• 31 May 2016, Tuesday 19:47
FikretÇoban

Fikret Çoban

Siz hiç ‘Siyah Kuğu’ gördünüz mü?

Hayata Dair / Fikret ÇOBAN

Siz hiç siyah kuğu gördünüz mü?

Kuğu dediğin beyaz olur değil mi?

Muhtemelen siz de benim gibi hayatınızda siyah kuğu olabileceğini hiç düşünmediniz.

Kuğu denince aklımıza hep beyaz geldiği için mi?

Alışkanlıkları, yerleşik değerleri, hele bizim gibi mutlakiyetçi ve otoriter yönelimli toplumlarda kırmak zordur.

Lübnanlı yazar Nassim N. Taleb, 2007 yılında biraz felsefe, ekonomi ve güncel olaylar karışımı bir kitap yazdı: Siyah Kuğu.

Kitap çok tartışıldı, okundu.

Tabii bu,  güzel mi güzel balerin kahramanı olan ‘Siyah Kuğu filmi’ değil.

Taleb’in kitabı, öğretilmiş olanı, hazır olan düşünce kalıplarını tamamen kırıyor. Beklerken değil beklemezken birden ortaya çıkan ekonomik ya da sosyal olayları analiz ediyor.

Taleb’e göre bir olayın, bir sosyal kalkışmanın ‘siyah kuğu’ olarak değerlendirilmesi için şu üç aşamadan geçmesi gerekiyor:

Bir- Hiçbir şekilde geriye bakarak tahmin edilemeyecek olması,

İki- Büyük etki-tepki yaratması,

Üç- Olduktan sonra arkasından uzun süre tartışılması...

Sizce Gezi bir ‘Siyah Kuğu’ değil miydi?

Nassim Taleb’in ‘Siyah Kuğu’sundaki üç basamağı içine almıyor mu?

Bir: Beklerken değil, beklemezken ortaya çıkmadı mı?

İki: Kimsenin tahmin edemeyeceği boyutlara ulaşmadı mı?

Üç: Ve halâ yanında olanlar-karşısında olanlar tarafından yeri geldiğinde tartışılıp durmuyor mu?

Vay anasını be bu günleri de mi gördük, asla yan yana gelemez diye düşündüklerimizin ağacın yanında saf tuttuğuna şahit olmadık mı?

Sosyal olaylarda düz bir çizgi yoktur, inişli çıkışlı olduğunu Haziran kalkışmasında gördük.

Bazen ne teorik metinler, ne de işi sosyal gelişmeleri takip ve yorumlamak olan otorite bildiğimiz kişiler bile bunu göremez.

Öyle anlar vardır ki, kitle kendiliğinden harekete geçer, bazı şeyler birikmiştir, açığa çıkması ve boşalması gerekir.

Böyle durumlarda herhangi bir partinin, örgütün yazılı emri gerekmez; kitle doğrudan harekete geçer ve her aşamada içinden kendi önderlerini yaratır, görünürler, kitleye yön verirler ve sonra kaybolurlar.

Sonra, tartışması forumlarda sürer, yeni örgütlenme biçimleri ortaya çıkar, ama kitle artık evine dönmüştür.

Evinden çıkıp tekrar sokağa çıkması Godot’u bekler gibi beklenir ama nasıl ne zaman çıkar bilinmez, fakat beklenir!

 

Demlenmiş sözler ...

“Bu ne beter çizgidir bu

 bu ne çıldırtan denge

 yaprak döker bir yanımız

 bir yanımız bahar bahçe”

(Hasan Hüseyin KORKMAZGİL)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık