• 12 May 2016, Thursday 19:22
H.Avni Kunduracıoğlu

H.Avni Kunduracıoğlu

2. Latmos Doğa Şenliği’nden izlenimler …

Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU – Sırtçantamdakiler

Milas Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (MİDOSK) ile Bodrum Doğa Sporları Kulübü’nün (BODOSK) ortaklaşa düzenledikleri  ‘Dağcılık Şenliği’ geçtiğimiz Cumartesi-Pazar günleri Kapıkırı Mahallesinde gerçekleşti.

Dağcıların, 2. Latmos Doğa Şenliği ismiyle gerçekleşen etkinliğe gösterdikleri yoğun ilginin altını çizmek gerek.

Yaklaşık 500 dağcı ve doğaseverin katıldığı etkinliğe; İzmir, Aydın, Uşak, Manisa, Konya, Adana illerinin yanısıra Ege Bölgesinin farklı ilçelerinden örgütsel ve bireysel katılımın dikkat çekiciliği bir başka ayrıntıyı oluşturuyordu. Bafa Gölü’nün kıyı şeridinde belirlenen kamp alanı, rengarenk çadırların varlığıyla hoş görüntülere ev sahipliği yaptı. Okaliptüs ağaçlarının gölgesine sığınan çadırlara, antik dönemdeki ismi Latmos olan Beşparmak Dağları gözcülük yapıyordu sanki. Aslında sadece çadırlar değil, kampta herşey rengarenkti denilebilir. Çadırların arasında huzurlu bir şekilde uyuyan sokak köpeklerini görebileceğiniz gibi, çadırların üzerinden atlayan tavuk ve horozları görmeniz de olasıydı.

Zira bu ‘Latmos Doğa Şenliği’ydi ve bu şenlik doğa ve insanın iç içe girmesini hedef olarak belirlemişti.

Bu iç içelikten Bafa Gölü’nde yaşanan kirliliğin varlığı da, Latmos Dağı’nda maden ocaklarının yarattığı ‘doğa cinayeti’ de nasibini almalıydı elbet. Aldı da.

Birincisi geçtiğimiz yıl gerçekleşen Latmos Doğa Şenliği’nde Bafa Gölü’nde yaşanan kirliliğe dikkat çekmeye çalışan Şenlik Komitesi, bu yıl ise ana başlık olarak ‘Latmos Milli Park Olsun’ dileğini gündeme taşıdı.

8 bin yıllık geçmişi ‘kaya resimleri’ ile perçinlenen Latmos’un tarihsel ve doğal güzelliğini dağcılara sunmaya çalışan şenlik, öte yandan bizlere miras kalan Latmos’un içinde bulunduğu sorunlara da dikkate çekmeye özen gösterdi. Bu özen, açılış töreni sırasında gerçekleşen seremonide söz alan şenlik görevlisi arkadaşların konuşmalarına da yansıdı.

Açılış töreni, yine Milas Belediyesi Başkan Yardımcısı Faik Karagöz ve Milas Kaymakamı Fuat Gürel'in, yörenin güzelliği ve bu şenliğin önemini yansıtan düşüncelerine tanık oldu. Kaymakam Fuat Gürel’in geç saatlere kadar kamp alanında bulunması keyifle karşılandı. Zira bu davranış ‘resmiyet’in sivilleşmesi açısından hoş ve dikkat çekiciydi.

Tabii bu süreçte Kapıkırı Mahallesinin her köşesi ve gölün kıyı şeridi renkli görüntülere tanık oluyordu. Kıyı şeridi, bir yandan çocukların keyifli koşuşturmalarına tanık olurken, bir yandan da göle karşı oturanların güneşin batmasını heyecanla bekleyişine de ev sahipliği yapıyordu. Herkes kendi coşkusunu yaşarken, şenlik komitesi başka bir telaşı yaşıyordu. Akşamın belirdiği bu saatlerde ‘keşkek-pilav-tulumba tatlısı’ndan oluşan yemek listesi, misafirlere ikram olarak tabaklarla buluşurken, sahildeki ahşap çardak, başka bir coşkuyu sunmaya hazırlanıyordu.

Karanlık, günü teslim alırken ahşap çardaktan gelen ezgiler, misafir dağcıların yüreklerini ışıldattı. Milas’ta dağcığın sevilmesinde önemli katkısı olan Ahmet Yelliler’in sazından ve yine Milas’ın önemli müzisyeni Süleyman Baş’ın gitarından çıkan ezgiler, ahşap çardağın önünde biriken kalabalığa keyifli anlar yaşattı. Kamp ateşinden sıçrayan kıvılcımlar boşlukta keyifli görüntüler oluştururken, usta müzisyen Fevzi Kurtuluş sahildeki keyfi doruğa ulaştırdı.

Yüzlerce yıldızın yer aldığı gökyüzü, bir örtü gibi Kapıkırı’nın üstüne odaklandığında, kamp alanı sessizliğe büründü.

Pazar sabahı günün ilk ışıklarıyla birlikte, kamptaki bazı çadırlarda hareketlilik göze çarpıyordu. Zira şenlik programında yeralan üç seçenekli doğa yürüyüşünün birincisinin başlangıç saati 07.00 olarak belirlenmişti. Programın bu ayağında Latmos’un zirvesine, yani Tekerlek Tepe’ye zorlu yürüyüş gerçekleştirilecek, saat 9.00’da başlayacak parkur seçeneği olan ‘Gölyaka – Yediler Manastırı’ ise orta zorluk olarak sınıflandırılmıştı. Kolay olan son seçeneği seçenler ise, köy içinde ‘kültür gezisi’ yapacaklardı. Son iki seçeneği isteyenlerin daha zaman var diye düşündüğü sıralarda, zirveciler çoktan yola düşmüşlerdi bile.

Parkur, Sakarkaya Mahallesinin biraz ilerisinden başlayıp Sakarkaya Mahallesinin içinde bitecek şekilde tasarlanmış. Yani zirveciler Latmos’un içinde bir ters ‘C’ çizecekler. 14 kilometrelik bu parkur çok zor olmasa da, belli bir kondüsyon istediği bir gerçek. Orman yolunda başlayan parkur, dağın içine doğru yönelip tepelere ulaştırıyor. Her tepe bir başka tepenin habercisi oluyor. Karabaş otlarının mor güzelliğine papatyalar karışıyor. Tıpkı yarpuz otunun kokusuna kekik kokularının karıştığı gibi. Toprak, bir süre sonra kayalara bırakıyor yerini. Şekilden şekile girmiş devasa kayalar, misafirlerin ilgi odağı oluyor. Bafa Gölü’nü gören noktaya ulaştıktan bir süre sonra ‘zirve’ gerçekleşiyor. Fotoğraflar çekiliyor ve dönüş başlıyor. Gölü gören parkur, çam ormanının içine sokuyor. Keyifler dorukta olsa da, yorgunluk hissediliyor. Bu yorgunluk, 7,5 saat sonra köy içindeki kahvehanede içilen demli çayla geçiyor.

Zirve yapan dağcıların kamp alanına ulaşmasıyla birlikte, etkinlik yavaş yavaş sona yaklaşıyor. Milas’ın ünlü tepsi böreği ve ayran ikramından sonra, çadırlar toplanıyor ve misafirler kamptan keyifli yüz ifadeleriyle ayrılıyorlar.

Elbette gelecek yıl görüşme dileklerini ileterek.

BODOSK ve MİDOSK’un ortaklaşa gerçekleştirdikleri ‘Latmos Doğa Şenliği’, salt dağcılar için değil, aynı zamanda yöremizin tanıtımı açısından da oldukça önemli diye düşünüyorum. Birinci dereceden tanık biri olarak, bu etkinliğin ortaya çıkmasında çok büyük bir emek olduğunu söylemeliyim.

Latmos’un eşsiz güzelliğini herkese tanıtmayı hedefleyen iki kulübün ortaya çıkardığı bu etkinlik gerçekten kutlanası.

MİDOSK ve BODOSK’un özverileri ile, Latmos, tıpkı 8 bin yıl önce çizilen kaya resimlerinde olduğu gibi ‘elele tutuşan’ insanları ağırlıyor.

Elele tutuşan bu yüreklerin tek bir düşüncesi vardı; Latmos Milli Park Olsun.

Daha fazla geç kalmadan.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık