıfını sadece sendikalarla bloklaştırmak ve daraltmak işlerine geliyor; bunların meselesi bu.

'Hareket etmesseniz zincirlerinizden kurtulamazsınız’ diyen Rosa Luksenburg'u anarak bitirelim.

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık