• 16 September 2019, Monday 16:35
H.Avni Kunduracıoğlu

H.Avni Kunduracıoğlu

SARIÇİÇEK KÖY ODALARI / GÜMÜŞHANE

Araç, Gümüşhane sınırları içinde kıvrıla, kıvrıla yol alırken üst üste binmiş dağların üzerinde yükseliyor. Trabzon ile Gümüşhane arasında kalan bu bölge, sadece sert dağların görüntüsüyle değil aynı zamanda rengârenk bir florayı gözler önüne seriyor. Ardımızda bıraktığımız her köy, bu coğrafyanın konumuna uygun görüntüsüyle zihinlere kazınıyor.

Zihnimde çok uzun zamandır yer alan bir başka köye ulaşmakta olduğumuzun heyecanıyla, coğrafya gibi köyler de aracın penceresinden akıp giderken sadece birer ayrıntıdan öte gidemiyor.

Sarıçiçek Köyü. Adeta koştura, koştura giden aracımız beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılan köy tabelasını geride bırakıp, köyün meydanına yerleşince keyifleniyorum. Öyle ya, Gümüşhane’ye yaklaşık 40 km uzaklıkta olan Sarıçiçek Köyü, uzun zamandır zihnimde yer alan köylerden biri. Bir köy ismi için oldukça şiirsel gelen ‘Sarıçiçek’in yörede sıkça görülen çiğdem benzeri sarı çiçeklerden almış olabileceğini düşünürken köyün muhtarı geliyor.

Coğrafya üzerinde gördüğümüz ya da içinden geçtiğimiz onlarca köyden pek farkı olmayan Sarıçiçek Köyü’nü diğer köylerden ayıran ve an itibarıyla bu köyde olmamızı sağlayanın ‘köy odaları’ olduğunu belirteyim. Köye hatırı sayılı bir ziyaretçi geldiğini hem muhtarın rahatlığından hem de işinde gücünde olan köylünün tavırlarından anlamak pek zor olmuyor. Bu ünlü köy odalarını görebilmeniz için köyün muhtarıyla iletişim içinde olmanız gerekiyor. Zira odaların anahtarları sadece Muhtarda var.

 

Muhtar önde biz arkada köy meydanından ayrılıp, sokağın içinde ilerliyoruz. Birbirine benzeyen kerpiç evler ya da son zamanlarda yapıldığı belli olan birkaç betonarme evin oluşturduğu sokağın içinde ilerlerken, geride bıraktığımız mimari benzeri kerpiç bir yapının önünde duruyoruz. Yapıya sonradan yapıldığı belli olan giriş kısmından, köy odalarına olan ilginin fazlalığı anlaşılıyor.

Gümüşhane, Karadeniz’i Ortadoğu’ya, İran’a, Kafkaslar’a bağlayan tarihi İpek Yolu’nun geçtiği güzergâhta olmasından dolayı stratejik önemi olan bir bölge. Yine Trabzon’un bir liman kenti olması, kervan yollarının bu bölgeden geçmesini gerektirmiş.

Sarıçiçek Köyü de, Bayburt üzerinden Trabzon’a giden eski kervan yolunun tam üzerinde yer alıyor. Kervan yolu deyip geçmeyin, döneminde bu köyden Trabzon’a üç günde ancak ulaşılırmış.

Kendisi de bir kervancı olan Hacı Ömer Ağa, köye gelen ya da köyden geçen kervancıları ağırlamak için köyde iki ayrı oda inşa ettirmeye karar vermiş. Hacı Ömer Ağa, köyden geçen kervancıları yıllarca bu odalarda konuk etmiş. 1873 yılında inşa edilen bu odalar, günümüzde bizim gibi meraklıları konuk ediyor.

Derler ki, Hacı Ömer Ağa ünlerini çokça duyduğu usta ve çırak olan iki yapıcıyla yüzer altın karşılığı anlaşmış. Yani iki odadan birini usta yapacak, diğerini ise ustanın çırağı.

İşte şu an önünde bulunduğumuz yapı, çırağın eseri olan oda. Dışarıdan köydeki diğer evlerden hiçbir farkı olmayan bu yapı, içeriye girdiğinizde muhteşem bir renk cümbüşünün sarmalına alıyor. Ahşap işlemelerin ve rengârenk boyamanın müthiş uyumu odayı ele geçiriyor. Tavanın muhteşem işçiliğine, odanın iç düzenlemesi ekleniyor. Yüklük, sedir, ocak ve kahve köşkü gibi tüm ayrıntılar odanın içinde yer alıyor.

Çırağın yaptığı bu evden çıkıp yaklaşık 50 metre ilerdeki ustanın yaptığı eve gidiyoruz. Bu evin giriş kısmına da sonradan ek yapıldığı anlaşılıyor. Aslında iki evin çatısı da düz toprak dam olarak inşa edilmiş. Ancak günümüzde mekânların bir şekilde su almaması için çatılar değiştirilerek önlem alınmış. Ustanın yaptığı oda kareye yakın bir dikdörtgen üzerine oturmuş. Bu odada da yine ahşabın muhteşem işçiliği ve boyamanın zarafeti ile karşılaşıyoruz. Mavi beyaz tavan odaya ayrı bir renk vermiş. Diğer odaya göre daha büyük ve daha aydınlık olan bu odada da, yine iç düzenleme dikkat çekici. Ocak, sedirler ve kahve köşkü bir konuğun mutlu olacağı ayrıntılarla yerine getirilmiş.

Bu odanın yaklaşık 20 metre ilerisinde cami var. Çırağın yaptığı odanın bitişiğinde de köy çeşmesi.

Her iki odanın yapımında, yörede çokça olan sarıçam kullanılmış. Aradan yaklaşık 150 yıl geçmiş ama her iki oda da muhteşem güzelliklerini koruyor.

Derler ki, Hacı Ömer Ağa usta ve çırakla yüzer altın karşılığı anlaştıktan sonra olabilecek en güzel odaların olmasını istemiş. Usta ve çırak, iki yıl boyunca bu odaların inşasında çalışmış. Sıra iç dekorasyona gelince çırak ustasından yardım istemiş. Ama ustası ikimiz de aynı parayı alıyoruz diyerek çırağına hiç yol göstermemiş. Odalarına giren usta ve çırak iki yıl boyunca ne yaptıklarını kimseye göstermeden çalışırlar. İş bittiğinde odalar ağaya teslim edilir. Görülür ki, çırağın yaptığı oda ustasının yaptığı odadan daha güzeldir.

Rivayet odur ki, bunu gören usta mesleğini de köyü de terk eder.

Açıkçası her iki oda da kendi güzelliğini taşıyor. Ancak çırağın odasındaki zengin tavan işçiliği dikkat çekici kadar güzel. Buna rağmen benim gönlümün ustanın yaptığı ferah odada olduğunu söylemeliyim.

Bir süre Sarıçiçek Köyü’nün içinde dolaşıyoruz. Her kerpiç evi gördüğümde ‘köy odaları’ düşüyor zihnime.

Bir köyün böylesine muhteşem bir sürprizi barındırmasının şaşkınlığını yaşıyorum, hâlâ.

(Okuma Notları ; Öteki Anadolu – Bünyad Dinç /Gölgeler Kitap 2016)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık